Şerefsizler, şefsiz, şeref kelimelerinin internet de en çok aranan kelimelerin başında geldiğini biliyor muydunuz. Şerefsizlerin zıttı şereflilerdir. Tekil halde şeref kelimesi, onur, erdem, yüreklilik ve yetenekle elde edilmiş iyi ün, olarak açıklanıyor.
Onur; kişinin kendi varlığına, kendi kişiliğine karşı beslediği saygı, insanı insan yapan iç değerdir. Başkalarının gösterdiği saygının dayanağı olan saygınlıktır. Ruh bilim terimi olarak da insanın kendi öz varlığını güzelleştirip yüceltme duygusudur. Kendisiyle övünülmeye hak kazandırmaktır. Bir yere özel bir değer vererek gelmek ya da gitmek, başkasının kendisine karşı yaptığı onur kırıcı bir davranışı tepkiyle karşılamak, kendisinin bir başkasına yapması söz konusu olan kötü davranışı, kendi kişiliğini küçültücü sayarak yapmamaktır.
Şeref ise, insan olma erdemlerinin tümüne sahip olmaktır. İyilik, doğruluk, merhamet, yardımseverlik, affedicilik, adil olmak, sözünde durmak ve birçok erdem, şeref denen insan olma niteliğini meydana getirir. İnsan olma erdemlerinin biri dahi eksik olsa o insan için şerefli insan denemez.
Toplumun işte bu ölçüler içinde şerefli ve şerefsizleri ayırması gerekir ki insanlık insan olmanın şuuruna varabilsin, adil, hakka ve hukuka saygılı huzur ve refah içinde hayatını idame edebilsin.
Günümüzde şerefsizler maalesef her kesimde az veya çok bulunabiliyor. Şerefsizler her kılığa girerek insanları kandırarak öne geçip, yetki sahibi olabiliyor veya fıtratlarında bulunan şelfsizlikleri daha sonra ortaya çıkabiliyor.
Şerefsizle, şerefsiz, şeref kelimesinin sık kullanıldığı yerlerden biri ne acı ki Milletin Meclisidir. Meclis toplantılarını, parti gurup toplantılarını, seçim zamanları ise açık hava mitinglerini izlediğinizde kürsülerden birbirlerini şerefsizlikle suçlayan liderleri, milletvekillerini görürsünüz. Sonrada bu kelimeyi bağıra bağıra söyleyenleri alkışlayanları, daha sonrada şerefsizlikle itham edilenleri alkışlayanları millet olarak hep beraber izlersiniz.
Şimdi şerefin tarifi ve ölçüleri içinde, neler şerefsizliktir kimler şerefsizdir bir bakalım.
Mesela, seçmeleri olamayacak vaatler ile kandıran, verdiği sözü tutmayan, yalan söyleyen siyasetçi varsa yaptığı şerefsizlik, kendisi de şerefsizdir.
Mesela, rüşvet alan veya irtikâp yapan devlet ihalelerine fesat karıştıran bakan, milletvekili, makam sahibi devlet yetkilisi varsa yaptığı şerefsizlik, kendisi şerefsizdir.
Mesela, rüşvet alıp veya irtikapla adamına göre fazla kat veren belediye başkanı varsa yaptığı şerefsizlik, kendisi şerefsizdir.
Mesela rant için belediye başkanı veya yardımcılarına nakit para veya inşaatından daire rüşvet veren müteahhit varsa, alanın da, vereninde yaptığı şerefsizlik, kendisi şerefsizdir.
Mesela devlet kurumlarında bulunan yetkili kişiler veya belediye başkanları, kurumları veya belediye ile çalışan tedarikçilere veya taşeron veya müteahhitlere fazla fatura kestirip milletin parasını iç ediyorlarsa yaptıkları şerefsizlik, kendileri de şerefsizdir.
Mesela, Belediye meclis üyesi olup da, kendi menfaati için hırsızlığa, yolsuzluğa göz yuman, yanlış işe doğru diye el kaldıran belediye meclis üyesi varsa yaptığı şerefsizlik, kendisi şerefsizdir.
Mesela, üç kuruş için müşterisini kazıklayan esnaf varsa şerefsizdir.
Mesela rüşvet alıp, haksızı haklı çıkaran hakim varsa yaptığı şerefsizlik, kendisi şerefsizdir.
Mesela müvekkilini satan avukat varsa yaptığı şerefsizlik, kendisi şerefsizdir.
Kızdığı veya çekemediği, kimseye iftira eden, çamur atan kimse şerefsizdir.
Takke, sarık ile cübbe giyerek, sakal bırakıp göstermelik namaz kılıp, ballı laflarla müslümanları aldatan, milletin dinini bozan, din adamı kılıklı, reformist, mezhepsiz sahtekarlarda şerefsizdir.
Biz üç beş misal verdik. Mesela dedik.
Bu misalleri sizler de fazlası ile çoğaltıp sayabilirsiniz.
Şerefliler, şerefsizlerin, şerefsizliklerine göz yumup, sessiz kaldığı müddetçe, cahiller şerefsizlerin peşinden gidip, her şerefsizliklerinde alkışladıkça, onlar her yerde at oynatmaya, cirit atmaya devam edeceklerdir.
İnternette, şerefsizler, şerefsiz, şeref kelimelerinin en çok arananların başında olmasının demek ki bir sebebi var.
Merhum Vali Recep Yazıcıoğlu bir sohbetinde, "İsviçre de bir bakan, yakınını bir işe yerleştirmiş, ne olmuş biliyor musunuz, ertesi gün insanlar işe gitmediler, halk sokağa çıktı bakan istifa etti, ne yapmış, bir yakınını işe koymuş. Bizde ise, yakınını işe yerleştirmeyeni adamdan saymıyorlar, ulan bu adam kimseyi işe yerleştiremiyor, beceriksizin biri, adamı gönderdik buraya, ne biçim iştir, falan." diye anlatıyor.
İşte bütün mesele burada. Kültür ve eğitim farkı.
Cahil, okumayan, araştırmayan, doğruyu yanlışı ayırt edemeyen insanlar koyun sürüsü gibi olur veya mankurtlaşıp şerefsizlerin kölesi olur.
Adam her türlü pisliği yapıyor, sonra da diyormuş ki "bizim milletimiz balık hafızalıdır, birkaç sene sonra unutur gider." Şerefsizler…
Not: Bir sonraki yazımda "Mankurt ve Mankurtlaşmayı" yazacağız.