Bizde ekmek kutsaldır.
Yere atılmaz, basılmaz.
Düşen ekmek öpülür, yerine öyle konur.
Tarihin akışına baktığımızda Türk Milletinin modern, temiz ve insan hakları konusunda diğer milletlerden çok ileri düzeyde olduklarını görürüz.
Kadın konusunda yine dünyanın akışında en büyüktür. "Türk Kadını" adlı yazımda tarihsel döngüyü anlatmıştım.
Bugün ise en temel besin olan ekmeği yazıyorum.
Ekmek, M.Ö. 4000'li yıllarda Babilliler'in özel fırınlarda ekmek pişirdiklerine dair bulgulara rastlanmıştır. İlk mayalı ekmek ise, M.Ö. 2600'lü yıllarda Mısırlılar tarafından yapıldığı bilinir. Eski Mısırlılar, buğday unu ve su karışımından yapılan ekmeğe maya katıldığında ekmeğin daha yumuşak ve kabarık olduğunu fark etmişlerdir. Bu ekmek o kadar değer görür ki, bir süre sonra mayalı ekmek sarayın ve soyluluğun simgesi haline gelir. Mayalı ekmek o devirde o kadar değerlendi ki, alışverişlerde para yerine dahi kullanılır. Ekmek Mısır'dan önce Roma'ya ulaşmış, bu yolla batı uygarlıklarında da yaygın olarak tüketilmeye başlamıştır.
Diğer yandan rivayet odur ki dört büyük melekten biri olan Cebrail öğretmiştir ilk insan Adem'e ekmek yapmayı. Fırıncıların Adem'i pir saymaları bundandır. İşte bu kadar eskidir ekmeğin tarihi, insanın kendisi kadar eskidir...
İnsanoğlunun bilinen en eski ve önemli gıda maddelerinden olan ekmeğin ortaya çıkışı ile ilgili bir başka rivayete göre, ilk insanlar su ile ıslanmış ve kendi haline bırakılmış buğday kırmasında gözeneklerin oluştuğunu fark ediyorlar. Bu gözenekli maddeyi sıcak taşlar üzerinde pişirip tadına baktıklarında lezzetli bir yiyecek olduğunun farkına varıyorlar. Cilalı taş devrinde de kestane ve meşe palamudunun ezilerek un haline getirilip ekmek yapıldığına dair bulgular vardır. Sonrasında ekmek bugünlere kadar insanın vazgeçilmez gıdaları arasında yerini alıyor.
Gelelim ekmeklerin üstündeki çizgilere…
Orhan Gazi Bursa'yı fethettikten sonra Uludağ'ın eteklerindeki fırıncıları denetler. Fırının birinde ekmeklerin üzerindeki üç çizgi dikkatini çeker. Fırıncıya ekmeklerin üzerinde neden 3 çizgi olduğunu sorar. Fırıncı "Biz Hristiyanız. Yediğimiz ekmek Tanrı, oğul ve kutsal ruhu hatırlatsın diye ekmeklerin üzerine 3 çizgi çekeriz" der. Orhan Gazi bu durumdan çok etkilenir ve bir ferman yayınlayarak "Bundan sonra bütün Müslüman fırıncılar, Allah'tan başka ilah olmadığına işaret etmek için ekmeğin üzerine bir çizgi çeke" buyurur.
2004 yılında bilim insanları günümüz İsrail'inde yer alan Ohalo II adı verilen bir kazı alanında bir sürtme taşın içinde kalmış 22.000 yıllık arpa taneleri keşfetti. Bu keşif, insanların yabani tahıl tanelerini işlediğine dair bulunan ilk kanıt niteliğindedir. Ancak, Tennessee, Nashville'deki Lipscomb Üniversitesinden yemek tarihçisi ve Profesör Howard Miller, bu erken "ekmek" oluşturumlarının standart sandviç ekmeklerinden ziyade kaya üzerinde veya köz ateşte pişirilen öğütülmüş tohum ve tahıllardan yapılma düz çörekler şeklinde olduğunu ifade etmiştir. Evcilleştirilen ilk bitkiler olan ekmek tahılları, en erken Natufianlar tarafından yabanda ekilip biçilmişti. Avcı toplayıcılardan oluşan bu Mezolitik grup yaklaşık 12.500 yıl önce Orta Doğu bölgesindeki Ürdün Nehri Vadisi'nde yaşamıştır.
Levant'ta 12.500 yıl önce kayaya oyulmuş havanlar ile ekmek yapıldığına dair kanıtlar çıkmıştır. Deneysel arkeologlardan oluşan bir grup araştırmacı, anakayaya oyulmuş konik biçimdeki Paleolitik havanları kullanarak, Natuf (12.500 ile 10.200 yıl önce Levant’ta yaşamış avcı toplayıcı kültür) insanının yabani arpayı işleyerek nasıl kabuksuz hububat elde ettiğini ve bir çeşit proto-ekmek yapabildiğini ortaya koymuştur.
Yararlanılan kaynaklar: ankastrelife.com, arkeofili.com