Cemil KILIÇ

Eğitim şart

Cemil KILIÇ

  • 1854

"Eğitim şart." cümlesi genelde sosyal yaşamda meydana gelen tüm olumsuz örneklerin konuşulduğu ortamların yüklemidir. Sonuca varılmayan veya çözümlenemeyen her tartışmanın sonuna eklediğimiz kurtarıcı bir repliktir aslında. Toplumsal ve kültürel sorunların sebebinin gösterildiği günah keçisidir bu cümle.

Yediden yetmişe herkesin diline pelesenk olmuş bu cümleyi acaba hiç düşünerek söylediğimiz oldu mu? Veya bu cümlede geçen eğitim kelimesinin hiç anlamını düşündük mü?  Böylesine ağızdan kolay çıkan bu cümlenin kapsama alanında, bize düşen görev var mı acaba? Şart olan "eğitim" den kasıt nedir?

Aslında eğitim Türkçemizde "eğmek" mastarından yahut da "eğ" emir kipinden türetilmek suretiyle oluşmuş bir tabirdir. Esasında değişim getirmek, şekillendirmek olan bu kavramı, var olan vaziyetten farklı olan bir duruma getirme süreci olarak da tanımlanabilir (Özkan, 2016). Eğitim bir anlamda, şekil verme ve değişim sanatının icrasıdır diyebiliriz.

Bununla birlikte eğitim, karşılıklı ve tesirli bir etkileşimdir. Bu sebeple eğitimin gerçekleşebilmesi adına mutlak suretle sosyal olan bir ortama ihtiyaç duyulmaktadır (Aslan, Aslan, Cansever, 2012). Eğitim, bireysel değil sosyal bir etkileşimin neticesinde oluşmaktadır.

Topluluklar veya ülkeler, vatandaşlarını eğitimden geçirmediği sürece, uygar ve refah içinde yaşamlarını sürdüremezler. İnsanoğlu uygar ve refah içinde yaşamaya yetecek olan eğitimi kendi başına veya aile içinde alması mümkün değildir. Bu durum insanı, eğitim gereksinimi için eğitim verecek insanlarla etkileşime zorlamakta ve böylece toplumda eğitim adına bir ilişkiler ağı oluşturmaktadır (Başaran, 1994).

Tolstoy’a göre, "Eğitim bir insanın diğerini kendi gibi kılma eğilimidir." Eğitim kişiler tarafından diğerlerinin yararı için yapılan, kişileri kalıba sokmaya ve şekillendirmeye dayalı bir süreçtir. (Holt, 2008). Bununla birlikte Illich (1988), eğitim yolculuğunun, insanı işleme alınma süreci olduğunu ve bu cihetle de eğitim öğretim kurumlarının insanları programlama merkezleri olduğunu ileri sürmektedir.

Kısaca özetlemek gerekirse eğitimi; sosyal ortamlarda gerçekleşen ve değişime neden olan bir süreç olarak değerlendirilebiliriz. Peki, bu eğitimin özneleri kimlerdir. Tüm toplumlarda şart olarak gördüğümüz bu eğitim işi kimlerin sorumluluğundadır?

Eğitimi, anne karnından başlayarak hayatın son anına kadar süren bir süreç olarak değerlendirdiğimizde; eğitim öznelerinin etkileşime girdiğimiz tüm insanlar olduğu söylenebilir. Evde anne-baba ve diğer fertler, okulda öğretmen, sokakta arkadaş, alışverişte esnaf, sosyal hayatta sistem ve kural koyucular; kısaca hayatın her anında bize yön vermeye çalışarak şekillendirmek isteyen herkes aslında bu eğitimin birer öznesi durumundadır.

Eğitim bir insanı şekillendirme süreci ise doğumdan ölüme kadar yaşamımız boyunca hayata dair öğrendiklerimiz eğitimin bir parçası, bize bunları öğretenler ise eğitimin aktörleridir. Eğitim, sadece bir meslek grubuna yüklenemeyecek kadar geniş ve sürekliliği ifade eden bir anlam içermektedir. Bu sebeple "Eğitim Şart” cümlesini her kullandığımızda bizim eğitime vermiş veya vereceğimiz katkıyı düşünmeli ve bu süreçte nerede durduğumuzu iyi tahlil etmeliyiz. Aksi takdirde bu cümle muhatapları sadece bir meslek grubu olmaya devam edecektir.

Ezcümle eğitim, herkes için şarttır ve herkes eğitimin bir parçası ve öznesidir.

Kaynaklar:
Aslan, K., Aslan, N. & Cansever, A. B. (2012). Eğitimbilimine giriş.
Başaran. E. İ. (1994). Eğitimeggiriş.
Holt J. (2008) Eğitim Yerine, Alternatif Eğitim. 
Illich I. (1988) Şenlikli Toplum.
Özkan, R. (Ed.). (2016). Eğitim Bilimine Giriş

Yorumlar 2
Seval 15 Ocak 2023 15:21

Güzel kaleme alınmış. Eğitim anlayışına farklı bir bakış. Zevkle okudum.

Yusuf 14 Ocak 2023 18:50

Ne güzel yazılmış bir yazı ve eğitimde herkesin üzerine düşen görevlerin hatırlatıldığı anlamlı bir konu. Teşekkürler

Yazarın Diğer Yazıları