Ülkemizi acılara boğan depremin 22. gününü yaşarken 'PES' dedirten bir haberle karşılaştık. Anında; böyle kusuru işleyen kişi ya istifa eder, ya da görevden alınır! Biz de bu 'ONURLU' hareket, yönetici denen zevatların vicdanına asla uğramıyor!
11 Haziran 1868 yılında kurulan göz bebeğimiz KIZILAY, bu gün siyasetin çürütmesi sonucunda tüm kredisini kaybetmiştir.
Deprem olmuş, 22 gün geçmiş ve her depremzedenin olduğu yerde herkes 'ÇADIR' diye beklerken Kızılay’ın depolarında çadır yok, yetişmiyor diye ifadeler basına yansıyor.
Sonrasında, toplumun büyük teveccühünü kazanan, her yardımı şeffaf harcayan, her ihtiyaç sahibine çare olmaya çalışan AHBAP derneği depremzedeler için çadır almaya karar verip arıyor. Sonunda buluyor ama!..
Şaka gibi!.. Kızılay’ın depolarında çadır var ve bu derneğe para ile satıyor! Utanmadan, sıkılmadan bu yaptıklarının doğru olduğunu, parayı sonra diktirecekleri çadır kumaşına harcayacaklarını açıklıyorlar!
Bunun izahı olamaz ancak mizahı olur Kızılay’ın sıradan ve beceriksiz yöneticileri!
Günlerdir herkes çadır diyor, bulunmuyor ama Kızılay depolarında çadırlar stok halinde duruyor! Para ile satılıyor. Her iki kurum da doğruluğunu teyit ediyor!
Gerçekten aklın, mantığın asla kabul edemediği sorumsuz bir Kızılay yönetimi ile karşı karşıyayız! İstifa yok, görevden alma yok! O halde baştaki her yetkili çadır olduğunu biliyordu diye insanın aklına gelmektedir.
155 yıllık Kızılay tarihinde utanılacak bir davranış sergilenmiştir. Bu anlayışın toplumda asla karşılığı yoktur.
Kızılay gibi bir 'göz bebeğimizi' eskiden bir afet olayında, yurt içi olsun, yurt dışı olsun ilk görür, onunla gurur duyardık. Sarı yardım zarflarına az veya çok yardım paralarını gönülden koyar, görev bilirdik!
Siyasetin girdiği her yer çürüyor maalesef! Kızılay da bunlardan biri! Derhal özüne döndürülmelidir. AFAD'a bağlı değil, bağımsız ve özerk olmalıdır.
Depremzedeye çadır vermeyen ama satan zihniyeti de şiddetle kınıyorum!
BOZKURT İSYANI DEVAM EDİYOR!
Geçen hafta (20.02.2023) bahsettiğim ve "BOZKURT İSYANDA!" yazımda bahsettiğim, haksız, mağdur edilen, adaletsiz olduğu iddialarının ayyuka çıktığı TOKİ kura çekimleri ve hak sahiplerine kulak verilmesini ilgililere ve kamuoyu için dikkat çekmiştim.
O günden beri ülkenin haberi oldu ama ne Kaymakamlığın ne Valiliğin ne de ilgili bakanlığın haberi olmadı ki; bir açıklama, iddiaları araştırma dinleme yapılmadığından sosyal medyada feryatlar artarak devam ediyor. Ayrıca resmi yazılarla şikayetler de gerekli yerlere gönderiliyor.
Bir açıklama gelir umudumuzu koruyarak bekliyoruz!
