Toplu sözleşme görüşmelerinde oturma düzeni krizi
Hükümet ile kamu sendikaları arasında başlayan toplu sözleşme görüşmelerinde oturma düzeni krizi yaşandı.
Hükümet ile kamu sendikaları arasında başlayan toplu sözleşme görüşmelerinde oturma düzeni krizi yaşandı. Oturma düzenini kınadığını söyleyen Kamu-Sen Genel Başkanı İsmail Koncuk'a cevap veren Gündoğdu, 2004 yılında eşbaşkanlık için Kamu-Sen'in dava açtığını hatırlattı. Kamu-Sen eski Genel Başkanı Bircan Akyıldız'ın heyet başkanlığı düzenini yanlış bulduğunu hatırlatan Gündoğdu, "Bircan Akyıldız 'buna itiraz ediyoruz' dedi. Danıştay’a dava açmış ve kazanmış. Dava kazanıldığı yıl yetki Kamu-Sen’den Memur-Sen’e geçtiği için bir daha cümlesi kurulmamış.” dedi.
Masanın başında Kamu İşveren Heyeti adına Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik ile Kamu Çalışanları Sendikaları Heyeti Başkanı olarak da Memur-Sen Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu oturdu. Bunun üzerine aynı tartışmayı geçen yıl da yaptıklarını hatırlatan Kamu-Sen Genel Başkanı İsmail Koncuk ve KESK Genel Başkanı Lami Özgen buna sert tepki gösterdi.
KONCUK'TAN SAVAŞ BENZETMESİ
Konuşmasına oturma düzenine tepki göstererek başlayan Koncuk, "Allah hayırlı uğurlu etsin. Kamu çalışanlarının iki tane patronu oldu. Biri Sayın Bakan, biri Sayın Ahmet Gündoğdu. Bu görüşme taraflar arasında yapılan bir görüşmedir. İki tarafın başkanı da tarafların içerisinde olur ve karşılıklı bu müzakere yapılır. Bu toplu sözleşmeyi geçen yıl da yaptık, aynı şekilde tartıştık. İki ordu savaşacak, iki tane komutan çıkacak yan yana orduların savaşmasını izleyecek. Böyle bir toplu sözleşme düzeni olabilir mi, bunu kınıyorum." diye konuştu.
ÖZGEN DE TEPKİ GÖSTERDİ
KESK Genel Başkanı Özgen de oturum düzenin şeklini yanlış bulduklarını belirterek, toplu görüşme taraflar arasında karşılıklı pazarlık usulüyle hayata geçirildiğini söyledi. Özgen, şu ifadeleri kullandı: "Her ne kadar 4688 sayılı yasa ve hazırlanan yönetmelik başkanlara sınırsız yetki vermişse de her başkan kendi tarafının başkanıdır. Toplu sözleşme sisteminde ayrıcalıklı bir duruma sahip değildir."
"KAMU-SEN 2004 YILINDA DANIŞTAY'A DAVA AÇMIŞ"
Bu tepkiler üzerine söz alan Memur-Sen Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu, amaçlarının üzüm yemek olduğunu vurgulayarak, Koncuk’a tarihten örnekler verdi. 12 Eylül 2010 tarihinde İsmail Koncuk ile birlikte oturduklarını hatırlatan Gündoğdu, Koncuk’un genel sekreter olarak, yani ikinci adam olarak oturduğunu kaydetti.
Koncuk’un kendisine laf atması üzerine Gündoğdu, "Bizim çok iyi çay yapan bir çaycımız var, Şükrü. Ramazan’dan sonra hepinizi çaya bekliyorum. Çaycımız Şükrü’yü de göndersek Memur-Sen’i bağlar. 15 TL ya da toplu sözleşme ikramiyesi alıyoruz, en az 300 TL olmalıdır. Sendikalılar daha çok örgütlü olduğu için alıyor. Örgütlülüğün uluslararası hukuktaki diğer adı yetki. Bu masanın da şuanda oturma düzeni, 2002’den 2004 yılına kadar biz hiç yoktuk. 2004’te ilk kez Diyanet-Sen ile masaya gelmeye başladık. 2008’e kadar da yetkimiz yoktu. Şuanda 12 yetki imzası var; 11’i hizmet kolu biri genel. Teklif yapma, pazarlık, anlaşılmazsa itiraz yetkisi bu. 2004 yılında eşbaşkanlık için Kamu-Sen dava açmış. Yani Bircan Bey, böyle heyet başkanlığı olmaz. Bakan bey burada oturuyor, yetkili sendika başkanı Bircan Akyıldız orada oturuyor. Buna itiraz ediyoruz dedi; Danıştay’a dava açmış ve kazanmış. Dava kazanıldığı yıl yetki Kamu-Sen’den Memur-Sen’e geçtiği için bir daha cümlesi kurulmamış." sözlerini dile getirdi.