Tuz mağarasındaki çürümeyen eşek ve tavşan şaşırtıyor

Çankırı'daki tuz mağarasını ziyaret edenler, yaklaşık 300 yıl önce ayağı kırılarak mağarada kaldığı ifade edilen çürümeyen eşek ve tavşan cesedini gördüklerinde şaşkınlık yaşıyor.

  • 8057
Tuz mağarasındaki çürümeyen eşek ve tavşan şaşırtıyor
TAKİP ET Google News ile Takip Et

Çankırı'da Hititler döneminden beri tuz elde edilen mağara içindeki çürümeyen eşek ve tavşan, ziyaretçilerin ilgisini çekiyor.

Mağara içinde açılan galerilerde tuzdan yapılmış heykeller sergilenirken, mağarada zaman zaman sanat etkinlikleri de düzenleniyor.

Hititlerden kalan mağarayı ziyaret edenleri ise en çok mağara içindeki çürümeyen hayvan cesetleri şaşırtıyor.

Yaklaşık 300 yıllık olduğu tahmin edilen ve çürümeden duran eşek cesedi ile tarihi hakkında bilgi bulunmayan tavşan cesedini hayretle inceleyen ziyaretçiler, şaşkınlıklarını gizlemiyor.

Çankırı Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Müdürü ve Tuz Mağarası Proje Koordinatörü Ethem Yenigürbüz yaptığı açıklamada, mağaranın dünyanın en eski tuz madenlerinden biri olduğuna işaret etti.

Çankırı Belediyesi olarak mağarayı kültür ve sağlık turizmine açmak için çalışmalar yürüttüklerini belirten Yenigürbüz, "Bu süre içinde de insanlardan yoğun bir biçimde talep olduğunu gördük ve mağarayı proje çalışmaları fiilen başlayana kadar geçici olarak ziyarete açtık." dedi.

"Yaz döneminde 80 bin ziyaretçi aldık"

Mağaranın kısmen ziyarete açılmasına rağmen yoğun talep olduğunu vurgulayan Yenigürbüz, "Yaz döneminde madene yaklaşık 80 bin civarında ziyaretçi aldık. Bu ziyaretçilerin bir kısmı sağlık, önemli bir kısmı da kültürel faaliyetleri görmek için burayı ziyaret etti. Amacımız bu mağarayı Çankırı ve ülkemiz için önemli bir turizm objesi haline getirmek." diye konuştu.

Mağarada, Hititler döneminden beri tuz üretildiğini hatırlatan Yenigürbüz, bu amaçla Çorum Hattuşa'dan başlayarak Çankırı tuz mağarasına kadar "Hitit Yolu" turizm alanı oluşturmak istediklerini anlattı.

"Mağaramızla özdeşleşen merkebi görmeye çok sayıda insan geliyor"

Mağara içinde yaklaşık 300 yıllık bir eşeğin bulunduğunu ve ziyaretçilerin de ilgisini çektiğini belirten Yenigürbüz, şöyle devam etti:

"Mağaramızla özdeşleşen bir merkebimiz var. Bu merkebin yaklaşık 300 yıl önce burada ayağı kırılarak kaldığı ifade ediliyor. 1978 yılına kadar bu merkep tüyleri ve iskeletiyle çok diri bir şekilde ayaktayken buradan MTA'nın müzesine götürülerek doğal ortamından çıkarılmış ve çürümenin hızlandığı görülünce tekrar mağaraya getirilmiş. Bu merkebi de görmeye çok sayıda insan geliyor. Onun yanında da tarihi bilinmemekle birlikte eski olduğu düşünülen bir tavşan var. Tavşanın da yine tüyleri dökülmeden kalması ziyaretçilerin ilgisini çekiyor."

Tuz mağarasını ziyaret etmek için İstanbul'dan gelen Halil Eroğlu, mağaranın mutlaka gezilip görülmesi gereken bir yer olduğunu ifade etti.

Mağarayı çok beğendiklerini söyleyen Eroğlu, "Yerin altında bambaşka bir dünya burası. Duvarların parladığını görebiliyorsunuz. Burayı internetten öğrendim ve çok beğendim. Eşeğin burada çürümemesi de gerçekten çok dikkat çekici bir şey." diye konuştu.

Manisa'dan gelen Ceren Yüzgider ise tayin nedeniyle Çankırı'ya geldiğini, mağarayı çok merak ettikleri için geldiklerini ve çok şaşırtıcı şeylerle karşılaştıklarını ifade etti.

Mağarayı görmek için Kastamonu'dan gelen Cevher Mücahit Ağacören de mağaranın farklı bir atmosferi olduğunu dile getirdi.

Herkesin mutlaka ziyaret etmesi gereken yerlerden birisi olduğunun altını çizen Ağacören, "Mağaraya çocukken ailemle gelmiştim. Aradan uzun yıllar geçmesine rağmen buradaki eşeğin aynı şekilde duruyor olması gerçekten çok ilginç." ifadesini kullandı.

Çankırılı olmasına rağmen mağaraya çok fazla gelemediğini aktaran Muhammed Sait Koçgöz ise şunları kaydetti:

"Eşeğe bakıldığında eski tarihler görülüyor gibi his veriyor. Burada çürümemesi, müzeye götürüldüğünde çürümesi gerçekten çok olağanüstü bir şey. Buranın havası bile farklı. Burayı herkese tavsiye ederim."