"Ballıdağ ve Özel Uğurlu Hastanesi için birlikte hareket edilmelidir"
CHP Kastamonu İl Başkanı Hikmet Erbilgin, telekonferans sistemiyle basın açıklamasında bulundu.
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Kastamonu İl Başkanı Hikmet Erbilgin, telekonferans sistemiyle basın toplantısı düzenleyerek Kastamonu’da yürütülen koronavirüs salgınıyla mücadele çalışmaları ile ilgili eleştirilerini dile getirdi ve dikkate alınması gereken önemli önerilerde bulundu.
Hikmet Erbilgin’in basın toplantısında en dikkat çeken eleştirisi AKP İl Başkanlığı’nın hastanelerde sağlık çalışanlarına elma ve portakal dağıtması, en dikkat çeken önerisi ise Ballıdağ ve Özel Uğurlu Hastanesi için milletvekilleri başta olmak üzere tüm siyasi parti ve STK’ları birlikte hareket etmeye davet etmesi oldu.
“DOĞAN ÜNLÜ SAĞLIK ÇALIŞANLARINA ELMA, PORTAKAL DEĞİL MASKE, ELDİVEN, TULUM DAĞITSIN”
Dünyanın, Türkiye’nin ve Kastamonu’nun zor günlerden geçtiği böyle bir süreçte farklıları gözetmeksizin dayanışmaya ihtiyaç olduğunu dile getiren Hikmet Erbilgin ancak AKP Kastamonu İl Başkanlığı’nın böyle bir zaman da bile siyasi fırsatçılıktan geri durmadığını söyledi.
Sağlık çalışanları maske, tulum, eldiven beklerken, AKP İl Başkanlığı’nın hastanelerde üzerinde AKP’nin logosunun olduğu ve “sağlık çalışanlarımıza minnettarız” yazan meyve tabakları dağıtmasını sert bir dille eleştiren Hikmet Erbilgin “AKP İl Başkanlığı’nın böyle bir dönemde bile siyasi fırsatçılıktan geri durmadığını üzülerek gördük. AKP İl Başkanlığı hastanelerde üzerinde parti logosu olan ve sağlık çalışanlarımıza minnettarız yazan elma ve portakal dağıttı. Oysa bir iktidar partisinden beklenen ulus olarak mücadele verdiğimiz böylesi bir dönemde parti propagandasını önceleyen değil, sağlık çalışanların bu süreçle mücadele edenlerin ihtiyaçlarını öncelemesi gerekiyor. Sağlık çalışanlarımız ülkemizin dört bir yanından canhıraş çağrı yapıyorlar. Ekipmanımız yok diyorlar. Maskelerimiz yok, eldivenlerimiz yok, tulumlarımız yok diyorlar. Bu sürecin henüz başındayız. Sağlık çalışanlarımızda meydana gelebilecek bir zafiyet bu salgınla mücadelenin toptan çökmesi anlamına gelir. Bu nedenle Doğan Ünlü’ye çağrı yapıyorum; Hastanede elma, portakal dağıtmak yerine sağlık çalışanlarının ekipmanlarının karşılanması noktasında elinden geleni yapsın” ifadelerini kullandı.
“BALLIDAĞ VE ÖZEL UĞURLU’NUN AÇILMASI İÇİN VEKİLLER, İL BAŞKANLARI, STK’LARDAN BİR HEYET OLUŞTURULMALIDIR”
Böyle zor bir dönemde Kastamonu’daki atıl hastanelerin bir an önce faaliyete geçirilmesinin önem taşıdığına vurgu yapan CHP İl Başkanı Hikmet Erbilgin, Ballıdağ ve Özel Uğurlu Hastanelerinin açılması için milletvekilleri öncülüğünde bir heyet oluşturulup bakanlıklar nezdinde temaslarda bulunulması gerektiğini kaydetti.
Hikmet Erbilgin bu konuda yaptığı açıklamada; “Milletvekillerimiz Hakkı Köylü, Metin Çelik ve Hasan Baltacı’nın öncülüğünde Sağlık Bakanlığı ve ilgili bakanlıklar nezdinde ilimizin parlamentoda grubu bulunan siyasi parti başkanları, sivil toplum kuruluşu temsilcilerinden bir heyet oluşturularak bir an önce Ballıdağ ve Özel Uğurlu Hastanesi’nin faaliyete geçirilmesi için ziyaret ve temaslarda bulunulması çağrısında bulunuyorum. Farklılıklarımızı bir kenara bırakarak Ballıdağ ve Özel Uğurlu Hastanesi’nin bir an önce faaliyete geçmesi için bu adımı atmamız gerektiğini düşünüyorum. Kastamonu’nun tüm dinamiklerinin bu adımın arkasından geleceğine inanıyorum. Ayrıca hemen hemen her dönem bu konuyu çok önemsediğini söyleyenler içinde bu çağrının ayna vazifesi göreceğini düşünüyorum” ifadelerini kullandı.
CHP İl Başkanı Hikmet Erbilgin basın toplantısında şunları söyledi;
“SAĞLIK MÜDÜRÜ ORTADA YOK”
“Bizler sürecin şeffaf yürütülmesini talep ediyoruz. 24 Şubat’ta İtalya’da ölümlü vaka 7 iken, 1 ay sonra bu sayı 8 bin 165’e yükselmiş. Bu nedenle koronavirüs vakalarının çıktığı bölgeler hasta mahremiyeti gözetilerek harita halinde yayınlanmalıdır. Kastamonu’ya baktığımızda bu konuda açıklama yapan yok. Sağlık İl Müdürü ortada yok, ne olup bittiğiyle ilgili kamuoyunu bilgilendirmiyor.”
