Kelimenin anlamı hepinizin bildiği gibi 'olumsuz düşünce eğiliminin ayırım gözetilmeden her olay ve duruma karşı veya kişilere dair geliştirildiği, bir ön yargı sarmalıdır.'
Sabahın ilk ışıkları ile uyanmak, doğanın sessizliği, kuşların sesleri, güneşin huzur veren aydınlığı ile güne başlamak her insanın idealidir, beklentisidir.
Ülkemizde bu nimetler var olduğu halde biz insanların yaşaması gittikçe zorlaşmaktadır. Hayallerde kalmaktadır adeta!
Sadece bu sene başından bu tarafa duyduklarınız, okuduklarınız, yaşadıklarınız, karamsar tablonun arttığını göreceksiniz, görüyoruz da!
Farkında mısınız?.. Çok basit trafik kazaları (kaza denirse) çoğalmakta ve dolayısıyla canlar almaktadır. Denizde boğulma sayılarının artması (yoksa bana mı öyle geliyor), traktör devrilmeleri ile kaybedilen canlar, kayıp çocuklar ve sonu da acı ile karşılaşılan olaylar! Doğanın ve çevrenin katledilmesi.
Sosyal dokumuz telafisi mümkün olmayan üzücü olayların sıkça yaşandığı bir toplum durumuna gelmiştir.
Bu gidişe hep beraber 'DUR' demeliyiz ama öyle bir iradenin olduğu toplum yapısı da yok! 'Acıları bal eyledik' misali her günümüz bir başka acı ile tazelenmektedir!
Türkiye’nin ortak acısı olan ve 19. günde cansız bedeni bulunan çocuğumuz NARİN GÜRAN bile bu topluma ders olamıyorsa, acının sıcaklığı bitmeden başka Narin’ler ile karşılaşıyorsak -ki öyle oluyor- toplumsal travma geçiriyoruz demektir!
Herkes ama herkes bir sükuna erelim, bir silkinelim, her acı hepimizin acısıdır diyelim ve nokta koyalım.
BELEDİYE ÇALIŞIYOR(MU)?
Seçimden bu tarafa 160 gün geçti. Her adayın birinci olarak gördüğü sorun 'şehir içi trafiği' ızdırabı açıklanıyordu. Halen orta yerde sorun büyüyerek duruyor! Bugün okullar da açıldı, seyreyle karmaşayı!
Yoksa dolmuş duraklarına sarı yazı ile 'DURAK YERİ' yazınca çözüldüğü mü sanılıyor?! 'Bizim Hasan', 'Yuvamız Kastamonu' sloganlarını bırakalım da icraata gelelim artık!