Lüks bir araçta kokain çekerken görüntülenen kişi birkaç gündür gündemi işgal ediyor.
Kürşat Ayvatoğlu isimli 28 yaşındaki gencin uyuşturucu alışkanlığından öte, bulunduğu konum daha da şaşırtıcıydı.
Önce AK Parti Milletvekili Hamza Dağ’ın Özel Kalem Müdürü olduğu iddia edilmiş, sonra Dağ’ın açıklamasıyla parti genel merkezi Ar-Ge Birimi’nde büro memurluğu yaptığı ve görüntülerden sonra iş akdinin feshedildiği açıklanmıştı.
Kastamonu olayın neresinde?
Bu olay Kastamonu’yu ilgilendiriyor muydu? Ayvatoğlu’nun ifadesine bakarsak ilgilendiriyordu.
İfadesinde videonun yaklaşık 2 yıl önce Kastamonu’da haberi olmadan çekildiğini ve kendisine şantaj yapıldığını, bu videonun da öyle ortaya çıktığını belirtmişti.
Ayvatoğlu sadece Kastamonulu değildi, aynı zamanda 2014-2019 yılları arasında Kastamonu Belediyesi’ne sözleşmeli personel olarak girmiş, Kültür ve Sosyal İşler Müdürü olarak da görev almış, belediye yönetimi değişince kendisine Ankara’da AK Parti Genel Merkezi’nde görev verilmişti.
Görüntülerden sonra ilginç bilgiler de ortaya çıktı. Fotoğraflarından zengin bir hayat yaşadığı belli olan Ayvatoğlu’nun lüks araçlar sattığını da öğreniyorduk.
Babaşlara Dikkat!
Kürşat Ayvatoğlu’nu 2014’teki yerel seçim sürecinde tanıyan Gazeteci Muhammed Vefa’nın konu hakkındaki açıklamalarıysa duruma farklı bir boyut kazandırıyordu.
Ayvatoğlu’nun o yıllar liseden terk olduğunu, Babaş’ın seçim kampanyasında grafiker olarak çalışmaya başladığını, seçimden sonra da önlenemeyen yükselişini anlatıp şunu vurguluyor:
“Kürşat konuşulacaksa daha önce özel kalemliğini yaptığı Kastamonu Belediye Başkanı Tahsin Babaş'a da bir bakın. Oğlu neler yapıyor, babası neler yapıyor?”
Vefa, Ayvatoğlu’nun şimdiki zenginliğinin, önceki dönem belediye ihalelerindeki rolüne dayandığını öne sürerek belediye yönetimindeki konumuna dikkat çekiyor.
Tahsin Babaş ve oğlu Metehan’dan bahsederek o dönem belediye yönetiminde yer alan kişilerin mal varlıklarının araştırılması gerektiğini söylüyor.
* * *
Yazılarımda defalarca Kastamonu Belediyesi’nin önceki dönem yönetiminin sorunlu arsa-konak takaslarından, Sayıştay raporlarına giren usulsüzlüklerden ve işe gitmeden maaş alan ATM memurlarından - ki şu an onlardan biri olduğu iddia edilen kişi Kastamonu AK Parti teşkilatında görevdedir- bahsettim. Ne Tahsin Babaş’tan ne de İl Başkanı Doğan Ünlü’den hiçbir ses çıkmadı.
İlgililer, yönetimlerinin usulsüzlükleri hakkında aydınlatıcı bilgi vermeye tenezzül etmedi bugüne kadar. Halkımız nasıl olsa kolay unutuyor, zor hatırlıyor, diyorlardı galiba!
Malum videonun 2 yıl önceye ait olması ve Kastamonu’da çekilmesi, “Acaba Ayvatoğlu o zaman belediyede müdürlük görevinde miydi?” sorusunu da akla getiriyor.
Mesele, Ayvatoğlu’nun kokain mi yoksa pudra şekeri mi çektiği değil, bu lüks hayata nasıl eriştiği, kimlerin korumasında olduğu ve sevgili ülkemizde benzer örneklerinin ne kadar bulunduğudur.
Ülkemizdeki gençler arasında uyuşturucu toz ve haplara olan ilginin ne boyutlara vardığıysa asla hafife alınmaması gereken bir başka konudur.
Gece gelen özür açıklaması!
Kürşat Ayvatoğlu dün gece yazılı bir açıklama yaparak Allah’tan af dileyip annesinden, partisinden ve Türkiye’den özür diliyordu.
Komediyle dramı bir arada barındıran açıklamaya göre Ayvatoğlu, uyuşturucu batağına sürüklendiğini kabul ediyor, “Daha fazla nüfuz sahibi olma, olduğundan farklı görünme çabasıyla gücün yanında görünme, hükümetteki güçlü insanlarla fotoğraf vererek kendime yeni kapılar açma düşüncesi beni her gün başka bir yanlışa sürükledi.” diyordu.
Lüks araçların satışını, komisyonculukla; zengin bir hayat sürmesini de “olduğundan farklı görünme çabası” olarak açıklayarak edindiği serveti geri plana atmaya çalışıyordu.
* * *
Salgının nefes aldırmadığı, dolar kurunun durmadan yükseldiği, Merkez Bankası başkanlarının mevsimlik işçi kadar görev aldığı, hayat pahalılığının günden güne arttığı, bir gecede uluslararası sözleşmeden keyfe keder çıkıldığı bir ortamda Kürşat Ayvatoğlu’nun görüntüleri hükümeti epey tedirgin etmiştir muhakkak.
Çoğunluğun, uyuşturucudan ziyade “Bu değirmenin suyu nereden?” diye sorması 19 yıllık iktidarın içinde kümelenmiş avantacıları da ortaya çıkarması açısından büyük önem taşıyor aslında.
İmla hatalarıyla yazılan açıklamanın gerisinde nasıl bir ilişkiler zinciri saklı, şimdi bunu gündemden uzak tutmaya çalıştıkları görülüyor.
* * *
Bu olaydan sonra Kastamonu Belediyesi’nin önceki yönetiminden kalan 100 bin liralık pastırma faturası, 78 buçuk milyonluk borçla beraber iş arayan bir vatandaşımızın birkaç ay önce belediye binası içinde kendini yakmaya çalışmasının gözümüzün önüne gelmesi bir şeyleri anlatır mı dersiniz?
Anlayana sivrisinek saz, anlamayana bu haberler az!