Terörü Bitireceksen Ben Sana Vereceğim o 400 Vekili

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, CHP Genel Merkezinde düzenlendiği basın toplantısında şunları söyledi: "Terörü lanetliyoruz ama bir şeyi sakın unutmayın medya yani basın bizim gözümüz, kulağımız ve sesimizdir. Nasıl toplumda çeşitliliğimiz varsa medyada da aynı çeşitlilik var. Medya üzerine baskıyı asla kabul etmeyeceğiz. Medya özgürce yayını yapacak. O genç arkadaşlarıma söylüyorum; bizim havuz medyası diye suçladığımız en sert eleştirilere muhatap olan gazetelere saldırı yapıldığında ilk telefonu açanlardan birisi benim. Geçmiş olsun dileklerini söyleyen kişi de benim. İki şey farklı. Medyaya özgür alan yaratacaksınız. Suçlamak asla doğru değil, kırmak, dökmek asla doğru değil. Birbirimizi eleştirebiliriz ama birbirimizi öldürmek, incitmek, yaralamak bunlar doğru değil. Terör örgütü zaten yıllardır bunu istiyor.”

“BU SORULARIN YANITINI BİLMEDEN BU SORUNU ÇÖZEMEZSİN”

Bazı soruların sorulması gerektiğini ifade eden Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:

“Doçka silahları savaş silahı bunlar. Yüzlercesi terör örgütü tarafından tepelere konuşlandırıldı. Kimin zamanında ve nasıl konuşlandırıldı? Soracaksınız bu soruyu genç arkadaşlarım. Bu silahlar oraya konuşlanırken bu ülkeyi kim yönetiyordu? Zırhlı araçlar yolda gidiyor. Bir ton iki ton bomba yolu kazıyorsunuz, yola döşüyorsunuz, üstünde asfalt var. Askerlerimiz ve polislerimiz giderken patlatılıyor. Şu soruyu kendi vicdanında soracaksın genç arkadaşım; bu bombalar oraya konulurken kim iktidardaydı? Neden önlemini almadılar? Siz nasıl hükümetsiniz diye soru sorma hakkın var. Bu soruların yanıtını bilmeden bu sorunu çözemezsin.” 

“TERÖRÜ BİTİRECEKSEN O 400’Ü BEN TAMAMLAYACAĞIM"

7 Eylül 2015 tarihinde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ‘Çözüm sürecini bunlar silah stoklaması süreci olarak değerlendirdiler. Çok ciddi bir silah stoklaması yaptılar” ifadelerini hatırlatan Kılıçdaroğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Şu soruyu sormayacak mısın genç arkadaşım, sevgili vatandaşım, bu silah stoklaması yapılırken siz neredeydiniz? Siz çocuk musunuz? Siz ülkeyi yönetiyorsunuz? Vatandaşım sormayacak mısın bu şehitlerin kanlarından kim sorumlu? Bütün bunlara rağmen hâla 400 milletvekili arayışında olanlar var. Efendim 400 milletvekili olsaydı durum farklı olurdu yani terör olmazdı. Buradan söz veriyorum açık ve net, terörü bitireceksen o 400’ü ben tamamlayacağım. Buyur bitir. Daha önce kredi açmıştık istemedin. Hiçbir çocuğumuzun burnunun kanamasını istemiyorum. O annelerin feryadı akşam yatarken de kulaklarımda. Babaların acıları yüreğimde. Emin olun rahat yatamıyorum. Bizim bir sorumluluğumuz var. Siyasetçi olarak da sorumluğumuz var. Biz ülkeyi yönetmeye talibiz, ülkeyi karıştırmaya değil. Böyle bir tabloyu Türkiye hak etmiyor. Ayakları yere basmayan siyasetçiler bu ülkeyi yönetemez. Bu sorunu çözmek için eğer bir masa kurulacaksa o masanın parlamentoda olması lazım. Sorunun çözümü konusunda toplumsal barışı sağlama konusunda en tutarlı görüşü biz ortaya koyduk. Çünkü biz akılcıyız. Aklın üstünlüğüne ortak akla inanırız. Onlar ortak akla değil, üst akla inanıyor. O üst akılda Türkiye’yi bu hale getirdi.”

PELİN ÜZEK (İHA)