Türk Eğitim-Sen'den Basın Açıklaması
Türk Eğitim-Sen Kastamonu Şube Başkanı Nedim Afacan basın açıklamasında bulundu.
Danıştay’ın mülakatla şube müdürlüğü atanmasının yürütmesini durdurduktan sonra Kurumlar nasıl bir yöntem izleneceğini merak ederken çözümü ilk Kastamonu İl Milli Eğitim Müdürlüğü buldu; artık kriter olarak şube müdürü olacaklarda İngilizce bilmek ve baş örtülü olma şartı getirildi. Uygulamada da acele eden Milli Eğitim Müdürlüğümüz yetkilileri Candaroğulları Orta Okulunda İngilizce öğretmenliği yapan bir öğretmenimizi şube müdürü olarak görevlendirdiler. Zamanlama ise çok manidardı… Sayın valimizin tayininin açıklandığı gün bu görevlendirme imzalattırıldı. Yeni müdürümüz mü çok uyanık, sayın valimiz mi bu usule uygun olmayan görevlendirmeyi gözden kaçırdı merak ediyoruz. Türk Eğitim-Sen olarak başörtüsü ile kamu kurum ve kuruluşlarında da hizmet verilebilmesi konusunda yaptığımız eylem ve tavrımız kamuoyu tarafından çok iyi bilinmektedir. Ama insanlar arasında başkaları gibi ayrıştırma niyetimiz asla bulunmamaktadır. Başörtülü de olsa başörtüsüz de olsa biz birlikte Türkiye olduğumuz gerçeği asla değiştirilemeyecek, buna da asla müsaade etmeyeceğiz.
Mal, servet ve makam tutkusunun meydana getirdiği bir göz kararması ile her şeyi meşru ve mubah gören bir anlayış yaygınlaşmaktadır. İnsan unsuru sağlam ahlak ve karakter sahibi ise yönetimdeki randımanı çok büyük olacaktır. İnsan unsuru ahlaken bozulmuşsa, bu bozuk malzeme ile kurulacak resmi veya gayrı resmi teşekküller verimsiz olacak, hatta yapıcı değil yıkıcı olacağından emekler, masraflar, zahmetler boşuna gidecektir.
Kanunları tatbik edecek insanın içerisine hak ve adalet sevgisi girmemişse insanlar, içten gelerek samimi olarak hak ve adalete inanmıyorlarsa kanunların gereği gibi tatbik edilmesi mümkün olmayacak, netice tersine tecelli edecek, adalet yerine adaletsizlik, sosyal adalet yerine sosyal istismar hâkim olacaktır.
Basit bir görevlendirme gibi gözüken ama özünde adaletsizliğin ve adam kayırmanın ne boyuta geldiğinin bir göstergesidir. Yıllardır en fazla 5 şube müdürü ile idare edilebilen İl Milli Eğitim Müdürlüğümüz kadrolarına en son Danıştay kararı nedeniyle şaibeli duruma düşen 3 tane daha şube müdürü atamasıyla 8 e çıkmıştı ki bu kişilerin yeteneklerinden mi şüphe edildi de yeni bir görevlendirme gerekti. Madem gerekli idi ilimizde sınav kazanan şube müdürü adaylarımız yok mu idi. Biliyoruz ki hem sınav hem mülakat sınavını kazanan adaylarda olmasına rağmen görevlendirmede tercih edilmeyen bu adaylar İngilizce ve başörtüsü kriterlerine takıldılar. Asıl sıkıntı bundan sonra yaşanacak… Çünkü bu kriterlere uymak zorunda kalacak hükümete yakın yönetici adaylarının nasıl bir hazırlık yapacağı muamma haline geldi…
Türk Eğitim-Sen olarak ilin yetkili sendikası olmamızı isteyen eğitim çalışanlarının bu tavrı yok sayılarak ki hükümetimizin de en önemli demokratik tavırlarından olan sivil toplum kuruluşları ile birlikte çalışacağız etik kuralına aykırı hareket eden görüşlerimiz bile sorulmadan yapılan bu görevlendirmeden dolayı İl Milli Eğitim Müdürünü bu ahlaki bulmadığımız görevlendirme şeklinden dolayı kınıyor ve hukuki girişimlerle bu olayın peşini bırakmayacağımızın bilinmesini istiyoruz.
Bu olumsuzlukların yanında ilimizde iyi şeylerde oluyor. Kastamonu Üniversitemizin mezuniyet programı gerçekleşti. 3600 gencimiz okullarını başarı ile bitirdiler şimdi memlekete hizmet etmek için yeni bir sürece başlıyorlar. Beden Eğitimi Spor Yüksek Okulu öğrencilerinin başarıları tam takdire şayandı. Tüm bu çalışmalarından dolayı Üniversitemizin tüm yetkililerini kutluyoruz.
Ayrıca İlimizde her kesimini yakından ilgilendiren ama iki rektörün kendi arasında yaptığı devir mutabakatıyla yeni süreci başlayan TIP FAKÜLTESİ serüvenimizi takip ettik. Türkiye Kamu-Sen olarak beklentimiz özlenen ortak bir kararın verilmesi valimiz, siyasilerin, sivil toplum örgütlerimizin ve Kastamonu Üniversitesinin el ele vererek ölü doğan Hacettepe Tıp fakültesi rüyasından bir an önce uyanarak kendi gerçeklerimizle bu işi bitirmektir. Türk gibi başladık, İngiliz siyaseti gibi sürdürdük, ama en azından Alman gibi bitirip mutlu sona ulaşma zorunluluğumuz bulunmaktadır.
Rüya gibi başlayan fakat ilerleyen zamanda Hacettepe Tıp Fakültesi çıkmazı haline gelen durumun tek sorumlusu siyasilerimizdir. Ancak Kastamonu Üniversitesi rektörümüz Sayın Seyid AYDIN İlin tüm ileri gelenlerini rüyadan uyandırarak gerçeklerle yüz yüze getirdi. Kendisini destekliyoruz. İnşallah yüzümüzün akı bir tıp fakültemiz en kısa zamanda kurulur, Bölge iller arasında hak etiğimiz merkez il olma şansımızı kaybetmeyiz.
Kamuoyuna saygı ile duyurulur.
Nedim AFACAN
Türk Eğitim-Sen Şube Başkanı