Kamu kuruluşlarındaki üst yönetici kişilerden görüşmek için randevu talep edilir ve doğaldır. Talebiniz doğrultusunda, makamın sekreteryası makama talebi iletir, şayet uygun görülürse, makam sahibinin müsait olduğu bir zaman için kabul edilir ve sekreterya bunu talep edene aktarır.
Mutabık kalınırsa randevu görüşmesi gerçekleşir. Önerilen zaman talep edenin zamanına uymuyorsa yeni bir zamanda anlaşılır.
Veya; Türkiye’de ilkini yaşadığımız muhalefet liderine bırakın randevu vermeyi, resmi yerlere dahi sokmama yanlışı gibi randevu talebi kabul edilmez!
Benim hikayemin kahramanı da Emniyet Müdürlüğü.
İki ayı geçti, Emniyet santralına telefon ederek önemli gördüğüm bir konuda Narkotik Şube Müdürü ile görüşme talep ettim.
Aradaki görevli talebimi müdür beye ileteceğini, bana dönüş yapacağını söyledi. Dediği gibi de döndü ama zaman vermek için değil, makama ilettiğini daha sonra bildireceğini haber verdi.
Sanırım başka bir gün döndü ve müdür beyin Corona’ya yakalandığını, bir hafta izinde olduğunu, daha sonra arayacağını söyledi. Teşekkür ettik.
O bir haftalar bitti geri dönüşler olmadı.
Ben tekrar aradım, ilk aramadaki gibi işlemler yeniden başladı. Geri dönüş yapacaklar noktasında yine bekledik. Saatler günler geçti unutulduk!
O kadar zaman geçti ki; üçüncü aramaya artık gerek görmedim, aramayacağım, görüşmeyeceğim kararına vardım.
Yani, Emniyetten randevu almak, Bakanlıklardan randevu almaktan zormuş gerçeğini yaşayarak öğrendim.
Bu yaşanmış hikayeyi yazmamın amacı, devlet kuruluşlarının vatandaşa karşı ilgilerinin eskisi gibi olmadığı, yetkileri içinde vatandaşı pek de ciddiye almadığı gerçeğini yaşadığımızın bir fotoğrafı olması nedeniyle önemsediğimdendir.