Tekiner 'Kastamonu Dünya Şehri Olmaya Adaydır'
Tekiner, Kastamonu'ya yapılacak sanatkar sokağıyla turizmde büyük bir atılım yapabileceğini ifade etti.
Dünyaca ünlü Yüksek Mimar Dekoratör Fikret Tekiner, Kastamonu’nun mimarisinin Selçuklulara ve Osmanlılara ait olduğunu belirterek, bu yüzden Kastamonu’nun mimardan çok dekoratife ihtiyacının olduğunu söyledi. Tekiner, ayrıca Kastamonu’ya yapılacak sanatkar sokağıyla turizmde büyük bir atılım yapabileceğini ifade ederek, Kastamonu’da bulunan konakların mimarisine uygun bir şekilde restore edilmesiyle dünya şehri olmaya aday olduğunu kaydetti.
İstanbul Kadıköy’de ikamet eden ve bir işadamının konağını restore edilmesini için Kastamonu’da gelen Dünyaca ünlü Yüksek Mimar Dekoratör Fikret Tekiner, Akifbey Konağı’nda yaptığı dekoratif çalışmaları büyük beğeni topladı.
Kastamonu ziyaretinde şehri de gezip görme imkanı bulduğunu açıklayan Fikret Tekiner, “Kastamonu’nun mimara ihtiyacı yok, Kastamonu’nun dekorasyona ihtiyacı vardır. Çünkü Kastamonu, Selçuklularla, Osmanlı mimarisini taşıyor. Günümüzün mimarları modern çalışan mimarlardır. Günümüzün mimarlarının önce Kastamonu’yu tanıması gerekiyor. Bugün mezun olan bir mimar, para kazanacağım diye ‘ben mimarım’ diyor. Tamam, çalışsın, buna bir diyeceğimiz yok ama hiçbir teorik çalışması yok. Adamın sosyal bilgisi iyi olsa Kastamonu’da tanır” dedi.
“ŞEHİR İÇİNDE FAYTONLAR ÇALIŞSIN”
Kastamonu’nun eski bir tarihe ve kültüre sahip olduğuna dikkat çeken Mimar Fikret Tekiner, bu yüzden şehir içinde bu tarihi ve kültürü yaşatabilmek adına faytonların görev yapmasının daha doğru olacağını ifade ederek, şunları söyledi: “Kastamonu’nun mimarı var. Kastamonu’nun mimarı bellidir. Kastamonu’da yapılan işler belli bizim, bunları yaşatmamız gerekiyor. Bu işleri yapmadan öncede Kastamonu’yu tanımamız gerekiyor. Kastamonu’nun sahil bandı yaklaşık 103 kilometredir. Kastamonu’yu anlatan güzel bir otobüs yapılıp süslensin. Otobüsün üstü ve yanları açık olsun. Sahilden geçenler otobüse baksın, otobüstekilerde sahil bandına, denize, ormana baksın. Bunun dışında şehir içinde faytonlar çalışsın. Çünkü bir ayrıcalık oluşturmak istiyorsanız farklı aktiviteler yapmanız gerekiyor. Bunun içinde şehir içinde fayton olabilir, sahil bandında otobüs olabilir. Bunlar Kastamonu’yu diğer şehirlere göre farklı kılacaktır”
“İnsan, bilmediği altını, altına koyarsa, başı göğe değer” diyen Tekiner, “Biz, bunun bilincinde çalışırsak o zaman kazanırız. Ben biliyorum edasından kurtulmamız gerekiyor. Biz, çok zengin ve hazinelerle dolu bir ülkeyiz. Ama biz, bu hazineleri gömmüşüz, bir türlü gün yüzüne çıkartmıyoruz” diye konuştu.
“KASTAMONU, AHŞAP KENTİDİR”
Kastamonu’nun ahşap kendi olduğunu vurgulayan Yüksek Mimar Dekoratif Fikret Tekiner, “Kastamonu, ahşap kentidir. Kastamonu’nun kendisine has ve özgü konakları mevcuttur. Biz, bu konakları süslemek yerine bu konaklara gerçek kimliğini kazandırıp, ayağa kaldırmamız gerekiyor. Belki şu anda ayakta kalan konakların hepsini yapamayız ama en azından ayakta kalanları yeniden şehre kazandırabiliriz” şeklinde konuştu.
Dekoratif olarak kendilerine yeni bir arsa verip bunun üzerine bir konak yapılmasını istemediklerini söyleyen Tekiner, “Bu yüzden biz, mevcut olan konakları kendisine has mimarisiyle biraz daha günümüz koşullarında yaşanabilir halde süslemeye çalışıyorum. Bu yüzden bizim, mimardan ziyade iyi bir dekoratifçiye ihtiyacı var. Mevcut olan konakları iyileştirmek için” ifadelerini kullandı.
