İki yıl önceki Ramazanları bile hasretle aradığımız bir zamanda mübarek ayın yarısına gelmek üzereyiz. Nasıl geçiyor Ramazanınız, her şey yolunda, sağlığınız, sıhhatiniz yerinde mi? İnşallah öyledir.
Geçmişin iyi olaylarını yâd ederken hatırdan çıkmayan olumsuzluklar da yakayı bırakmıyor.
Salgın ağırlıklı ülke ve Kastamonu gündeminde yine de güzel şeyler düşünüp yola çıkmaktan vazgeçmemeliyiz.
Değişmeyen gündemimiz
Salı günü MHP Kastamonu İl Teşkilatı’nın basın toplantısında son dönem gündemine dair açıklamalarda bulunuldu.
İl Başkanı Çınar’ın kısa süren açılış konuşmasıyla başlayan bu toplantının pudra şekeriyle gündeme gelen önceki belediye yönetiminde görevli Bay Kürşat olayıyla ilgili bir açıklama yapma gayretiyle düzenlendiği anlaşılıyordu.
Çınar, CHP İl Başkanı Hikmet Erbilgin’in “suskunluk” eleştirilerine karşılık CHP’nin HDP tutumundan bahsedip yargıda olan konuda Bay Kürşat’ın ismini anmadan, kimsenin “Bilmeden, bilgi belgeye dayanmadan” ifade kullanmaması gerektiğini, yargının belediyeden istediği bir çalışma olduğunda kapılarının açık olduğunu belirtti.
“Hâlâ geçmişten konuşmaktan rahatsızım”
Başkan Vidinlioğlu, seçimin üzerinden 2 yıl geçmesine rağmen hâlâ geçmişi konuşmaktan rahatsız olduğunu belirtip selefi Tahsin Babaş’ın, imar düzenlemelerindeki sorumluluğu kendinden önceki döneme yüklemesine yer yer öfkeli bir tonda değinip Babaş’ın sütten çıkmış ak kaşık gibi konuştuğunu söyleyerek “Bu, benim dönemimde değildi, önceki dönemdeydi demek ‘Benim abim’ dediğin Turhan Başkan’a hakarettir, ayıptır.” karşılığını verdi.
2018’de Türk Dünyası Kültür Başkenti etkinlikleri için Kültür Müdürlüğüne ayrılan bütçenin Babaş’ın dediği gibi 2 milyon değil, 8 milyon 410 bin lira olduğunu vurguladı. 2019 yılında seçime kadar 3 milyon 32 bin lira harcandığını açıkladı.
Bay Kürşat olayıyla CHP İl Başkanı Erbilgin’in yönelttiği eleştirilerden bahsederek “Muhatapları burada yaşıyor. Bana soracağına ona neden sormuyorsun?” çıkışında bulunan Vidinlioğlu, konuyla ilgili faturalarda kendisinin bir sıkıntı görmediğini ama tekrar inceleme talimatı verdiğini belirtti.
Vidinlioğlu, ihtiyacı olan vatandaşlara büyük marketlerin yardım kartlarını ulaştırma konusunda belediyenin bir ticarette bulunmadığını, Erbilgin’in yanlış değil yalan söylediğini, belediyenin tablet kampanyası gibi girişimlerindeki aksaklıkları eleştirmesi üzerine de “Sizin hangi hayrınız oldu? 1,5 milyonluk binada oturuyorsunuz. Zekâtını verseniz dünyanın parası eder.” yorumunda bulundu.
“O şey var ya…”
MYK Üyesi Yüksel Aydın’sa CHP İl Başkanı Erbilgin’le Milletvekili Hasan Baltacı’nın ciddiye alınmaması gerektiğini vurguladı. Vekil Baltacı’dan eliyle boy tarifi yapıp “O şey var ya…” diye bahsetmesi dikkat çekti.
Erbilgin yönetiminin özel olarak Kastamonu’da yapmak istediklerini bildiklerini, farklı-gizli bir gündemlerinin olduğunu ifade edip CHP İl Başkanı’nın Milletvekili Baltacı’yla birlikte İBB Başkanı İmamoğlu’nu ziyaretini, İmamoğlu’nun HDP’ye yakın duruşu üzerinden eleştirdi.
Kastamonu’nun gerçek CHP’lileriyle siyaset yapmanın kendileri için keyif olacağını da vurgulayan Aydın, Bay Kürşat olayının üzücü olduğunu, isminin ona yakışmadığını, konunun kendilerine değil, önceki dönem belediye yönetimine sorulması gerektiğini belirtti.
* * *
Aydın’ın Milletvekili Baltacı’yla ilgili “O şey var ya…” ifadesi üzerine CHP’liler sosyal medyadan tepki gösterdiler.
Bence de Aydın’ın bu ifadesine hiç gerek yoktu. CHP siyaseti eleştirilebilir ama bir Kastamonu milletvekilinden böyle bahsedilmesi, “siyaset adına” şehre bir şey kazandırmayacaktır.
