Ahmet BAYSAN

Mankurt ve Kır zincirleri

Ahmet BAYSAN

  • 928

Bir önceki yazımda Mankurt ve Mankurtlaşmayı yazacağımı belirtmiştim. Vikipedi  Ansiklopedisi şöyle yazıyor...

Mankurt, Türk, Altay ve Kırgız efsanelerinde bahsedilen bilinçsiz köledir. Kökeni Orta Asya'ya dayanan bu yönteme ise ''mankurtlaştırma'' denir. Mankurt haline getirilmek istenen kişinin önce başı kazınır, ardından başına ıslak bir deve derisi sarılır ve elleri kolları bağlı bir şekilde güneş altında bırakılır. Deve derisi kurudukça gerilir. Gerilen deri, başı mengene gibi sıkar ve inanılmaz acılar vererek kişinin aklını yitirmesine neden olur. Böyle bir kişi bilinçsiz ve her istenen şeyi sorgusuzca yapan bir köleye dönüşür. Mankurt bazı işlemler sonucu öz benliğini yitirerek kendisini kimliksizleştiren ve düşmanının kuklası haline gelmiş olan bir zavallı insan tipidir.

Eski Türk, Kazak ve Kırgız destanlarından edinilen bilgi ve Orta Asya mitlerine göre "mankurt", dönemin Orta Asya halkları arasında çok yaygın bir işkence ve zihin kontrol yöntemiydi. Kafasında deve derisi bulunan mankurt adayı, sıcak çölde güneş altında birkaç gün bırakılırdı. Bu süre zarfında da ölmemesi için tabi ki beslenirdi. Böylece sıcağın etkisiyle deve derisi büzülür ve kafaya iyice yapışır. Deve derisinin artık kafa derisiyle bütünleşmeye başlamasıyla kazınan saçlar da yeniden uzamaya başlar. Fakat deri kafaya o kadar yapışır ki, zaten sert olan deve derisi sıcağın etkisiyle iyice sertleşir ve uzayan saçlar da deriyi delip uzamasına devam edemez. Bu nedenle saçlar, vücudun dışı yönünde değil de kafanın içine doğru uzamaya başlar. Sıcaktan büzüşen deve derisinin kafatasına yaptığı baskı ve kafanın içinde ters yönde uzayan saçların kafatasını delip beyne doğru ilerlemesiyle mankurt adayı büyük acılar çeker. Bu acılara dayanamayan mankurt, bir müddet sonra kuklaya döner. Hafızasını yitirir, anne babasını dahi tanıyamaz. Aklını çalıştırıp düşünemez hale gelir. Bu nedenle sahibi ne söylerse ona itaat eder.

Günümüzde modern işkence ve zihin kontrol yöntemlerinin kullanılması nedeniyle mankurt tekniği geçmişte kalmıştır.

Geçtiğimiz günlerde İngiliz, Fransız ortak yapımı, başrollerini ünlü Çinli aktör Jet li ve, Morgan Freeman, Kerry Condon, Bob Hoskins'in oynadığı Kır zincirleri filmini izledim.

Filmim konusu şöyle; Küçük yaşından beri tüm hayatı boyunca normal bir insan yerine konmamış ve hiçbir eğitim almamış olan Danny (Jet Li) bir çeşit köledir. Patronu ve aynı zamanda sahibi Bart (Bob Hoskins) tarafından boynuna özel bir tasma takılarak bir köpek gibi eğitilmiş ve kendisine sadece tek bir şey öğretilmiştir; yemek, içmek, dövüşmek ve öldürmek. Danny’nin hayatı algılaması, eğitimsizliği yüzünden on yaşındaki bir çocuğunki gibidir. Bir gün patronu Bart’la beraber geçirdiği trafik kazasından sonra Bart komaya girince Danny sahipsiz bir hayvan gibi sokak ortasında kalır. Dünyaya dair hiçbir bilgisi olmayan bu zavallıya, kör bir piyano (Morgan Freeman) ve onun genç üvey kızı Victoria yardım eder. Danny'deki anormallikleri fark eden müzisyen onu yanına alır. Gözleri görmeyen piyano akortçusu Sam ve onun genç üvey kızı Victoria, Danny’e aşkı, sevgiyi, bağışlamayı ve daha bir çok insanca duyguyu öğreterek normal bir insana dönüşmesini sağlarlar. Danny en sonunda boynundaki tasmayı atarak kendisini köle yapan zihinsel zincirleri kırmış olur.

Günümüzde modern zihin kontrol usulleri ile insanların araştırma, düşünme, idrak ,değerlendirme, sorgulama gibi yetenekleri ele geçirilip adeta köleleştiriliyor. Bilhassa inanç ve siyaset alanında geri kalmış, kültür seviyesi düşük, okumayan toplumlarda beyinleri ele geçirmek daha kolay bir hal alıyor.

Bunun örneklerini birçok ülkede görebiliyoruz.

Toplumların, cemiyetlerin, mankurtlaşmaktan, köleleşmekten kurtulması, ancak beyinlerin, zihinlerin aydınlanması ile mümkündür.

Yazarın Diğer Yazıları