Ramazan'da hızlı ve aşırı beslenmeden uzak durun
Ramazan'da hızlı ve aşırı beslenme mide gerginliklerine, tansiyon yükselmesine ve kan şekerinin artmasına sebep oluyor. Beslenme Danışmanı Prof. Dr. Muazzez Garipağaoğlu, Ramazan'da yanlış ve aşırı beslenmeden dolayı, başta kilo artışı…
Ramazan’da hızlı ve aşırı beslenme mide gerginliklerine, tansiyon yükselmesine ve kan şekerinin artmasına sebep oluyor. Beslenme Danışmanı Prof. Dr. Muazzez Garipağaoğlu, Ramazan’da yanlış ve aşırı beslenmeden dolayı, başta kilo artışı olmak üzere, tansiyon, mide yanması, ülser, gastrit, kabızlık gibi pek çok istenmeyen sağlık sorununun yaşandığını söyledi.
Prof. Dr. Muazzez Garipağaoğlu, Ramazan’da doğru beslenme konusunda bilgi verdi. Yeterli ve dengeli beslenmenin Ramazan ayı boyunca ayrı bir önem taşıdığını belirten Garipağaoğlu, “Ramazan ayının beslenme açısından en önemli değişikliği, günlük öğün sayısındaki azalmadır. Normal zamanda 4-6 kez öğün yapılırken, Ramazan’da iftar ve sahur olmak üzere 2 ana öğün ve bunların arasında da bir ara öğün ile birlikte en fazla 3 öğün yapılabilmektedir. Hatta uykunun bölünmesi, hemen yiyip yatılması gibi nedenlerle birçok kişi sahur öğününü atlamaktadır. Genel olarak 2-3 öğün ile vücudun gereksinimi olan günlük enerji ve besin öğelerini karşılamak zordur. Oysa Ramazan ayında, öğün sayısının az olmasına karşın aşırı ve dengesiz beslenme uygulamaları dikkati çekmektedir.” ifadelerini kullandı.
İftarda bütün gün aç ve susuz kalmanın da etkisiyle çok çeşitli yiyeceklerin kısa sürede ve fazla miktarda tüketildiğini hatırlatan Prof. Dr. Muazzez Garipağaoğlu, şöyle devam etti: “Nitekim bu konuda yapılan araştırmalar da günlük alınan enerjinin yaklaşık yüzde 65’inin iftarda, geriye kalanının iftar sonrası ve sahurda alındığını göstermektedir. Hızlı ve aşırı beslenme mide gerginliklerine, tansiyon yükselmesine, kan şekerinde artmaya neden olmaktadır. Bunu önlemek için, tek veya iki öğün şeklinde tüketilen besinlerin üç veya dört öğüne yayılması, yemeklerin küçük lokmalar halinde ve iyice çiğnenerek yenilmesi gerekmektedir. İftarda çok çeşitli yemeği bir arada ve hızlı bir şekilde tüketmek yerine orucu su, hurma, zeytin, çorba ile açmak ve yarım saat sonra ana yemeğe geçmek sağlık açısından en uygun olanıdır. Ana yemek et, tavuk, balık, çorba, etli veya zeytinyağlı sebze yemekleri, pilav, makarna, erişte, börek, yoğurt, cacık, ayran, salata, komposto vb arasından 2-3 en fazla 4 çeşit seçilerek oluşturulabilir. Ana yemekten 1-2 saat kadar sonra meyve, güllaç, dondurma, kazandibi, sütlaç benzeri ya da meyvelerle yapılmış tatlılar yenebilir. Aralarda su, soda, yeşil-siyah çay, diğer bitki çayları, kahve, az şekerli limonata, komposto vb. içilerek sıvı alımı desteklenir.”
‘SAHURU ATLAMAYIN’
Prof. Dr. Muazzez Garipağaoğlu, Ramazan’da açlığın oluşturduğu olumsuz durumlardan daha az etkilenmek ve daha verimli bir gün geçirebilmek için sahurun mutlaka yapılması gerektiğini vurguladı.
Sahurda süt, yoğurt, az tuzlu peynirler, yumurta, mercimek ve sebze gibi liften zengin çorbalar, az yağlı börekler, tam buğday veya çavdar ekmeği, domates, salatalık, meyve, fındık, ceviz, komposto gibi besinler arasından menü oluşturulması ve bol sıvı tüketilmesini öneren Prof. Dr. Muazzez Garipağaoğlu, “Sahurdan sonra hemen yatmak kilo alımı, mide yanması ve reflü gibi sorunlara neden olabilmektedir. Bu nedenle sahurdan yarım saat kadar sonra yatılması sağlık açısından önemlidir.” diye konuştu.