Dyt. Güner ERBAY

Hediye

Dyt. Güner ERBAY

  • 517

Özel günlerin olmazsa olmazı onlar. Başı doğum günleri çekiyor, akabinde sevgililer ve ebeveynlerin günü geliyor, sonra da yılbaşı ve her türlü dönümler. Bunlardan başka bir de beklenti için olanlar var. Bir işin halledilmesi için veya halledilen bir işe teşekkür için alınan hediyeler! Bu son tür, kullanımda en eski olandır diye düşünüyorum. Kelimenin doğuşunun da, bu türde hayat bulduğu anlaşılıyor çünkü özel günlerin mazisi, çok eskilere, kelimenin doğuş tarihine kadar eskilere uzanamaz. Özel günler; tüketim toplumunu daha da coşturmak için kapitalist düzenin dayatması olarak çıkmıştır ortaya. Böyle olunca, geçmişleri en fazla yüz yıl geriye, hadi taş çatlasın iki yüz yıl geriye uzansın.

Hediye kelimesi birleşik kelimelerdendir. He (evet) diye (söyleye) anlamında kullanılmış. İfade edilmek isteneni değişik kelimelerle yaparsak şöyle oluyor; evet diye...., söyle diye...., konuş diye ..., sev diye.... git diye... kal diye... gibi. Sonuç olarak, hediye kelimesindeki 'he' evet anlamında, 'diye' ise söyleye anlamında kullanılmış. Bu bir istek, talep kelimesi aslında. Karşısındaki insandan bir şeye he demesini, evet demesini bir armağan vererek talep ediyor. Bana he demen için, bak ben sana bunu veriyorum, sen de benim senden istediğime he de çünkü he demen benim için öyle kıymetli ki diyor. Buradan da anlaşılacağı üzere; bir insana he demenin, o insan için en değerli armağan olduğunu belirtiyor... "HE"nin, insana verilebilecek en güzel, en değerli, en büyük armağan olması sebebiyle de, verilenlere hediye kelimesi uygun görülüyor. Böylelikle; 'he'nin, bu iki sesli kısacık kelimenin, tahminimizin çok ötesinde anlam değeri olduğunu, kimi zaman dünyalara bile eşdeğer olabileceğini bizlere gösterip öğretiyor... Kelime he demenin, en kıymetli armağan olduğunu ihdas ettirmesiyle de, bize hayatın bir gizini açık ediyor. Kolay kolay karşınızdaki insanı geri çevirmeyin, gönlünü kırmayın, onaylayın, sizden beklentisini mümkün mertebe karşılamaya çalışın diyor. Bu denilenleri yapabilmek için, yapacak olan kişide, hoşgörü meziyetinin varlığı elzemdir kuşkusuz. Hoşgörü yoksunluğunda olanların, başarabileceği tutumlardan değildir he demek. Kelimelere birazcık dikkat edince, böyle sürprizlerle karşılaşıyor insan. Dilimiz bazen tek bir kelime ile ne çok şey anlatıyor bizlere. İnsanın kendisini ifade edebilmek amacıyla, neleri neleri düşünüp, akıl ettiğini anladığımız gibi, bazen bir küçücük kelimede, sanki hayatın bir şifresi çıkıyor ortaya! Buradaki şifreyse haddinden fazla sevimli!

Hediye, bazen de bir davranış olabilir. Karşınızdaki insan size öyle bir davranışta bulunur ki, o davranışla size he der, onaylar, sarıp sarmalar. Ağzımızdan çıkan bir sözcükle değil de, yaptığımız bir eylemle he demek çok daha kıymetlidir mutlaka, çünkü insanların sözel he deyişi, kimi zaman yalancıktan da olur; durumu idare etmek, geçiştirmek, hatta kandırmak için. En kötüsü de kandırmak için olanıdır kuşkusuz!...

Son olarak; bugünkü bu yazının benden size bir hediye olabilmesini dileyerek yazımı bitiriyorum.

Sevgimle

Yazarın Diğer Yazıları