Terör örgütü çözüm sürecinde 154 eylem gerçekleştirdi
Ankara Strateji Enstitüsü Başkanı Prof. Dr. Mehmet Özcan, Hakkâri'nin Yüksekova ilçesinde yaşanan olayın ardından çözüm süreciyle ilgili yaptıkları araştırmada ilginç verilere ulaştıklarını söyledi.
Ankara Strateji Enstitüsü Başkanı Prof. Dr. Mehmet Özcan, Hakkâri’nin Yüksekova ilçesinde yaşanan olayın ardından çözüm süreciyle ilgili yaptıkları araştırmada ilginç verilere ulaştıklarını söyledi. Terör örgütünün nisan ayından bu yana 154 eylem yaptığını ve bu eylemleri sosyal medya üzerinden tek tek açıkladığını aktaran Özcan, Yüksekova’da ortaya çıkan silahlı kişilerin kim olduğunun açıklanması gerektiğinin altını çizdi.
Özcan, yaptıkları çalışmayla ilgili örgütün düzenlediği eylemleri maddeler halinde sosyal paylaşım sitesinde yayınladı. Konuyla ilgili Cihan Haber Ajansı’na konuşan Özcan, çözüm sürecinde gelinen aşamayı değerlendirdi. Özcan, son dönemde örgütün hem şehirlerde hem Yüksekova başta olmak üzere farklı bölgelerde uzun namlulu silahlarla ortaya çıkmaya başladığını söyledi. Bu unsurların kafalarda, ‘Kim bu insanlar?’ şeklinde soru işareti bıraktığını belirten Özcan, Yüksekova’daki olaylarda ölenlerin sayısının 3’e çıktığını kaydetti. Özcan, “Buradaki temel sorun, ‘bu provokasyon mu? ‘Başbakan provokasyon dedi. İçişleri bakanı provokasyon dedi.’ Evet bu provokasyon ama bunu kim yapıyor? Oradaki uzun namlulu silahları tutan, polislere uzun namlulu silahlarla ateş eden, polis araçlarını hedef alan, ‘polisler o zırhlı aracın içinde olmasaydı eğer şehit olmuşlardı’ dolayısıyla kan akacaktı. Polisler karşılık verdi ve kan aktı. Kan aktığı sürece biz çözüm sürecinde farklı konuları konuşmaya başlarız.” dedi.
"KANDİL’DEN BU ADAMLARIN ORTAYA ÇIKARILMASI İSTENMELİ"
‘Kan akması demek, yeni bir evreye girilmesi demek’ diyen Özcan, o uzun namlulu silahlarla polisin üzerine ateş eden ve kitleleri oraya sevk edenlerin ortaya çıkarılması gerektiğini vurguladı.
Sadece devlete çağrı yapmadığını ifade eden Özcan, “Aynı zamanda çözüm sürecine eğer inanıyorsa; Öcalan’a yapıyorum. Kandil’e yapıyorum. KCK’ya ve özellikle siyasi parti olarak BDP’ye yapıyorum. Burada insanlar öldüğünde; kitlesel eylemlerle bunu yeniden bir intikam duygusuyla başka yerlerde eylem yapmak değil, eğer bu dönemde biz uzun namlulu silahların devreye girdiğini görürsek, devamında çözüm sürecini ciddi bir şekilde baltalayacak sonuçlar doğurabilir. Israrla BDP’nin o uzun namlulu silahları kimin kullandığını ortaya çıkarmasını istiyorum.” diye konuştu. Özcan, Öcalan’ın da Kandil’den bu adamların ortaya çıkarılmasını istemesi gerektiğinin altını çizdi.
Yüksekova olayından sonra çözüm süreciyle ilgili bir çalışma yaptıklarını aktaran Özcan, açık kaynakları araştırdığında çok ilginç verilere ulaştıklarını söyledi. İnceleme sonucunda örgütün nisan ayından bu yana 154 eylem gerçekleştirdiğini dile getiren Özcan, “Bu eylemlerde, araçların yakılması, sivil mekânlara Molotof atılması, el yapımı bomba atılması, polislere saldırılması, askeri birliklere saldırılması, AK Parti binalarına saldırılması, bütün bunlar beni giderek endişelendiriyor. Bu tırmanışın özellikle, Ekim-Kasım ayında giderek tırmanışa geçmesi, Aralık ayının ilk haftasında da bu tırmanışın Eylül rakamlarını geçmiş olması.” dedi.
"EYLEMLER HER AY GİDEREK ARTTI"
Araştırmalarda, yapılan eylemlerin her ay giderek arttığını söyleyen Özcan, şöyle devam etti: "Burada temel mesele şu; bölge halkı, çözüm sürecini batıdaki insanlara nazaran birebir hissediyor. Çünkü dükkânlarını açabiliyor, normal yaşamına dönebiliyor. Burada normal yaşama izin vermeyen bir örgüt mantığı var. Eğer bu eylemler devam edecekse; bunun önüne geçilebilmesi gerekiyor. Bunun önüne geçilmesi için de bu tırmanışı durduracak mekanizmalar devreye giriyor. Bir taraftan devlet bu bölgede çatışma yaşanmasın diye güvenlik unsurlarını geriye çekti. Kırsalda çatışma yaşanmıyor. Ama şehirde bir vatandaşın dükkânına, bir öğrenci yurduna saldırılıyorsa, bunun karşısında devletin görevi de bunları önlemektir. Bir taraftan devlet bunu önleme görevi vardır. Bunu yerine getirmesi gerekiyor. Ama bunu yerine getirdiğinde örgütle çatışmaya giriyorsunuz. Öbür taraftan da eğer aynı şekilde çözüm sürecine inanıyorsa; bu sürecin ta başında Nevruz’da Öcalan, “Artık silahın devri bitti. Biz bundan sonraki dönemde siyasetle mücadele edeceğiz” diyorsa bu veriler, o bakış açısının, Öcalan’ın o talimatının yerine getirilmediğini gösteriyor. BDP’ye de büyük görev düşüyor. Öcalan da çözüm sürecine inanıyorsa, bu tür eylemlere dur demesi gerekir."