“BELEDİYE VE MERKEZİ YÖNETİM ARASINDA KOORDİNASYON GÖREMİYORUZ”
“Belediye ile valilik arasında, merkezi yönetimle yerel yönetim arasında yeterli koordinasyon olmadığını söyleyebiliriz. Merkezi yönetim ve belediyelerin bu süreçte eş güdüm içerisinde çalışması gerekiyor. Bu süreçte yerel yönetimin merkezi idareden yeterli desteği alması gerekiyor. Önümüzdeki günlerde yaşlılarımız sokağa çıkmasından öte çözümlere ihtiyacımız olacak. Bunlara kafa yormamız gerekiyor.”
“İHTİYAT AKÇESİ YOK AMA İHTİYAR KALKANI VAR”
“Bütün toplumsal sorumluluğu yaşlılarımız üzerine yükleyen bir tutumun bizi götürebileceği hiçbir nokta olmaz. Yaklaşık 5 milyon nüfus risk altında, işçiler emekçiler salgın ile işsizlik arasına sıkıştırılmış durumda. Yani 15 milyona yakın bir nüfusun acil gelir ve iş garantisine ihtiyacı var. Bugün Türkiye’de ihtiyat akçesi yok ama ihtiyar kalkanı var.”
“BİLİM KURULU BAŞARISIZLIĞA BAHANE ÜRETEN BİR ORGANA DÖNÜŞTÜRÜLÜYOR”
“Bilim Kurulu her gün açıklama yapıyor ancak giderek kötü yönetime eylemsizlik, başarısızlığa bilimsel bahane üretme organına dönüştürülüyor. Toplumun şeffaf olarak bilgilendirilmemesinin sonuçlarını ilerleyen günlerde yaşayacağız.”
“HALKA HAVALE EDİLEN BİR YÖNTEM GÖRÜYORUZ”
“Halk sağlığının söz konusu olduğu bu salgında halka havale edilen bir yöntem görüyoruz. Sorumluluk halka yıkılmıştır. Elbette yapılması, uyulması gerekiyor ama halka ‘eve git, evden çıkma, sokağa çıkma, elini yıka’ deniliyor. Hükümetin sorumluluğunu perdeleyen bir anlayış karşımıza çıkıyor.”
“KASTAMONU’DA HENÜZ TEST YOK”
“Dünya Sağlık Örgütü ve Türk Tabipleri Birliği ısrarla test yapılması gerektiğini söylüyor. Kastamonu’ya test henüz gelmedi, Pazartesi günü ulaşacak. Hatırlanacağı gibi geçtiğimiz günlerde Sağlık Bakanı Fahrettin Koca 2 bin 433, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ise ayı gün 8 bin 554 vaka açıkladı. Sağlık Bakanı açıklamasını sonucu pozitif çıkan testlere, Cumhurbaşkanı ise klinik ve radyolojik bulgularla tanı koyup hastanede tedavi altına alınanları gösteriyordu. Başta Kastamonu olmak üzere yaşlı nüfusumuzun yoğun olduğu illerde test yapabilir noktaya bile gelmedik. Bu bizim için temel sorunlardan biridir. Ama bakıyorsunuz Ethem Sancak’ın bürosunda onlarca test yapılabilirken halk henüz teste ulaşmıyor. Yine Erdoğan’ın Hazine ve Maliye Bakanı olan damadının bir açıklamasında arkasındaki kalorifer peteğinin altın varaklı olduğunu gördük. Bedeli 47 bin TL. Damadın 47 bin TL’lik kalorifer peteğine sahipken halka bütçe ayrılmaması, diğer ülkelerin ayırdığı bütçenin yanında komik kalması iktidarın tercihini aslında ortaya koyuyor.”
“BELEDİYE DESTEĞİ GENİŞLETİLMELİ”
“Belediyemize de şunu öneriyorum; Sağlık çalışanlarımız, bu hastalıkla mücadele eden görevlilerimiz işten çıktıktan sonra eve gittiklerinde eşlerine, çocuklarına, anne ve babalarına hastalığı bulaştırma endişesi yaşıyorlar. Kastamonu Belediyemiz evine gitmek istemeyen sağlık çalışanlarımız için hastane civarında barınma ihtiyacını sağlamasını öneriyoruz. Ayrıca belediyemizin zabıtalarımız aracılığıyla 100 kadar yaşlımızı önceleyen bir dayanışma sergilediğini biliyoruz. Bu noktada tüm zabıtalarımıza teşekkür ediyorum. Ancak bu konuda imkânı yok ama belediyemizin ulaşılan sayıyı arttırması, çemberin daha da genişletilmesi gerekmektedir. Sözlerimi Peyami Safa’nın Bir Akşamdı kitabından alıntı yaparak bitirmek istiyorum; 'Ölüm bir eve girince sağ kalanları da biraz öldürüyor' der Peyami Safa. Bu nedenle evlerimizden çıkacak her kayıp bizi acıya sürükleyecek ve toplumsal dayanışmamıza zarar verecektir.”