Tarihe ışık tutan yarışmada ödüller sahiplerini buldu

'Çobanoğlu Beyi Atabey Gazi Hüsameddin Çoban, Muzaffereddin Gazi Yavlak Arslan ve Kastamonu'nun Fethi' konulu şiir, hikaye ve mektup yarışmasında ödüller sahiplerini buldu.

  • 1805
Tarihe ışık tutan yarışmada ödüller sahiplerini buldu

Hz. Pir Şeyh Şaban-ı Veli Kültür Vakfı, Kastamonu Belediyesi ve Taşköprü Belediyesi işbirliğinde düzenlenen “Çobanoğlu Beyi Atabey Gazi Hüsameddin Çoban, Muzaffereddin Gazi Yavlak Arslan ve Kastamonu’nun Fethi” konulu şiir, hikaye ve mektup yarışmasında dereceye girenlere ödülleri verildi.

Yaklaşık 803 yıl önce Anadolu’yu Bizanslılardan kurtararak yurt yapan Selçuklu Devleti’nin en önemli kumandanlarından Hüsameddin Çoban Beyi (Atabey Gazi) ve onun torunu olan, yine devamında Çobanoğulları Beyliği’ni uzun yıllar yöneten ve bu topraklarda hala çok önemli eserleri bulunan Muzaffereddin Gazi Yavlak Arslan’ı anmak için Hz. Pir Şeyh Şaban-ı Veli Kültür Vakfı, Kastamonu Belediyesi ve Taşköprü Belediyesi işbirliğinde “Çobanoğlu Beyi Atabey Gazi Hüsameddin Çoban, Muzaffereddin Gazi Yavlak Arslan ve Kastamonu’nun Fethi” konulu şiir, hikaye ve mektup yazma yarışması düzenlendi.

Yarışmada dereceye girenler için Kastamonu Belediyesi Toplantı Salonu’nda ödül töreni gerçekleştirildi.

Törende konuşan Taşköprü Belediye Başkanı Abdullah Çatal, “Evliyalar şehri, şehitler Kastamonu’muzun ne kadar kadim bir şehir olduğunun göstergesi olarak bu yarışmaya katılan ve emek veren herkesi tebrik ediyorum. ’Geçmişine sahip çıkmayan toplumlar kaybolmaya mahkumdur’ sözünden de esinlenerek ecdada vefa düşüncesiyle gerçekleştirdiğimiz bu yarışma ile kadim şehrimizin önemini ve geçmişini bir kez daha ön plana çıkartmayı hedefledik. Bu örnek projenin devamının gelmesi hususunda da her zaman üzerimize düşeni yapmaya hazırız” dedi.

“Bu topraklardan vatan haini çıkmaz”

Kastamonu’dan vatan haini çıkmayacağını belirten Kastamonu Belediye Başkan Vekili Mehmet Yurt ise, “Bildiğiniz üzere Kastamonu’muz istiklâl şehri, medeniyetin beşiği, Türk’ün ortağıdır. Tüm bu kalıpları bir şehrin taşıması, o şehrin köklerinin ne denli sağlam olduğunun da göstergesidir. Bu bağlamda düzenlenen ’Çobanoğllulları Beyi Hüsameddin Çoban Muzaffereddin Gazi ve Kastamonu’nun Fethi’ konulu şiir, hikaye ve mektup yarışmasını çok kıymetli biliyorum. Atabey Gazi Hüsameddin Çoban Bey, Kastamonu’yu kale çevresindeki küçük bir askeri garnizon olmaktan kurtarmış ve imar faaliyetleri sonucunda bugün tarihi Kastamonu diye adlandırılan bölgenin temellerini atmıştır ve şehrimizin kurucusu olmuştur. Yine Atabey Gazi, Selçuklu Sultanı’nın emriyle Sinop’taki Türk donanmasının başına geçerek Kırım, Suğdak, Kıpçak Türkleri ve Rus kabilelerinin üzerine sefere çıkmış, Cenevizlilerin elinden Suğdak Limanı ve kalesini almış, Kıpçak boylarına ve Rus kabilelerine boyun eğdirmiş, onları Selçuklu egemenliği altına sokmuştur. Karadeniz ticaret yollarının güvenliğini sağlamış, Selçuklu rüzgarı estirmiştir. Bu topraklardan vatan haini çıkması söz konusu olamaz ve sessiz kalmamız da beklenemez. Şehrimiz için son derece önemli olan Yavlak Arslan’ın söz konusu dizide yanlış yorumlanmasına hep birlikte en sert tepkiyi verdik ve tepkilerimizin de karşılığını kısa sürede aldık. Pek nihai dizinin takipçisi olduk ve konuşmaların ardından sonraki bölümlerde bu yanlış düzeltildi. Onlara da bu hatalarını düzelttikleri için buradan tekrar teşekkür ediyorum. Türk’ün yurdu Kastamonu’muzdan, Altay’dan Tuna’ya, Tanrı Dağları’ndan İrtis Nehri’ne, Karabağ’a tüm Turan coğrafyamıza selam olsun” diye konuştu.

“Geçmişle gelecek arasında köprü kurmak milli bir görevdir”

Geçmişle gelecek arasında köprünün kurulmasının milli bir görev olduğunu söyleyen Hz. Pir Şeyh Şaban-ı Veli ve Kültür Vakfı Başkanı Mehmet Çiftçi de, “Bu yarışmayı tertip eden Süleyman Yücel, Ziya hocama, yarışmaya katılanlara ve yine bu yarışmayı değerlendiren akademisyenlerimize sonsuz teşekkürlerimi arz ediyorum. Bir ülkenin gençliğinin tarihini unutması halinde geleceğe güvenle, huzurla bakması imkansızdır. Bundan dolayı her bir vatandaşımızın, STK ve vakıflarımızın bu yönde çalışmaları, geçmişle gelecek arasında köprü kurmaları tarihi, dini ve milli bir görevdir” ifadelerini kullandı.

İlim Hikmet Sofrası’nın devam edeceğini belirten Çiftçi, “Pandemi süreci başlamadan önce her hafta cumartesi bunu İlim Hikmet Sofrası adıyla program yapılıyordu. Akademisyenler, yazarlar her hafta bir konuyu işliyordu ve en son 158’nci programı gerçekleştirmiştik. İnşallah pandemi süreci bitince yine devam edecektir” şeklinde konuştu.

Konuşmaların ardından dereceye girenlere ödülleri ve hediyeleri verildi.