Yavuzoğlu: 'Kadınlara 82 yıl önce verilen hak bir devrimdir'
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Kastamonu İl Kadın Kolları Başkanı Ülker Yavuzoğlu, Türk Kadına Seçme ve Seçilme Hakkı verilmesinin 82.yıl dönümü dolayısıyla basın açıklaması yaptı.
Yavuzoğlu, pek çok Avrupa ülkesinden çok önce kadınlara verilen seçme ve seçilme hakkının kadınlar açısından bir devrim olduğunu söyledi.
CHP Kastamonu İl Kadın Kolları 5 Aralık kadınlara ‘Seçme ve Seçilme Hakkı’nın verilmesinin 82 yıldönümü nedeniyle bir açıklama yaptı. Atatürk tarafından 5 Aralık 1934’te kadınlara verilen seçme ve seçilme hakkının kadınlar açısından devrim olduğunu ifade eden İl Kadın Kolları Başkanı Ülker Yavuzoğlu, kararın Türkiye’nin demokratikleşmesinin en önemli adımlarından biri olduğunu söyledi.
Aradan geçen 82 yılda, kadınların kazanımlarını daha ileriye taşıması gerekirken, eğitimde, istihdamda, karar alma ve yönetim mekanizmalarında önümüze konulan engeller sonucu gelinen noktada olması gereken yerde olmadığını ifade eden Ülker Yavuzoğlu: “2015 Genel Seçimlerine göre biz kadınlar TBMM’de sadece 81 kadın vekille yüzde 13 oranında temsil ediliyoruz. Nüfusun yarısı olan biz kadınlar, yasalar önünde erkeklerle eşit haklara sahibiz, ancak haklara ulaşmada eşit değiliz. Oysa daha çok kadın vekil demek, kadına yönelik şiddet, kadın istihdamı, eğitim gibi konuların daha fazla ele alınması ve çözüm üretilmesi demektir. Ne yazık ki hala temsilde adaletten söz edemiyoruz. Anayasa önünde kadın ve erkek eşittir demek yeterli olmuyor. Anayasa ve yasalarla zorunlu kılınacak özel önlemlerle desteklenmedikçe eşitlikten söz edilemez. Oysa demokrasilerde en önemli iki unsur, eşitlik temeline dayalı temsil ve katılımdır” dedi.
Kadın ve erkeğin eşit olmadan toplumsal refahın sağlanamayacağına dikkat çeken Yavuzoğlu: “Toplumsal refahın sağlanması için kadınların siyasal yaşama katılımlarının önündeki pek çok engelin kaldırılması gerekmektedir. Kadınların eğitimden yeteri kadar faydalanamaması, çalışma hayatında yer alamaması çalışanların ise erkeklerle eşit koşullarda olmaması en büyük engellerdendir. Türkiye, dünyada kadınların eğitim düzeyi açısından 104, ekonomi ve fırsat eşitliği açısından 127, iş gücüne katılma oranı açısından 123. sıradadır. Türk kadını dünya sıralamasında her alanda bu kadar geride olmayı hak etmemektedir. Toplumsal cinsiyet rollerinin kadınlara dayattığı geleneksel değer yargıları, kadınların sadece eş olma ve annelik rolleri ile sınırlandırılması da önemli sorunlardandır. Oysa eğitim, kadınların ekonomik, sosyal ve siyasal alanlarda var olabilmelerinin en önemli aracıdır. Ne yazık ki AKP iktidarı kız çocuklarını okuldan uzaklaştıran düzenlemeleri bir biri ardına devreye sokmuştur. 4+4+4 eğitim sistemi, taşımalı eğitim sistemi, kız öğrencilerin beşinci ve altıncı sınıftan sonra eğitimlerini bırakmalarına sebep olmuştur. AKP, Kadın İstihdam Paketi ile kadınları iş ve sosyal yaşamdan uzaklaştırarak, eve ve güvencesizliğe hapsedecek düzenlemeler yapmaktadır. Ayrıca kadınlar çalışma hayatında çoğunlukla kayıt dışı ve daha az ücretle çalıştırılmakta, çalışan kadın erkeklerle eşit işe eşit ücret alamamaktadır. Mevcut iktidar, kadınların kaç çocuk doğuracağına, nasıl doğuracağına, gece sokakta yürüyüp yürüyemeyeceğine, kahkaha atıp atamayacağına karar vermeye, kılık kıyafetine, zihnine, bedenine, kimliğine hükmetmeye çalışmaktadır. Kadınların önündeki bu engeller, kadının siyasal yaşama katılma konusunda erkeklere oranla çok daha fazla mücadele vermek zorunda kalmalarına neden olmaktadır. Kadınların bu konuda, bugüne kadar verdikleri mücadele çok değerlidir. Anayasa ve yasalarda var olan haklarımızı hayata geçirmek için daha iyi örgütlenmemizin, dayanışmamızı güçlendirmemizin, emeğimizi birleştirmemizin gerekliliği ortaya çıkmaktadır. Siyasi partiler yasasında, kadın lehine yasal düzenlemeler yapılması, seçim sisteminde kadınları engelleyen ayrımcı unsurların kaldırılması kadın ortak mücadelesi ile olacaktır” diye konuştu.
Kazım BOLAT