"Ticaret Odası, Esnaf Odası gibi kurumların sağır kalması beklenemez"
CHP Kastamonu İl Başkanı Hikmet Erbilgin "Batı Karadeniz Projesi Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı kurulmasını amaçlayan kanun teklifine sahip çıkmaya çağırıyorum. Bu şehrin Ticaret Odası, Esnaf Odası gibi kurumların bu gayretlere sağır kalması beklenemez bu şehrin hayrına olanı savunmak hepimizin görevidir" dedi.
Erbilgin; "Milletvekilimiz Sayın Baltacı’nın meclis çalışmalarını hepimiz takip ediyoruz. Özelleştirilen şeker fabrikalarının kamulaştırılması ve işlemleri devam eden fabrikaların özelleştirme işlemlerinin durdurulması hakkında kanun teklifi, Kastamonu İline Gazilik unvanı verilmesi hakkında kanun teklifi ve son olarak Batı Karadeniz Projesi Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı kurulmasını amaçlayan kanun teklifi. Şimdi ilimizin diğer vekillerinin yaklaşımlarını Gazi Kastamonu’nun takdirine bırakıyorum. Doğru olanın yanında olmalıyız diyenleri Batı Karadeniz Projesi Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı kurulmasını amaçlayan kanun teklifine sahip çıkmaya çağırıyorum. Bu şehrin Ticaret Odası, Esnaf Odası gibi kurumların bu gayretlere sağır kalması beklenemez bu şehrin hayrına olanı savunmak hepimizin görevidir.
Muhalefette olmamıza rağmen her gün onlarca genç iş arayışına destek için bizlere müracaat ediyor. 15-34 yaş grubunu içine alan geniş yaş tanımlı genç işsiz sayısı ise 2 milyon 801 bine çıkarak Cumhuriyet tarihinin rekorunu kırdı. Son bir yılda sigortalı sayısı yarım milyondan fazla azaldı. Türkiye’de ekonomik kriz artık kangrenli bir hal almış durumdadır. TÜİK verilerine göre sanayi üretimi bir önceki yılın Ağustos ayına göre yüzde 3,6 azalmış durumdadır. AKP iktidarı gençlerimizi işsizliğe ve geleceksizliğe sürüklemeye hızla devam ediyor. Ne yazık ki istihdamın daraldığı ekonomik krizin bir türlü önlenemediği bu ortamda işsizlik daha da artacaktır. İktidar ülkeyi soktuğu bu ekonomik girdaptan çıkarabilme yetisini çoktan kaybetmiştir.
Çözüm Aile Sigortası ve Üretim odaklı anlayıştadır.
Böyle bir tabloda yapılacak belli. Yoksul aileler için yıllardır söylediğimiz aile sigortası bir an evvel hayata geçirilmeli ve derhal üretim ekonomisine geçilmelidir.
KAPIYA DAYANAN KIŞ DEĞİL, FATURA DERDİ
Kış geldi, kapıya dayandı ama kapıya dayanan sadece kış değil, aynı zamanda fatura derdi. Yakacak fiyatları cep yakıyor. Elektriğe zam üstüne zam geliyor. Kış aylarında ortalama aile elektrik faturası tüketimin artması ile birlikte 163 TL’den, 370 TL’ye çıkıyor. Konutlarda kullanılan 1000 kcal/h enerji için yakıt maliyetlerinin son iki yıllık dönemde muazzam bir yükseliş gösterdi. Günlük 10 metreküpten aylık 300 metreküp doğal gaz tüketen bir hane, 2017’de aylık 379 lira öderken 2019’da yüzde 62 oranında bir artışla 613 liraya ödeyecek. 2020 için çalışanlar kara kara düşünüyor. Fatura miktarlarının küçük çocuğu olan, evde kalan yaşlı ve hastası bulunan ailelerde daha da yükselecek net asgari ücretin 2 bin 20 TL olduğu düşünülürse, hâlihazırda maaşının yüzde 8’ini elektrik faturasına ayırmak zorunda kalan asgari ücretli için kış aylarının zor geçeceği ortadadır. Vatandaşların hali böyleyken saray kurulunda toplantı ücreti 6 kat arttırıldı. AKP’li siyasetçilere ‘ek gelir kapısı’ haline gelen Cumhurbaşkanlığı kurulları ile ilgili yeni bir düzenleme yapıldı. Milli Saraylar Bilim ve Değerlendirme Kurulu’nda görev yapanların toplantı başına aldıkları ücret 207 TL’den 1246 TL’ye çıktı.
