"Çanakkale ruhuyla dirilme vaktidir"
TÜRKAV Kastamonu Şube Başkanı Hamdi Özden, Çanakkale Zaferi'nin 105. yıl dönümü nedeniyle açıklama yaptı.
Türkiye Kamu Çalışanları Kalkınma ve Dayanışma Vakfı (TÜRKAV) Kastamonu Şube Başkanı Hamdi Özden, 18 Mart Şehitler Günü dolayısıyla yaptığı açıklamada; "Çanakkale Zaferi, dünyada benzeri olmayan bir savunma savaşının zafer yıl dönümüdür. Her kıtadan gelen 'en kesif orduların' Türk-İslam âleminin son kalesi olan Anadolu’nun son kilidini açmak için havadan, karadan ve denizden yaptıkları vahşet saldırılarına karşı, Allah’ından ve kendisinden başka gerçek dostu olmayan şanlı bir mücahit milletin her yaştan bir araya getirdiği iman ordusu ve savaş tecrübesiyle verdiği şanlı bir savunmanın sonucudur Çanakkale Zaferi.
Bu milli zaferimizin bize verdiği dersleri doğru anlamak lazımdır. 'Kökü geçmişte olan bir gelecek' meydana getirmenin mücadelesini veren bir teşkilat olarak; Kastamonulu yiğitlerden, Çanakkale’yi geçilmez kılan Bursa İdadisi (lisesi) ve İstanbul Üniversitesinin şehit öğrencilerinden, Tokat’ın taşlı yollarından koşa koşa gelip Çanakkale’nin kanlı cephelerinde can veren onbeşlilerden, yüzlerce kiloluk mermiyi iman gücüyle ve vatan sevgisiyle kucaklayıp topun namlusuna süren Seyit Onbaşılardan, 'size savaşmayı değil ölmeyi emrediyorum' diyerek Mehmetçiği vatan aşkıyla coşturan Mustafa Kemallerden ve 57. Alay’ın er ve erenleriyle birlikte Seddülbahir’den Kilitbahir’e, Kanlısırt’tan Kireçtepe’ye, Arıburnu’ndan Anafartalar’a kadar bütün cephelerde kan dökmüş, can vermiş cümle şehit ve gazilerimizden aldığımız ders şudur ki; Çanakkale, inancın, vatan ve bayrak sevgisi sınavının büyük bir başarıyla kazanıldığı bir er meydanıdır. Bu meydanda bize miras bırakılan hürriyet ve bağımsızlık bayrağımız, bugün siyasetten sanata, bilimden teknolojiye kadar, çağdaş dünyanın birbirine üstünlük sağladığı her alanda dalgalanmak için bir rüzgâr bekliyor. Bu bayrak, Seyit Onbaşının vatan aşkı ve azmi ile teknik laboratuvarlarda, Mustafa Kemal’in kararlılığıyla devlet sevgisinde ve siyasetinde, onbeşlilerin ve şehit öğrencilerin millet sevgisiyle kütüphanelerde ve okullarda dalgalanmazsa; sadece 105 yıl önceki kahramanlarla ve kahramanlıklarla övünmek, Türk milletine hiçbir şey kazandırmayacaktır. Bilakis çok şey kaybettirecektir. Çünkü düşman yerinde saymıyor. Dün Çanakkale’ye büyük hayallerle gelen fakat geldikleri gibi gidenlerin, gittikleri gibi kalmadıklarını hepimiz görmekteyiz. 1915’te ordusu ve donanmasıyla, topu ve tüfeğiyle, denizaltısı ve tayyaresiyle Çanakkale’yi geçemeyenlerin, 1923’ten sonra sanatıyla, kültürüyle, giyim kuşamıyla, diliyle, ahlaksızlığıyla, eğlence tarzıyla, siyaset ve ekonomisiyle, bilim ve teknolojisiyle, niyet ve zihniyetiyle adım adım hayatımızı kuşattığını ve bizi kendisine adeta uşak yapmaya çalıştığını fark etmekteyiz.
Bunun için diyoruz ki; 'dünden bugüne gelen, bugünlerden yarınlara doğru giden ve dünya siyasetinin değişmez gerçeği olan milletler mücadelesinde, piyon değil şah olmak için acilen Çanakkale ruhuyla dirilmenin vaktidir.'
'Bugün her Türk, Çanakkale'de neferinden komutanına vatan sevgisiyle şehit olan ecdadından o büyük ruhu almak zorundadır!' Çanakkale Zaferi'nin 105. yıl dönümünü gururla kutluyor, şehitlerimizi rahmet ve minnetle anıyoruz."