Bir ülkenin kendini doyurması için illa da üretim yapmak zorundadır. Yeterli üretim yapamaz ise ithal ederek açığı giderir.
Doğru mantık ve olması gereken de bu.
Yeterli ürün üretiyor muyuz?..
Bazı ürünlerde ‘evet’, hatta fazlası bile var!
Benim de anlamadığım, bir türlü taşları yerli yerine oturtamadığım olayları tv‘lerde görüyoruz. Bu konuda bunun sebebinin ne olduğunu tam açıklayan ve inandırıcı olana da rastlamadım.
Benim açımdan da halen ‘şu nedenden dolayı böyle oluyor’ gerçeğini bulamadım.
Ya siz?
Konuya gelirsek, son bir ayda 100 tl civarına gelen limonun kilo fiyatı, diğer yanda ise Adana’da yol kenarına belki de 8-10 traktör dökülmüş limonlar. Sahibi ‘Para etmiyor, kilosunu 3 tl ye veriyorum alan yok’ diyor.
Aynı durum karpuz yetiştiricisinde de var! Kilosu 50 tl den başlayan dilimler halinde satılan karpuzu şimdi üretici tarladan toplamıyor, çünkü para etmiyor.
Üreten kişi; ‘75 kuruşa veriyorum, gelsin alsınlar’ diyor ama alan yok!
Diğer tarafta, para etmiyor diye dökülen domatesler de var. Salça fabrikası almıyor diye isyan eden de!
Tarım Bakanımız hemşehrimiz, bir de bunu bize ve Türkiye’ye anlatsa da nedenini öğrensek diyorum. Ben halen çözemedim. Niye böyle oluyor?!
Tüketici fahiş fiyata alamıyor, üretici aynı malı para etmiyor diye ya tarlada bırakıyor, ya da protesto etmek için yollara döküyor!
‘Bir bilen’ anlatsa da öğrensek! Seneye hem üretici, hem tüketici için faydası olur sanıyorum.
ATATÜRK’ÜN KASTAMONUYA GELİŞİNİN 99.YILDÖNÜMÜ
Seneye 100. yıl dönümü olması nedeniyle, daha görkemli kutlama programı olacağına inanmak istiyorum. Özellikle; Atatürk’ün ziyaret ettiği ve merdivenlerde fotoğraf çektirdiği eski Belediye binası da şanına yakışır şekilde hazır hale getirilmelidir.