KÜRE DAĞLARI MİLLİ PARKI TEHDİT ALTINDA
HP Mermer İnşaat Enerji A.Ş. tarafından Kastamonu'nun Pınarbaşı ilçesindeki Yukarıaktaş Köyü’nde faaliyet gösteren mermer ocağında kapasite artışı yapılması ve kırma-eleme tesisi kurulması için hazırlanan ÇED raporu İnceleme Değerlendirme Komisyonu’ndan geçti. Ocaklar, Pınarbaşı ve Horma havzalarını besleyen su kaynaklarının yanı sıra Küre Dağları Milli Parkı’nı da tehdit ediyor. Taşocağı, Yukarıaktaş Köyü’ne 370 metre mesafe ve civardaki diğer yerleşim yerleri olan Aşağıaktaş ve Kurtlugelik köylerine de 1 km mesafede bulunuyor. Ayrıca söz konusu alan planlarda 'orman' olarak geçiyor 100’ün üzerinde ocak başvurusu İlçede 18’e yakın mermer ocağı ve müracaat süreci devam eden 100’ün üstünde ocak olduğunu belirten Pınarbaşı sakinleri, ocakların hayvancılığı da tehlikeye düşürdüğünü söylüyor. Küre Dağları Milli Parkı’nın tampon bölgesinde yer alan İlçedeki yoğun madencilik faaliyetlerinden rahatsız olan bölge halkı, devlet kurumlarının gerekli hassasiyetle tekrar ölçüm yapması gerektiğini ifade ediyor. Ocaklar, Pınarbaşı ve Horma havzalarını besleyen su kaynaklarının yanı sıra Küre Dağları Milli Parkı’nı da tehdit ediyor. Acil koruma kapsamına alınan sıcak orman noktalarına sahip ilçede binlerce yıllık anıt ağaçlar olduğu gibi bakteri üretmeyen özel ağaç cinsleri de var. Kastamonu’da yaşayan bir yurttaş geçtiğimiz yaz CİMER üzerinden Küre Dağları Milli Parkı’nda kaç adet mermer ocağı olduğunu sorduğunda, Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğü'nden soru bilgi edinme kanununun istisnasına girdiği için bilgilerin paylaşılamayacağı yanıtı gelmişti.
Belediye Başkanı Sayın Vidinlioğlu’nun açıklamalarını dikkatle inceledim. Tamamı işleri geleceğe havale eden -ecek -acak denilen gelecek zaman kipiyle açıklamalar olmuş. Çok üstümüze gelmeyin zamana ihtiyaç var denilmiş. 2020 yılı işaret edilmiş. Seçmenlerin verilen sözlerin takipçisi olduğu unutulmamalıdır. Denetim görevimizi yapmaya devam edeceğiz.
İlginç bir biçimde hem Sayın Vidinlioğlu’nun hem MHP İl Başkanı’nın kendileri açıklayıp kendileri cevap verdikleri il başkanı ve belediye başkanı arasında sorun yok açıklamaları çok manidar olmuş. İl başkanı 'Belediye Başkanı’nı belirleyen teşkilattır' derken Sayın Vidinlioğlu 'il başkanı il başkanıdır. Belediye başkanı belediye başkanıdır. Hukuken ve siyaseten sorumlu olan benim'diyerek sınırı çizmiş. Bilemiyorum belki Sayın Vidinlioğlu’nun Seydiler ve Azdavay toplantılarına katılmaması bu kanıyı güçlendirmiştir.
Şimdi gelelim MHP İl Başkanına; seçimler öncesinde söylediği tüm iddiaları yutmak zorunda kalan MHP İl Başkanı işi gücü bırakmış partimize il başkanı, milletvekili tayin etme hadsizliğini gösteriyor. Siyasi nezaketi bilmeyen Yüksel Aydın istifasını isteyen sivil toplum başkanlarına da 'istifamı istemek sana mı düştü?' diyor. Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu. Ayrıca üye ve delegelerimizin iradesiyle seçilmiş mevkidaşım İstanbul İl Başkanımız hakkında iftira atmaktan çekinmeyen Yüksel Aydın 2011 yılında hakkında çıkan haberlere bakarsa durumu daha iyi kavrayacaktır. Siyaseti aşağıya çeken bu yaklaşımlardan Kastamonu’ya hayır gelmez emek verilmesi gereken Kastamonu’nun geleceğidir."