Bundan aşağı yukarı bir yıl önce (22.05.2023) bu sitede yazmıştım. Konu başlığı 'İstanbul'daki Kastamonu!' idi. Meraklısı okuyabilir.
İstanbul’da nüfusumuzun Sivas’tan sonra ikinci sırada olmasına rağmen (550 bin) hiçbir etkimizin olmayışını, birlik olacağımız yerde farklı dernek isimleri adı altında Kastamonu’yu temsil ettikleri yanlışına vurgu yapmıştım.
O günden bu tarafa daha da kötüye gittik! Birçok belediye başkanlığı seçimlerinde olmadığımız gibi, belediye meclisine de seçilecek yerden Kastamonu’lu kişileri koyduramıyoruz.
Neden?
Nedeni basit ama görünen yüzünü değil, görünmeyen yüzü ile herkes birbirine 'ayar' çekiyor!
Siyasetin çıkar çukuruna düşenler önce kendini düşününce Kastamonu temsili darbe yiyor! En son örnek ve asla kabul edemediğim, etmeyeceğim, İstanbul’daki Kastamonu’luların da şiddetle karşı gelmesi gereken KASDER Başkanı Remzi Şen’in tutum ve davranışıdır.
KASDER Başkanlık etiketini kullanarak, sanki tüm Kastamonu’yu temsil ediyormuş gibi, 2019 seçimlerinde derneği sıçrama tahtası olarak kullanıp BEYKOZ'dan AKP'den Belediye Başkan aday adayı oldu. Aday yapılmadı. Hızını alamamış ki; bu seçimde de CHP'den BEYKOZ Belediye Başkanlığı için aday adayı oldu. Yine aday yapılmadı!
Ne o zaman ne de şimdi yaptığı yanlışın farkına varamamış ki, istifa etmeyi düşünmüyor!
Sanırım KASTAMONU kendisine mahkum sanıyor!
Sayın Remzi Şen, KASDER’de her siyasi görüşten kişi vardır, doğaldır sen hepsinin Başkanlığını yaparken, siyasetten uzak durman gerekiyor. Siyaset; tarafsız olması gereken dernek, oda, sendika gibi sivil toplum örgütlerine girince çürüme başlıyor. Siz de KASDER’i çürüttünüz! Bundan sonra sizin oradaki varlığınız (yönetiminiz dahil) Kastamonu’ya kaybettirecek ve ciddiye alınmayan bir sivil toplum olarak düşünülecektir.
Önceki yazımda da bahsettiğim gibi, İstanbul’da tek çatı altında güç birliği yapıp ağırlığımızı hissettirmezsek, ticari anlayışla 'Kastamonu Günleri' yaparsınız, orada da Kastamonu’lu ve Kastamonu ürünü olmayanların satışına izin vererek alınacak parayı düşünmekten ileri gidemezsiniz!
Herkes kendine sormalı "BİZ NEDEN BİRLİK OLAMIYORUZ?"
ANNE BABA VE ÖĞRETMENLERİMİZE!..
Sevgili ana babalar ve sevgili öğretmenlerimiz; sizler de şahitsinizdir mutlaka, çocuklarımız henüz 14-15 yaşlarında 'SİGARA' ile tanışıp kullanıcı olmaktadır. Bilhassa kızlarımızı bu illete alıştıranlar, geleceğimizi zehirlemektedir. Bunun devamı 'uyuşturucu' alışkanlığına doğru gitmektedir.
O kadar aleni ve pervasızca her ortamda içmekteler, aynı zamanda saygıyı da kaybetmişler! Zaman geç olmadan her ana baba evladına sahip çıkmalıdır. Hem kötü alışkanlık, hem de maddi yönden külfettir. Sözü geçenler bir şeyler yapmalı!
