Sanki matem günü!...
Türkiye’de de dünyada olduğu gibi "14 MART TIP BAYRAMI" kutlanıyor!.. Buna kutlama denirse!
Başta sayın, muhterem, baş tacımız, elleri dert görmesin dediğimiz doktorlarımız ve sağlık çalışanlarımızın 'bayramı kutlu olsun' diyemiyorum!
Nasıl dersiniz ki?... En son hep birlikte duyduğumuz "GİDİYORLARSA GİTSİNLER" sözü, kalbe bıçak gibi saplandı!
Geçtiğimiz iki yılın en fedakar insanları seçimi yapılsa, açık ara doktorlar ve sağlıkçılar gelir. İki yıl oldu salgın hastalığın dünyada başlaması. O zamandan beri insanlığın en ağır yükü onların omzuna bindi. Günlerce evlerine gidemediler, çocuklarını, yakınlarını göremediler, aralarından birçok sağlık şehidi verdiler ve yılmadan da çalışmaya devam ediyorlar.
Daha ne yapsınlar?
Uzun zamandır istekleri var…hak ettiklerini istiyorlar…çalışma koşullarının sağlıklı bir şekilde olmasını istiyorlar!
Bir de sağır sultanın duyduğu ama ülkeyi yönetenlerin duymadığı 'özlük' haklarının hakkaniyetçe verilmesini istiyorlar!
'Beş dakikada Beşiktaş' misali hasta tedavi zorlamasını istemiyorlar. Hasta da istemiyor. Doğru bir teşhis konulmasını istiyor. Çünkü tıbbi yönden mümkün değil, ancak zorlama bir muayene olur ki, bu da asla doğru değil diyorlar!
Dünyada bazı görevlere başlarken 'Meslek yemini' edilir. Doktorların da bildiğiniz gibi 'HİPOKRAT YEMİNİ'dir ki; dünyada geçerlidir. Yani dil, din, ırk cinsiyet gözetmeden insan diyerek görev yaparlar!
Bu yemin, siyasetçi yemini gibi asla değildir. Ettiği yeminlerin hilafına eylemde bulunanların yemini gibi hiç değildir!
Kıymetli doktorlarımızı gerçekten birkaç yıldır çok yordular! Mesleğin yüceliğini adeta cüceleştirme gayreti içinde olanlar var! O yüce ve saygın mesleği elde etmek için bir insanın gençlik yıllarından en azından 15 yılını birçok fedakarlıklara katlanarak, herkesin istediği gibi yaşayamadan elde edebilme maharetini gösterebilmeleri gerekiyor.
Bana göre dünyanın en önemli ve kutsal mesleği öğretmenliktir. Arkasından doktorluk gelir. Çünkü doktoru da öğretmenleri(hocaları) yetiştirir. Canlı varlıkların en üstünü olan insanlara yaşamları içerisinde sağlıklı olması için görev yaparlar. Adeta kendileri için değil, diğer insanlar için yaşarlar!
Doktora, sağlıkçılara şiddetin önlenmeyişi, özlük haklarının verilmeyişi, zor şartlarda çalışmasının istenmesi ile karşı karşıya olan doktorlarımızın günü için nasıl 'Tıp Bayramınız Kutlu Olsun' diyebilelim?!
Devasa hastaneler yapmak ne yazık ki çözüm değil. Çözüm o devasa hastanelerde eksiksiz ve gerektiği gibi rahatlıkla, çalışan doktor ve sağlıkçılarımızın varlığı ile mümkündür.
Şarkıda söylendiği gibi; Neyleyim köşkü, neyleyim sarayı
İçinde salınan yar olmayınca…dediği gibi, içinde huzurlu sağlıkçılar olmayınca beton yığınları çare olmuyor!
Ayrıca mecliste doktor olan vekillerin birlikte çare olmayışını da esefle ve hayretle izliyorum!
Mahcubiyetimle tüm sevgili, saygın ve bizler için değeri ölçülemez, elleri öpülesi doktorlarımızın tıp bayramını, gelecekte daha iyisi olur umuduyla kalben kutluyorum.