“Sormazlar”
Toplantı bitiminde basın mensuplarına sorusu olup olmadığını soran Emin Çınar, bir taleple karşılaşmayınca Yüksel Aydın’ın ifadesi enteresandı: “Sormazlar başkanım. Bunlar eskiden de böyleydi!”
Haklıydı Aydın. Şehir basını soruyla moruyla uğraşmıyordu. Hem muhabir sorsa yazı işleri müdürüyle patron kızardı. Bugün Kastamonu, hâlâ eski dönemden kaynaklı sorunlarla vakit öldürüyorsa bu sormama yüzüneydi ama!
* * *
Gündeme pudra şekeriyle gelen Bay Kürşat olayında asıl soru, elbette önceki belediye yönetimine ve birinci dereceden sorumlu Tahsin Babaş’a sorulmalıydı. Fakat araştırma sonunda hiçbir şeyin çıkmayacağı bilinse dahi belediye yönetiminin elinden gelen denetim imkânlarından kaçınmaması gerekir.
MHP, seçim döneminde Kastamonu’da “hesap sorma” üzerine propaganda yapınca şehir halkının beklentileri de bu minval üzere oldu ister istemez. Sorulacak hesapların hukuk içinde olacağıysa seçim sonrası vurgulanacaktı! Bugünkü tartışmaların ince ayrımı burada.
Liyakate dikkat edilmeden alınan bir personelin hem Kastamonu’ya hem de ülkeye faturası hafif olmuyor, hatalı icraatların da hatırlanmasına neden oluyordu. Bu konudan her idarenin ibret alması gerekir aslında.
Başka Kastamonu
Mübarek bir ayda siyasi tartışmalardan uzak kalamaz mıydık?
Basın toplantısı bu düşünülerek Ramazan öncesinde, konular sıcaklığını korurken düzenlenemez miydi acaba?
MHP Kastamonu Teşkilatı neredeyse 1 ay önceki gündem üzerine bir basın toplantısı yapma ihtiyacını duymakta biraz geç kalmamış mıydı? Tabandan yükselen “beytülmâl” vurgusunun da bu toplantıyı zorunlu kıldığı tahmin edilebilir.
Toplantıda MHP Kadın Kolları Başkanı, dinlemede kalmak yerine kadın kolları çalışmalarıyla ilgili önemli bilgiler paylaşsa daha iyi olabilirdi. Böylece çoğu partideki erkek egemen görüntüden bir parça olsun uzaklaşıldığını görerek sevinirdik en azından.
* * *
Bunca derdin arasında şehrin ileriye değil, geriye gidişinin fotoğrafını çekiyorduk sanki. Siyasi görüş ayrılıklarının ve söylemlerin döne döne tekrarlanıp yine Kastamonu’yu yerinde saydırmasından artık hepimiz bıkmadık mı?
Siyasilerden daha çok bilim ve kültür insanlarının gündem belirlediği bir şehir ve ülke hayalinden vazgeçmeyelim yine de!
23 Nisan
Bugün 23 Nisan. Artık öyle kolay neşe dolamıyor insan! İçindeki çocuğu daima yaşatıp gününü çiçeklendirenlerse her zaman bir teselli çıkarabiliyor hayattan.
Emperyalizme karşı dövüşüp ulusal egemenliğin temellerinin atıldığı 23 Nisan 1920’yi ve Milli Mücadele’yi yâd ederken Çocuk Bayramı’na giden yolda şimdiki adı Çocuk Esirgeme Kurumu olan Himaye-i Etfal Cemiyeti’nin kuruluş nedenlerini ve çalışmalarını anlamak için de önemli bir tarihtir 23 Nisan.
TÜİK’in 2020 verilerine göre; Türkiye’de 22 milyon 750 bin çocuk var. 15-17 yaş grubundaki çocukların iş gücüne katılım oranıysa yüzde 16,2.
Hâlâ devlet yönetimiyle ilgili sorunlarımız varsa çocukların çocukluğunu bilemediği durumlar yaşanıyorsa bugün bir kez daha düşünülmesi gerekir.
Bu bayram da ülkedeki Cumhuriyet parkları salgından ötürü ıssız olacak. Varsın, öyle olsun. Bu da geçer. Yeter ki çocukların yüzü gülsün, ailelerde huzur olsun. Bizim tesellimiz de bu…
* * *
A. Kadir’den bir şiirle:
“Çok olun, çocuklar, çok olun…
yapraklar kadar, balıklar kadar çok olun.
Bu dünya ne tek tek yaşamakta,
bu dünya ne rakının, ne şarabın içinde,
bu dünya ne parada, ne pulda,
ne kalleşlikte, ne zulümde.
Bu dünya aşkın içinde, alın terinde…
Çocuklar, çiçekleri umudumuzun.”