"Kudüs İslamındır, Filistin'in başkentidir"

BBP Genel Başkan Yardımcısı Ahmet Yelis basın açıklamasında bulundu.

  • 584
&quotKudüs İslamındır, Filistin'in başkentidir"
TAKİP ET Google News ile Takip Et

Yelis; "ABD Başkanı Trump, Kudüs’ü İsralin başkenti olarak kabul ettiğini ve ABD’nin büyükelçiliğini buraya taşıyacağını açıklamıştır. ABD’nin bu kararı Türkiye öncülüğünde, Birleşmiş Milletler güvenlik konseyine taşındı. Konseye “bu karardan vazgeçilmesi” şeklinde bir tasarı sunuldu. Güvenlik konseyinde yapılan oylamada 14 Evet 1 Hayır çıkmasına rağmen, ABD veto hakkını kullanarak Evet kararını iptal ettirdi. Perşembe günü tasarı Birleşmiş Milletler genel kurulunda görüşülecek ve alınacak kararın kabul görmesi için üçte iki çoğunlukla geçmesi gerekiyor.

Çıkan kararın veto edilmesi ise söz konusu değil. Bizler kararın büyük bir çoğunlukla 'Evet' çıkacağını ümit ediyoruz. Velev ki 2/3 çoğunlukla karar çıkmasa dahi, Mescid-i Aksayı bağrında bulunduran Kudüs bizim için İslamındır ve Filistin’in başkentidir.

ABD ULUSAL GÜVENLİK STRATEJİSİ İLE 'DÜNYA HAKİMİYETİ' MÜCADELESİNİ İLAN ETTİ

ABD Başkanı Donald Trump, Pazartesi günü yeni ulusal güvenlik stratejisini açıkladı. Strateji dört ana başlığa oturtulmakta. ABD topraklarını korumak, Amerikan refahını ve ekonomik güvenliğini artırmak, barışı yaymak için daha fazla güç kullanımı ve Amerikan liderliğini perçinlemek.

Açıklanan strateji Birleşmiş Milletleri yok sayan, küçük platformlarla dünyayı yönetmek isteyen anlayışın ürünü bir belge.

ABD nin kendi gücü ve partnerleriyle hakimiyet kurmak istediği, gücü önceleyen, diplomasi ve hukuk’u geri plana atan bir belge.

KURULMAK İSTENEN 'YENİ DÜNYA DÜZENİNDE' HUKUK YERİNE GÜÇ KULLANMI ÖN PLANDA OLACAK

Dünya da kurulmak istenen yeni dünya düzeni, Ulus üstü yapılardan ziyade birkaç belirleyici ülkeler üzerinden dizayn edilecek gibi görülmektedir.

ABD ise bu ülkeler içinde başat ülke rolünde. Kural koyma ve hakimiyet mücadelesinde ise; Finans/kapital ile ulusal güçlü devletler arası mücadelenin çok sert geçeceği ise görülmektedir.

ORTADOĞU VE BOP PROJESİNE HIZ KAZANDIRILACAK

Bu gelişen Yeni dünya hakimiyeti mücadelesi içerisinde, Ortadoğu denilen ve bizimde içinde bulunduğumuz bölge birkaç açıdan önem arz etmektedir. Ortadoğu coğrafyası hayli gevşek bir dokuya sahiptir. Kolay dağılıp, çok kolayda kurulabilen bir coğrafya. Bu coğrafyada en dirençli olan ülkeler, Türkiye, İran ve Mısırdır. Emperyalistler güneyimizde oluşturulmak istedikleri koridorla, Türkiye’nin güçlü kalmamasını ve daha rahat bölgeyi dizayn etmek için Ortadoğu coğrafyası ile bağımızı koparmak istemektedirler. İkinci aşamada ise Allah muhafaza, ülkemiz bölünerek zayıflatılmak istenmektedir. Türkiye-Mısır ayrışması ile Suudi Arabistan üzerinde oynanan oyunlarda; Emperyalistlerin Ortadoğu hakimiyeti için devreye soktuğu senaryolardır. Sünni-Şii blokları arası çatıştırma senaryolarına, etnik ayrıştırma projeleri kapsamında bölgede yaşayan Kürtler üzerinden de projeler ilave edilmekte PYD/PKK bu işin taşeronluğunu üstlenmektedir. Sünni Müslümanlar arası dahi yeni ayrışma senaryoları ile bölge daha da parçalı hale getirilmek istenmektedir. Bütün bunların sonucunda BOP kapsamında Fas’tan, Endonezya ya 22 İslam ülkesinin sınırları, dengeleri ve istikrarı değiştirilmek istenmektedir. Daha şimdiden Libya, Suriye ve Irak’ın hali ve diğer ülkelerde yaşananlar ortadadır.

