Sanatçı ve Yazarlar 'Akil İnsanlar' Komisyonunu Değerlendirdi
Dolmabahçe'de 'Akil İnsanlar' komisyonu toplantısına katılan ünlü isimler toplantının ardından konuya ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
SANATÇI VE YAZARLAR ‘AKİL İNSANLAR’ KOMİSYONUNU DEĞERLENDİRDİ
- DOLMABAHÇE’DE ‘AKİL İNSANLAR’ KOMİSYONU TOPLANTISINA KATILAN ÜNLÜ İSİMLER TOPLANTININ ARDINDAN KONUYA İLİŞKİN DEĞERLENDİRMELERDE BULUNDU
- HÜLYA KOÇYİĞİT:
- “TÜRKİYE’DE YILLARDIR AKAN KANIN DURMASI İÇİN TÜRKİYE İÇİN, GELECEĞİMİZ EVLATLARIMIZ İÇİN, ANALARIN ARTIK GÖZYAŞLARININ DİNMESİNİ İÇİN MUTLAKA TÜRKİYE BARIŞ, ÇÖZÜM GETİRMELİ. ÇÖZÜMÜ ÜRETMELİYİZ”
- BASKIN ORAN:
- “BU DAHA ÖNCE DENENMİŞ BİR OLAY DEĞİL. TÜRKİYE’DE İLK DEFA VUKU BULAN BİR GELİŞİM.
Dolmabahçe’de ‘Akil İnsanlar’ komisyonu toplantısına katılan ünlü isimler toplantının ardından konuya ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Sanatçı Hülya Koçyiğit, “Anaların artık gözyaşlarının dinmesini istiyorum” dedi.
Sanatçı Hülya Koçyiğit, “Türkiye’de yıllardır akan kanın durması için Türkiye için, geleceğimiz evlatlarımız için, anaların artık gözyaşlarının dinmesini için mutlaka Türkiye barış, çözüm getirmeli. Çözümü üretmeliyiz. Barışın tesis etmesini hep beraber inanarak çabalamalıyız. Anaların artık gözyaşlarının dinmesini istiyorum” dedi.
Cem Vakfı Başkanı İzzettin Doğan, “Gizli kapaklı bir şey yok. Sayın başbakanın masa etrafına davet edilmiş olarak arkadaşlardan barış sürecine destek vermelerini istedi. Bunun çeşitli evreleri tartışıldı. Neleri yapabilirizi ya da nelerin yapılabilineceğini ifade ettiler. Sayın Başbakan kendi görüşlerine, herkesin ifade ettiği görüşlere hep cevap niteliğinde, hem de bu toplantının ne olduğunu bunun bir özetçiler topluluğu olduğunu, toplumda büyük kütlelerin aynı düzeyde olabileceğini, herkesi oraya çağırmanın mümkün olmadığını bir özellikte burada olduğumuzu ifade ettiler” diye konuştu.
BASKIN ORAN, “BU DAHA ÖNCE DENENMİŞ BİR OLAY DEĞİL”
Başbakanlık İnsan Hakları Danışa Kurulu eski Üyesi Gazeteci-Yazar, Baskın Oran, “Bu daha önce denenmiş bir olay değil. Türkiye’de ilk defa vuku bulan bir gelişim. Dolayısıyla burada biz 63 kişi ancak birbirimizle tanıştık. Ve kartvizitlerimizi birbirimize verdik. Mesele bundan ibarettir. Bundan sonra neticeye gitmek için ne yapmak lazım. Her grup mesela beni Ege grubuna koymuşlar. Her grup kendi arasında toplanacak veya maillerle, telefonlarla haberleşecek. Burada mesela İzmir’e gidip bir hafta mı kalmak gerekiyor, yoka günübirlik gidip dönmemek mi gerekiyor. Nasıl bir yöntem izlenecek, işin lojistiği nasıl olacak. İkincisi hangi gruplarla ve örgütlerle görüşülecek. Üçüncüsü ve en önemlisi bu örgütlerle ne konuşulacak. O insanlar size ne diyecek, siz o insanlara ne diyeceksiniz. Burada beni memnun bırakan bir husus oldu. O da Sayın Başbakan dedi ki ‘siz ne AK Parti’nin nede hükümetin temsilcisisiniz. Ayrıca sizin orada söyleyecekleriniz de sizin bileceğiniz iştir. Sadece bu barış sürecine katkı bekliyoruz sizden’ dedi” şeklinde konuştu.
MUSTAFA ARMAĞAN: “TÜM MESELE KANIN DURMASI İÇİNDİR”
Araştırmacı Yazar Mustafa Armağan, “Bağımsız bir organ olarak mı çalışacağız yoksa danışma organı mı olacağız bunlarla ilgili yaklaşık 23 / 24 arkadaşımız söz aldılar. Sonuçta Sayın Başbakan dikkatle bunları not aldı. Teker teker hepsine cevap verdi. Biz size çalışma programı önermiyoruz, böyle bir şeyi empoze etmiyoruz. Bölgelere ayrılmış olan 9 kişilik grup kendi arasında toplanacak. Ne yapmak istiyorsa ne konuşmak istiyorsa kendi içerisinde program yapacak. Biz ona gerekli desteği vereceğiz. Biz size şuraya gideceksiniz şunu yapacaksınız gibi bir şey söylemiyoruz. Bizim fikrimizi toplumla paylaşacaksınız da demiyoruz. Ama siz kendiniz her 9 kişilik grup, başkan ve diğerleri yol haritanızı kendiniz belirleyeceksiniz. Tüm mesele kanın durması içindir. Kanın durması içinde ne yapılası gerekiyorsa size ait olacak. Gerekirse 15 gün sonra bir rapor ve başka raporlar bunları bildirin. Ve başkanlarla temas halinde olacağız” dedi.
CELALETTİN CAN: “ACABA BİZ BUNU YÜZLEŞME HAREKETİNE DÖNÜŞTÜREBİLİR MİYİZ?”
78’liler Vakfı Başkanı Özgür Gündem Yazarı Celalettin Can ise “Yasalar çerçevesinde bunu yapabiliyoruz. Acaba biz bunu yüzleşme hareketine dönüştürebilir miyiz? Diyarbakır Cezaevi ile ilgili bir komisyon çalışması var. Ülkenin batısında Diyarbakır’da ne yaşandı, Kürt halkının başına eneler geldi. Bunu ülkenin batısına anlatabilme çerçevesinde Diyarbakır Adalet Komisyonu bütün batıda bunu yaygınlaştırabilirmişiz diye bir görüş dile getirmeye çalıştık. Ama ısrarla üzerinde durduğumuz en önemlisi gerçekten barış istiyorsak, Kürt kardeşliği diyorsak, gerçekten bu insanlarla yan yana yaşamak istiyorsak dilimizi değiştirmemiz, barışın dilini geliştirmemiz gerekiyor” diye konuştu.
Öte yandan, toplantıdan sanatçı Kadir İnanır ve Yılmaz Erdoğan, gazetecilerin konuşa ilişkin sorularını yanıtsız bıraktı.