Sinanoğlu, 17 Yıldır Gazilik Madalyasının Verilmesini Bekliyor

GAZİ SİNANOĞLU, KOLUNDAKİ KURŞUN NEDENİYLE O GÜNLERİ UNUTAMIYOR 
TUNCELİ'DE TERÖRİSTLERCE DÜŞÜRÜLEN PUSU SONRASI GİRİLEN ÇATIŞMADA YARALANAN MEVLÜT SİNANOĞLU, 17 YILDIR VERİLEMEYEN GAZİLİK MADALYASININ VERİLECEĞİ GÜNÜ BEKLİYOR 
SİNANOĞLU: “17 YILDIR GAZİLİK MADALYASININ VERİLMESİNİ İSTİYORUM” 
“ÇÖZÜM SÜRECİ, KANIN AKMASINI DURDURDU”
VEDAT YUNUS İKİZOĞLU (İHA) - Tunceli'de teröristlerle girilen çatışmada yaralanan Mevlüt Sinanoğlu, 17 yıldır verilemeyen gazilik madalyasının verileceği günü bekliyor. 
Tunceli’de teröristlerce devriye attığı esnada pusuya düşürülmesi sonucu girdiği çatışmada yaralanan Mevlüt Sinanoğlu, kolunda taşıdığı kurşun nedeniyle o günleri unutamadığını söyledi. Ayrıca maddi olarak bir beklentisi olmayan Sinanoğlu, manevi olarak gazilik madalyasının verilmesini isteyerek, çözüm sürecinden sonra şehit ve gazi haberlerinin gelmemesine sevindiğini söyledi.
1997 yılında acemi birliği sonrası Tunceli’de 4. Komando Tugayı'nda vatani görevini devam ettiren Sinanoğlu, “Terhisime 5 ay kala bölük halinde gece intikale çıktık. Bölük halde yürüyorduk. Gece saat 23.00 sıralarında intikal halindeyken pusuya düşürüldük. Pusuya düştüğümüz gece terör örgütleri tarafından iki tane şehidimiz oldu, ben de o gece yaralandım. Tedavimin tamamlanmasının ardından apar topar Tunceli Devlet Hastanesi'ne kaldırıldım. Kurşunlar vücudumun değişik yerlerine isabet etti. Vücuduma isabet eden kurşunların çıkartılması için o gece, Elazığ Askeri Hastanesi'ne sevk edildim. Tedavi sürecimin sonrasında kalan günlerini tamamlamak üzere tekrar askerliğimi yaptığım yere geri döndüm, burada bir süre daha kaldım. Kalan günlerimi de tamamladıktan sonra tekrar memleketime geri geldim” dedi.
Pusuya düştükleri gece vücudunda çelik yelek olduğu için vücudunun önemli yerlerine kurşunun isabet edemediğini ifade eden Sinanoğlu, “Kurşunların iki tanesi de yelekte kaldı. Bunların haricinde sol kolum, sol bacağım, sağ bacağım olmak üzere üç tane vücudumun değişik yerlerine kurşun isabet etti. Sol kolumdaki kurşun halen duruyor kolumda, diğer kurşunların hepsi çıkartıldı” diye konuştu.
Hastanede tedavi gördüğü esnada koluna isabet eden kurşunun sinirlerin içerisine girdiğini ve bu yüzden ilk etapta alınamayacağının söylendiğini anlatan Sinanoğlu, “Sonrasında bana bir engel oluşturacak durum olmadığını görünce ben de ikinci bir operasyon geçirip de kurşunu aldırma gereği duymadım” şeklinde konuştu.
Yaşadıklarının kolay bir süreç olmadığını aktaran Mevlüt Sinanoğlu, şunları söyledi: “Olayın oluş anından tedavi süreci bitip benim sağlığıma kavuşana kadar geçen süre benim için sıkıntılı bir süreçti. Psikolojik olarak da çok etkilendim. Ama şuan için baktığımda tabii ki çok şükür diyoruz. Çünkü vücudumda herhangi bir sakatlık bırakmadı. En azından bunun için sevinçliyiz. Ama tabi şehit olan arkadaşlarımız ya da diğer yaralanıp gazi olan arkadaşlarımız için üzüntümüz halen devam ediyor.”
Çözüm süreci sonrasında şehit ve gazi haberlerinin gelmemesinin kendileri için mutluluk verici olduğunu ifade eden Sinanoğlu, “6-7 aydır artık televizyonlardan şehit ya da gazi haberlerini duymuyoruz. Şehit haberlerinin gelmemesinden dolayı seviniyoruz. Dolayısıyla hakikaten bundan sonra ailelerin üzülmemesi için şehit haberleri duyulmaması için ben barıştan yanayım. Bir şekilde çözüm süreci iyi sonuçlansın ki hepimiz için hayırlısı olsun. Yani barış süreci devam edecekse eğer, hakikaten çözüm süreci çözümle sonuçlanacaksa tabi ki bundan sonra diğer aileler üzülmesin en azından. Resmi olarak en azından gazi sayılmadım. Gazi olmak için uzuv kaybı olması gerekiyormuş. O yüzden şuan resmi olarak gazi değilim” dedi.
17 yıldır verilemeyen gazilik madalyasının verileceği günü sabırsızlıkla beklediğini belirten Sinanoğlu, şöyle devam etti: “En azından manevi olarak da olsa, maddi olarak bir beklentim zaten yok. Manevi olarak gazilik madalyasının verilmesini isterdim. Sağlığımla ilgili şuan bana herhangi bir zararı olmasa tabi ki nihayetinde o günlerde yaşadıklarım yani o günlerden kalmış bir eser oluyor bu kurşun. Bana herhangi bir zararı yok ama o günleri de bana unutturmuyor.”