Büyük Ortadoğu projesi, ABD’nin dünya hakimiyeti  ve 21 inci asırda büyük Amerikan imparatorluğu projesidir. İslam dünyasının boynunu ve omurgasını parçalama ve İsrail’in güvenlik meselesidir. İsrail’in güvenliği için, 22 ülkenin parçalanarak küçük devletler kurmak ana hedefleridir. Açıklanan ABD ulusal güvenlik stratejisinin, BOP dan bağımsız bir açıklama olmadığını varsaymak her halde yanlış olmaz. BOP kapsamındaki 22 ülkenin tamamı, BOP projesinin amacını görmediği müddetçe, hiç biri kendisini bekleyen akıbetten kurtulamaz. Bir strateji olan BOP un, uygulama taktiklerinde kendilerine güç devşireceğini sanan ülkeler bir gün sıranın kendisine geleceğini de unutmamalı. Sarı inek, Kırmızı inek ve Beyaz inek hikayesini ve BOP nedir iyi okumalılar. Emperyalizmle işbirliğine ve BOP eşbaşkanlığına soyunan; Suudi Arabistan ile yardımcılğını üstlenen BAE ve Mısır şu anda bu okumaya en fazla ihtiyacı olanlardır… Diğer ülkeler zaten öncelikli hedefte! ABD’nin ulusal güvenlik strateji kararının bu gündemden de ayrı değerlendirilmesi mümkün değildir.

TÜRKİYE STRATEJİK HESAPLARINI GÖZDEN GEÇİRMELİDİR

ABD’nin ekonomik güvenliği, ulusal güvenlik tehditleri arasında sayılmaktadır.

Türkiye’de acilen Ekonomik güvenlik stratejisi ve birimlerini oluşturmalıdır.

Türkiye 1815 ve 1915 de yaşadığı olumsuzlukları yüzyıl sonra tekrar yaşamaması için, yeni saflaşmalarda kimin yanında yer alacağını, bulunduğu yerde pazarlık gücünün ne düzeyde olacağını çok iyi  hesaplamak zorundadır.

Mevcudu muhafaza bazen en iyi stratejidir ve 'Emperyalistlerin kurduğu oyunda her zaman bölge ülkeleri kaybeder' gerçeğini, tüm bölge ülkelerine anlatılmalıdır.

Barıştan yana olmak, dostlarımızın sayısını arttırmak ve düşmanlarımızı azaltmak ana politikamız olmalıdır. Bunun için etkili bir dış politika ve diplomasi izlenmelidir.

Karmaşık ve kaypak bir zeminde attığımız her adımda, her şeyden önce Türkiye’nin çıkarlarını düşünmek ilk hedef olmalıdır.

Kudüs konusunda Birleşmiş Milletlerin daha önce almış olduğu kararın uygulanmasını istemek öncelikli politikamız olmalıdır.

Türkiye; bölgede emperyalistlerin tuzağına düşmeden, barış içinde yaşamanın herkesin çıkarına olduğu gerçeğini BOP kapsamındaki '22 ülkeye' iyi anlatmalıdır.

İran’ın belirli bir eksenden, Mısır-BAE-Suudi Arabistan’ın farklı bir eksenden güç devşirme politikalarının ve bölgedeki durumdan istifade etmeye çalışan etnik azınlıklarada giriştikleri faaliyetlerin sonuçlarının, sadece emperyalistlerin işine yarayacağını, bölgeyi kan ve gözyaşına boğacağını her platformda anlatılmalıdır.

Milli birliğimizin ve beraberliğimizin perçinleyecek politikalar geliştirilip, Milli Kültür Seferberliği başlatılmalıdır.

Türkiye’nin ihtiyacı 'BİZ' olmak ülküsünün hayata geçirilmesidir.

'BİZ' olmak; ayrı ayrı değil, yan yana değil, iç içe, hep beraber bir arada yaşamayı hedefleyen, her türlü ayrımcılıktan uzak 'BİZ' anlayışıdır.

'BİZ' olmak; 'tam bağımsız Türkiye' ülküsüne sahip olmaktır.

Türkiye; 'yeni dünya düzeni' yerine, Ahlak, Adalet ve Hakça paylaşımın hakim olduğu, Yeniden “Nizam-ı Alem” projesini hayata geçirmek ve bunun için bir platform oluşturmak üzere faaliyetlere başlamalıdır."