Üst düzey yöneticileri intihara götüren hastalık: Tükenmişlik sendromu
İsviçre medyası telekomünikasyon devi Swisscom'un başarılı CEO'su Carsten Schloter'un ani intiharını anlamaya çalışıyor.
İsviçre medyası telekomünikasyon devi Swisscom’un başarılı CEO’su Carsten Schloter’un ani intiharını anlamaya çalışıyor. Ülkenin en önemli şirketlerinin başında gelen Swisscom’un son altı yıldır en tepesinde oturan ve şirketin son on yılda yaptığı büyük yatırımlara öncülük yapan Alman yöneticinin 'burn-out' olarak ifade edilen tükenmişlik sendromu yaşadığı tahmin ediliyor.
İsviçre Telekomünikasyon Bakanı Doris Leuthard haberin duyulmasından sonra ilk yaptığı açıklamalarda, "İsviçre ekonomisi parlak, çok dilli ve çalışanları tarafından sevilen bir yöneticisini kaybetti." diyerek Carsten Schloter’i tanıyan hemen hemen herkes gibi duyduğu üzüntüleri paylaştı.
Salı günü evinde ölü bulunan Swisscom’un patronu 49 yaşında ve 3 çocuk babasıydı. Eşi ile ayrı yaşadığı belirtilen Schloter’un Fribourg’ta bulunan evinin komşuları kendisinin uzun zamandır tek başına yaşadığı bilgisini verdi.
İsviçre'de büyük bir sürpriz ve üzüntüyle karşılanan intihar vakasında Schloter’i yakından tanıyanlar ve iş arkadaşları ünlü yöneticinin yılda 5 bin kilometre pedal çevirecek kadar sportif, entelektüel ve çok karizmatik biri olarak tanımlıyorlar. Herkesin cevaplamakta daha doğrusu anlamakta zorlandığı konu ise bu kadar zeki ve başarılı bir patronun neden hayatına son verdiği.
PATRONLARIN HASTALIĞI: TÜKENMİŞLİK SENDROMU
Bu soruya şu an için verilen en etkili cevap global şirketlerde yönetici veya CEO olarak vazife yapan kişilerin yaşadığı ‘Burn-out’ yanı tükenmişlik sendromu yaşamaları. Kısaca kişinin kendisine büyük hedefler koyup daha sonra istediklerini elde edemeyip hayal kırıklığına uğrayarak, yorulduğunu ve enerjisinin tükendiğini hissetmesi olarak açıklanan rahatsızlıkta kişi duygusal, fiziksel ve zihinsel olarak tükendiğini hissediyor. Konu hakkında görüşlerini açıklayan Lozan Üniversitesi öğretim üyesi İnsan Kaynakları uzmanı Alain Salamin global şirketlerde yönetici olarak çalışan insanların sağlık durumları hiç düşünülmeden kendilerinden büyük beklentilere girildiğini belirtti. Son dönemde ABB ve Raiffeisen Bank gibi şirketlerin CEO’larının görevlerinden benzer nedenlerle ayrıldığını anlatan Salamin, Harvard Üniversitesi'nde bu yıl içinde yapılan bir araştırmada şirket patronlarının yüzde 96’sının Burn-out sendromu yaşadıklarını beyan ettiklerini vurguladı. Salamin ayrıca İsviçre’de sigorta firmalarının fiziksel tedaviden daha çok psikolojik tedavi masraflarını ödediklerini ekledi.
Patronların yaşadıkları bunalımları hiçbir zaman açığa vurmak gibi bir eğilimleri olmadığının altını çizen Salamin, çünkü en iyi patronun zayıf olmayan, hep güçlü görünen bir kişilik olarak kalmaları gerektiğini düşünüyorlar. Öğretim üyesi ayrıca, CEO’ların da herkes gibi bir insan olduklarını veya herkes gibi zayıf yönlerinin olduğunu kabul etmelerinin mevcut durumda ilk yapılması gereken adımlardan olduğunu söyledi.