Yangınlar kader değildir, basit tedbirlerle büyük felaketler önlenebilir.
Ülkemizde her yıl farklı sebeplerle birçok yangın meydana geliyor. Ev yangınları, köy yangınları, iş yeri yangınları, otel, okul gibi toplu yaşanılan yerlerde çoğu zaman basit ihmaller ve ‘alınmayan‘ tedbirler nedeniyle geri dönüşü olmayan kayıplara yol açıyor.
En son Bolu/Kartalkaya‘da bir otelde yaşanan trajik yangın hepimize bir kez daha tedbirlerin ne kadar hayati olduğunu hatırlattı. Ancak bu olayın ardından sormamız gereken sorular çok açık.
Neden her seferinde acı bir deneyimle ders çıkarmaya çalışıyoruz?! Yangın güvenliği gibi bir konuda neden hâlâ aktif ve yeterli değiliz?
Tedbirsizlik hayatların kaybına neden oluyor
Yangınların büyük bir kısmı başlangıç aşamasında kolayca kontrol altına alınabilecek türdendir. Ancak; gerekli yangın söndürme ekipmanlarının eksikliği ya da bu ekipmanların nasıl kullanılacağının bilinmemesi yangının büyüyerek kontrol edilemez hale gelmesine neden oluyor.
Yangın söndürme cihazlarının hem kamu, hem de özel alanlarda yaygınlaştırılması ve bu cihazların kullanılabilirliğinin düzenli olarak denetlenmesi şarttır. Özellikle otel, hastane, okul gibi toplu yaşam alanlarında yangın söndürme sistemleri ve yangın merdivenleri gibi önlemler standart hale getirilmelidir.
Gaz kaçaklarına karşı alınabilecek önlemler
Evlerde veya diğer kapalı alanlarda her nerede olursa olsun doğal gaz veya tüp gaz kullanımı sırasında gaz kaçakları büyük bir tehlike oluşturuyor. Bu tehlike gaz zehirlenmeleri ve patlamalara kadar varan sonuçlar doğurabiliyor. Halbuki basit bir gaz/duman alarm cihazı kullanımı, bu tür tehlikeleri önlemede etkili bir çözüm olabilmektedir.
Devletin bu tür cihazların kullanımını zorunlu hale getirmesi hayati önem taşımaktadır. Özellikle kış aylarında veya lodos rüzgarı nedeniyle yaşanmakta olan karbonmonoksit zehirlenmeleri, her yıl bir çok insanın hayatını kaybetmesine yol açmaktadır. Bu olayların önüne geçmek için gaz algılama (gaz alarmı) cihazları kullanmak için toplumsal farkındalık artırılmalı ve uygulanmalıdır.
Denetimler ve yaptırımlar artırılmalıdır
Yangın ve gaz zehirlenmelerin önlenmesi için bireylerin üzerine düşen sorumluluk kadar, devletin de sıkı denetimler ve yaptırımlar uygulaması gerekir. Denetimsiz oteller, yönetmeliklere uygun yapılmayan binalar ve eksik yangın ekipmanları, büyük facialara davetiye çıkarıyor. Yangın yönetmeliklerine uymayan işletmeler için caydırıcı cezalar uygulanmalı ve bu denetimler düzenli olarak gerçekleştirilmelidir.
Sadece yasal düzenlemeler yapmak yeterli değildir. Bu düzenlemenin uygulanmasını sağlamak da en az bunlar kadar önemlidir.
Sonuç: Ders almak ve uygulamak
Bolu/Kartalkaya’daki yangın hepimiz için bir uyarı olmalıdır. Basit tedbirlerle büyük felaketlerin önlenebileceğini unutmamalıyız. Her birey, aile ve işletme, ‘Yangın Güvenliği’ konusunda bilinçlenmeli ve üzerine düşen sorumlulukları yerine getirmelidir. Aynı zamanda, devletin de denetin mekanizmalarını sıkılaştırılması ve gerekli tedbirleri teknik ve yasal yönden zorunlu hale getirmesi gerekmektedir.
YANGINLAR KADER DEĞİLDİR!.. Ancak tedbirsizlik, ihmaller ve umursamazlık bir kader yaratır!
Bu acı döngüyü kırmak için geç kalmış olsak da, bugünden harekete geçmeliyiz.