“KASTAMONU, DÜNYA ŞEHRİ OLMAYA ADAYDIR”
Kastamonu’nun Selçukluların ve Osmanlıların mimarisini taşıyan bir şehir olduğunu vurgulayan Fikret Tekiner, şunları kaydetti: “Bir kısmına da Yunanistan’ın mimarisi karışmıştır. Ama yoğunlukta Selçuklu ve Osmanlı mimarisi mevcuttur. Kastamonu’da gerçek bir mimari vardır. Bu mimari yapı, Kastamonu’da ortaya çıkartılması durumunda, bu konaklar gün yüzüne çıkartılması durumunda dünyanın bütün dikkatini üzerine çekmiş olur. O zaman Kastamonu, dünya şehri olmaya aday olur. Şu anda Kastamonu Belediyesi’nin konaklarımıza dair yürüttüğü çalışmalar, bunun bir başlangıcıdır. Bu çalışmalardan yakın bir zamanda sonuç alınması beklenemez fakat Kastamonu, bu çalışmaların verimini birkaç yıl sonra en güzel ve en ekonomik bir şekilde alacağından kimsenin şüphesi olmasın. Yeter ki konaklarımızı ve şehrimizin mimarisini özüne uygun bir şekilde ortaya çıkartalım”
Modernize olmuş şehirle tarih kokan ve eski yapıları hala bünyesinde barındıran şehri kıyasladıkları zaman her zaman Kastamonu’nun bu noktada karlı çıkacağını belirten Tekiner, şöyle konuştu: “Modernize olmuş şehirlere bir bakalım. Ya da yeni aldığınız, günümüz mimarisiyle yapılmış bir ev düşünelim. Bu eve dünyanın en pahalı eşyalarını alıp koyalım, parası kadar itibarı olur. Bu eşyaların ve bu evin çok fazla ömrü olmaz. Bir süre sonra özelliğini yitirir. Yenisini almak zorunda kalabilirsiniz. Fakat bizim konuştuğumuz konaklar, yüzyıllar öncesinden günümüze kadar gelmiş konaklar. Selçuklulardan, Osmanlılardan günümüze kalmış konaklar. Biz, bu konakları günümüz imkanlarıyla yapmaya kalksak inanın aynısını yapamayız. Mutlaka eksikliklerimiz olur. Bu yüzden sahip çıkmamız ve konaklarımızı ayağa kaldırmamız gerekiyor. Ayrıca bu konaklarda, bir yaşam tarzı var, bir hayat tarzı var. Bu da üzerinde durulması gereken bir olaydır. Dikkatten kaçmaması gerekiyor”
“KASTAMONU’YA SANATKARLAR SOKAĞI YAPILABİLİR”
Kastamonu’da tarihi mimariyi taşıyan Şeyh Şabanı Veli Caddesi başta olmak üzere belirlenen bir sokağının sanatkarlar sokağına çevrilebileceğini ifade eden Mimar Fikret Tekiner, “Şehir merkezi dışında aslını yitirmemiş köylerimiz var. Bu köylerimizde de sanatkarlar sokağı düşünülebilir. Parlayan yerleri daha fazla parlatıcı sürerek parlatmaya gerek yok. Biraz unutulmuş, metruk kalmış veya bakımsız yerleri ayağa kaldırmamız, sanatkarlar sokağı için yeterli olabilir. Bu konuyu sayın valimize ve belediye başkanımıza paylaşacağım” dedi.
İstanbul Kadıköy’de daha önceden metruk halde bulunan ve her türlü işlerin yapıldığı Bahariye Caddesi’ndeki Ali Suavi Sokağı’nı büyük çabalar sonucunda sanatkarlar sokağına dönüştürülmesini sağladığını belirten Fikret Tekiner, “Orada New Antique Sanat Galerisi adı altında da bir işyerim var. Sanatkarlar sokağını yapmaktaki amacımız, sanatı ve sanatçıyı halkla buluşturmak, unutulan el sanatı dallarını hatırlatmak ve yaşatmaktır. Bu yüzden Kadıköy’de bu çalışma yapıldı. Gerçekten üreten, ürettiğini sanatseverlerle buluşturmak isteyen sanatçıların, ancak sokakta stant kurabilir. Kadıköy’de başvuranlar arasında ressamlar, heykeltıraşlar, cam işlemecileri, bakırcılar, çömlekçiler, karikatüristler ve el sanatlarıyla uğraşan sanatçılar bulunuyor. Biz, bunların hepsini bir sokak üzerinde topladık ve halkla buluşturduk” diye konuştu.
Kadıköy’de sanatçılar dışındaki kişilerin stant kurmasını istemediklerini ve bu konuda titiz davrandıklarını vurgulayan Tekiner, şöyle devam etti:
“Döşeme taşları, çiçeklikler, tek tip imal edilmiş sanatçı stantları, müzik sistemi ve Osmanlı aydını Ali Suavi’nin büstü bulunuyor. Ayrıca bu sokakta, konser, defile, sergi gibi çeşitli etkinliklerde düzenleniyor. Bir ülkenin tanıtımı, bir semtin gelişimi için yerel yönetimlere büyük görevler düşüyor. Bir ülke, bir şehir sahip olduğu değerleri kullanabilmelidir. Ancak üretici bir halk ülkesini yükseklere çıkarır. Ama Türkiye gittikçe kötüleşiyor. Kültür değil, cehalet artıyor. Bunun önüne geçmeliyiz. Bu yüzden Kastamonu’nun da tarihi ve kültürel yapısını, konaklarını en iyi şekilde kullanarak, Kadiköy’de daha önceden metruk haldeki bu sokakta yapılan çalışma gibi bir çalışma yapabiliriz. Ben, bu konuda üzerine düşen bir görev olursa her zaman yapmaya hazırım. Memleketime bir eser bırakmayı isterim. Kastamonu’da oluşturulacak sanatkarlar sokağıyla birlikte şehirde adeta turizm patlaması da yaşanacağına inanıyorum. Çünkü oluşturulacak bu sokakta, ayrıca ilçelerimizde ayrı ayrı bulunan özelliklerde yansıtılacak Şehri ziyaret eden birisi, vakti olmadığı taktirde bu sokağı ziyaret ettiğinde ilçelere de gitmiş gibi olması gerekir. İnşallah böyle bir sokağı Kastamonu’ya kazandırırız.”