Yıllar yılı hamasi nutuklarla, palavralarla, kendisini olduğundan fazla göstermekle geçen bir İstanbul'daki Kastamonu hikayesini okuruz, yazarız!
İşin aslı ve gerçeklere baktığımızda ise "Ateş olsan cürmün kadar yer yakarsın" hallerindeyiz!
Kısaca konuya geleyim.
İstanbul'da Kastamonu'yu temsil ettiklerini zanneden ve herkes tarafından da öyle olduğu kanısına varılan dernekler var. Bunların en bilineni ve en üst temsilin kendileri olduklarını söyleyen KASDER, KASDERFED, KASKON var!
Bunların dernek amaçlarına baktığınızda yararlı hizmetleri olan dernekler diye okursunuz.
Yani etkili ve yetkili! Tabi ki bu yetkiyi onlara kim verdi derseniz, topladıkları üyeler ve alt ilçe, köy koruma derneklerinden diyebiliriz.
Bu üç dernek arasında gizliden gizliye bir 'üstünlük' yarışması vardır ve hep de olmuştur. Halen de devam etmektedir.
Bunların amacı Kastamonu falan değil, Kastamonu adını kullanarak bir mevzii elde etmektir. Böyle yaptıkları içinde ne birlik vardır, ne beraberlik vardır, ne de ciddiye alındıkları vardır.
Daha bu sorun çözüme kavuşturulmamışken, kimsenin koltuğuna dokunmadan bir üst 'Kastamonu platformu' kurma yoluna gidilmiş, güya hepsinin üst kurulu sayılacak, Kastamonu'yu temsil edecekmiş!
Yani, 'havanda su dövme' denir buna. Toplanırlar, yerler içerler bir sonraki toplantıya kadar hiçbir icraat yapmadan bol bol alternatif ürettiklerini düşünerek günlerini geçirirler!
Son seçim öncesinde bahsettiğimiz dernekler birlik olarak; "Kastamonulu olan kişilerden seçilecek yerden aday göstermeyen partilere oy yok" diye bir açıklama yapmışlardı.
Ciddiye alan bir parti olmadı ve bir adayımız dahi seçilebilir yerden gösterilemedi. Demek ki ciddiye alınmıyorsunuz!
Şimdi eğer mesele Kastamonu ise 'mıntıka temizliği' ile işe başlamak lazım!
Bırakın platformları, diğer üç dernek, federasyon, konfederasyon isimleri de dahil hepsi birden 'TEK ÇATI' olarak Kastamonu adının olduğu bir ve en üst temsil yeri olan birlik kurulmalıdır. Adını ne koyarsanız koyun ama İstanbul'daki Kastamonu'nun en üst temsil yeri orasının olduğunu herkese ve kamuoyuna hissettirmeli ve çalışmalarını bu şekilde yapmalıdır.
Mevcut olan başkanlar istifa etmeli ve üyeler tespit edildikten sonra seçime gidilmelidir. Kim seçilirse herkes onun arkasında olmalı ve tek ses, tek yürek Kastamonu'nun sesi olmalıdır.
Aksi, böyle devam edilmesi halinde bizi dinleyen olmaz, üst bürokratlarda temsilcimiz olmaz, vekilimiz olmaz ve şimdiki gibi dert yanar, feryat ederiz.
Bu dediklerim olur mu?.. Hiç sanmıyorum. Çünkü o 'KOLTUK' denen sihirli oturağa oturan bir daha ayrılamıyor. Hizmetmiş, memleketmiş hepsi o koltuğa oturmanın birer manivelası olmaktan öteye gitmiyor.
Ben umutsuzum ama belki gençler yeni fikirleriyle bir şeyler yapar ümidimi de korumak istiyorum.