Ahmet TEK

Gökten üç kelime düştü

Ahmet TEK

  • 1154

Gökten üç kelime düştü, üçü de bu yazıyı okuyanın başına… Kıymetli okur; size üç kelime ikram edeceğim. Bu kelimeleri yeni duydum ve çok sevdim. İçinde yağmur kokusu barındıran her şey çok sevilir. Bunlar da yağmur yüklü, yağmur kokulu kelimeler. Yani seveceksiniz.

İlk sözcük "Pluviofil". Türkçeye 'yağmur aşkı' olarak çevrilebilir. Yağmurun yağmasından hoşlanan, mutlu olan insanlar için kullanılıyor.

Genellikle yağmur yağdığı zamanlarda neşe ve huzur bulan kişileri tanımlayan pluviofil, pek çok kişinin farkında olmadan yaşadığı durumu niteliyor. Pluviofil, Latince pluvia (yağmur) ve bir şeyi seveni tanımlamak için kullanılan "phile" kelimesinden türetilmiş.

Pluviofiller yağmurla ilişkili kokulardan ve seslerden neşe ve içsel tatmin elde edermiş. Bunlar yağmur yağdığında dünyayı daha güzel, gri gökyüzünü mavi gökyüzünden daha çekici bulurmuş. Pluviofillere yağmur damlalarının sesi müzik gibi gelirmiş. En önemli özellikleri toprağın kokusunu çok çok sevmeleriymiş.

Pluviofiller bütün günü evde; elde kitap, çerez ve sıcacık bir içecek eşliğinde, göklerin ve yağmurun şarkısını dinleyerek geçirebilirlermiş. Rüzgâr ne kadar güçlüyse, gök gürültüsü ne kadar yoğunsa onlar için o kadar iyiymiş.

Uzmanlara göre yağmur pluviofillerin mutlu anılarını tetiklermiş. Yağmuru, puslu ve gri gökyüzünü bu nedenle severlermiş.

Yağmur dünyanın en değerli nimeti. Ruhu arındıran, dinginlik veren bir nimet. Bu nedenle yağış canlıların büyük bölümü tarafından sevilir. Üstelik kurak bir dönemin ardından gelen yağmurun yere ilk çarptığı zaman çıkan ses ve koku baş döndürücüdür. Yağmuru vazgeçilmez yapan şeylerin başında da bu koku gelir.

Bugünkü kelime ikramının ikincisi "petrikor" olsun. Kuru toprağa yağmur yağdığında oluşan toprak kokusuna "petrikor" denirmiş. Yağmurun bu gizemli kokusu bizi sarıp sarmalarmış.

Pluviofil olmak, petrikor adı verilen yağmur kokusunu doya doya hissetmek bir hastalık değilmiş. Belki binlerce yıl önceden getirdiğimiz genetik mirasmış.

Şimdi sıra üçüncü kelimemizde… Arapçada merhem kelimesi, "huzur veren ve dinlendiren hafif yağmur" anlamına gelen "rihme"den türemiş. Huzur veren ve dinlendiren hafif yağmur… Huzur, hafif ve yağmur. Böyle güzel kelimelere ne çok ihtiyacımız var. Tabii önce yağmura, hafif hafif yağana… Yağmurun rahmet olduğunu biliyordum, huzur verdiğini de… Rihme’yi yeni öğrendim. Merhemle aynı köktenmiş.

Bir "Pluviofil" olduğumu bilmiyordum. Yağmur kokusunun petrikor olarak adlandırıldığını da yeni öğrendim. Yeni şeyler öğrenmek keyif verici.

Sosyal medyada tesadüf ettim; yağmuru seven erkeğe yağmurkeş, kadına ise yağmurella sözcükleri önerilmiş. TDK’ya duyurulur (!)

Ankara’da sonbahar yağmurları başladı. Havanın yumuşaklığı da bedenime bulaştı. İçimde bir huzur, içimde bir dinginlik. Şükür diyorum, çok şükür.

Artık pluviofil olduğumun bilincindeyim. Sararan yapraklarla birlikte ıslanacağım. Yağmur yağarken, toprak suya doyarken, damlalar dans ederken, topraktan hoş kokular yükselirken derin derin nefes almak ya da bir pencere önünde kitap okumak gibisi var mı?

Pluviofil misiniz?

Pluviofillerin bazı ortak özellikleri varmış. Bunlardan bazılarını özetledim. Pluviofil olup olmadığınızı test edebilirsiniz.

1- Yağmur sizde kasvet değil, neşe ve mutluluk hissini artırıyor mu? Yağmur yağarken içinizi huzur dolu bir his kaplıyor mu?

2- Yağmurda hem ıslanıp hem yürümek size iyi geliyor mu? Yağmurda sırılsıklam olmak size dert oluyor mu? Yoksa dışarıda olmaktan keyif alanlardan mısınız?

3- Karanlık bulutları, pamuk gibi ak ve parlak bulutlara tercih eder misiniz? Gökyüzünün griliğinden hoşlanır mısınız?

4- Teras, balkon ve pencerenin önünden ayrılmak istemeyenlerden misiniz? Yağmuru izlemek, sesini dinlemek, damlaların camdan akışını izlemekten haz alır mısınız?

Yağmurumuz bol olsun.

Yazarın Diğer Yazıları