Yaban hayatı onlara emanet
Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğüne bağlı ekipler, yaban hayatını korumak için gece gündüz arazide kaçak avlanmaya karşı mücadele veriyor, yaralı buldukları hayvanların tedavisini yapıp tekrar doğaya bırakıyor.
Yaban hayatını korumak için gece gündüz arazide olan Milli Parklar görevlileri, yaralı halde buldukları hayvanların tedavisini de yapıp tekrar doğaya salıyor.
Milli Parklar Genel Müdürlüğü 10. Bölge Müdürlüğüne bağlı 5 ilde av koruma çalışması yapan ekipler, 24 saat arazide kaçak avlanmaya karşı mücadele veriyor.
Gece gündüz dağlarda, ormanlarda kaçak ve kural dışı avlanmalara karşı mücadele veren ekipler, yasa dışı avlananlara cezai işlem uyguluyor.
Doğa Koruma ve Milli Parklar 10. Bölge Müdürü Hasan Başyiğit yaptığı açıklamada, bölge müdürlüğüne bağlı Kastamonu, Sinop, Karabük, Bartın ve Zonguldak illerinde yaban hayatını korumak için çalışma yürüttüklerini söyledi.
Denetimlerde zaman zaman usulsüz uygulamalara rastladıklarını belirten Başyiğit, "2017 yılında bölge müdürlüğümüz genelinde 2 bin 725 avcı kontrolü yapılmış, bu kontrollerde 350 kişiye av suçu cezası uygulanmıştır. 274 bin lira idari, 238 bin lira da tazminat cezası uygulandı. Bunlar izinsiz, belgesiz, ruhsatsız, limitin üzerinde ve belgesiz avlanılması nedeniyle kesilen cezalar." dedi.
Ekiplerin 24 saat doğa koruma çalışması yaptığına işaret eden Başyiğit, "Biyoçeşitlilik konularında denetimlerde bulunuyorlar. Ekiplerimiz yetersiz olduğunda diğer illerimizden destek alarak ekip sayısını artırıyoruz. Tüm personelimiz gece gündüz biyokaçakçılık ve av konusunda görevli." ifadesini kullandı.
"Bir türün yok olması bütün dengeyi bozabilir"
Denetim dışında insanları yaban hayatı konusunda bilinçlendirmek için eğitim verdiklerini anlatan Başyiğit, "Biyoçeşitliliğin korunması ve avcılıkta nelere dikkat edilmesi gerektiğini anlatıyoruz. Kastamonu'da 2005'ten bu yana 5 bine yakın kişiye eğitim verdik. 2017-2018 eğitim öğretim yılında 48 okulda 4 bin 900 öğrenciye eğitim sunuldu. Bunların çok olumlu etkileri var." diye konuştu.
Başyiğit, bütün canlıların yaşam hakkı bulunduğunun altını çizerek, "Belirli sınırlarda avcılığa müsaade ediyoruz ama bunu biyolojik dengeyi bozacak, katliama dönüştürecek şekilde yapmamak lazım. Özellikle hileli avcılık çok fazla rastladığımız bir konu. Bazı hayvanların zaaflarını bildikleri için ışık tutarak avlanıyorlar. Bir türün yok olması bütün dengeyi bozabilir. O nedenle dikkatli olmak gerekir." dedi.
Doğal dengeye katkı sağlamak adına genel müdürlükleri bünyesinde değişik yerlerde üretilen hayvanları doğaya saldıklarını aktaran Başyiğit, Kastamonu'da doğaya 9 bin civarında keklik ve sülün bıraktıklarını kaydetti.
Ekiplerin doğadan aldığı yaralı hayvanları tedavi ettiklerini dile getiren Başyiğit, Sinop'ta kurulan Yaban Hayatı Kurtarma ve Rehabilitasyon Merkezindeki tedavinin ardından bu hayvanların tekrar doğaya salındığını vurguladı.
Kastamonu Milli Parklar Şube Müdürlüğü görevlisi Ahmet Çarklı da il genelinde yaban hayatı denetimi yaptığını belirterek, "Özellikle geceleri arazide yoğun çalışma içindeyiz. Akşam saatlerinde araziye çıkıyoruz. Kaçak avcı var mı, izinsiz avlanıyor mu diye bakıyoruz. Zaman zaman ihbar üzerine bölgeye gidiyoruz. Alan çalışması yaparken bazen saklanıyoruz, bazen de kendimiz avcıymışız gibi davranıyoruz. Bu şekilde olduğunda bizi gördüklerinde şüphelenmiyorlar. Burada yaban hayatı bize emanet." diye konuştu.
Erdoğan Güloğlu ise gece gündüz arazide doğal hayatı korumak için çalışma yaptıklarını anlatarak, "En büyük sıkıntımız belgeli avcıların yanlarında belgesiz avcıları getirmesi. Herkesin bu konuda duyarlılık göstermesi gerekiyor." değerlendirmesinde bulundu.