"Al konağı ver arsayı demek topu taca atmaktır"
CHP Kastamonu Milletvekili Hasan Baltacı, Kastamonu gündemine dair önemli açıklamalarda bulundu.
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Kastamonu Milletvekili Hasan Baltacı, İstanbul merkezli faaliyet gösteren İstamonu TV’nin canlı yayınında Ajanda programına konuk oldu ve Kastamonu gündemine dair önemli açıklamalarda bulundu.
Tarımdan sağlığa, turizmden ekonomiye kadar Kastamonu’nun sorunları ve çözüm önerileri hakkındaki görüşlerini paylaşan Milletvekili Hasan Balltacı’nın GMG Kastamonuspor’un yaşadığı imar sorunu ve Uluslararası Tarım Fonu (IFAD) tarafından Kastamonu’da desteklenecek projelerle ilgili açıklamaları ise dikkat çekti.
Program yapımcısı Mustafa Yaşar Dilsiz’in sorularını cevaplayan Milletvekili Hasan Baltacı, Kastamonuspor’un yaşadığı imar sorunu ile ilgili eleştiri oklarını hem önceki dönem belediye yönetimine, hem de mevcut belediye yönetimine yöneltti.
"AL KONAĞI VER ARSAYI DEMEK TOPU TACA ATMAKTIR"
Gün Medya Grup Kastamonuspor’a ait tesislerin yanındaki araziyle ilgili yaşanan krizi ve benzer çıkabilecek krizlere karşı Kastamonuluları yaklaşık 2 yıl önce uyardıklarını hatırlatan Milletvekili Hasan Baltacı; “31 Mart seçimlerinden aylar önce İl Başkanımız Hikmet Erbilgin dönemin belediye başkanına birkaç soru yöneltmiş Kastamonulular adına cevap istemişti. Konaklar üzerinden arsa takasları yapıldığını, konakların arsa ile takas edilerek bir rant devşirildiğini kamuoyuna taşımıştı. Ama dönemin belediye yönetimi bu konuda her hangi bir açıklama yapmamıştı. Bu konuyla ilgili şu an merkez belediyesini yöneten partinin de kıyısından köşesinden açıklamaları olmuştu. Üzülerek görüyorum ki Belediye Başkanımız Galip Vidinlioğlu bir açıklama yaptı ve 'Bu iş bizden önceki süreçte yapıldı, al konağı ver arsayı' dedi. 'Al konağı ver arsayı' demek aslında topu taca atmak demektir. Sorumluluk mevkiinde olanlar topu taca atmazlar. Hatırlayalım Bülent Arınç’ın Ankara Büyükşehir Belediyesi ile ilgili bir açıklaması olmuştu. Bu açıklamasında dönemin AKP’li belediye başkanı Melih Gökçek için 'Ankara’yı parsel parsel sattı' ifadelerini kullanmıştı. Mansur Yavaş belediye başkanı seçildiğinde bir komisyon oluşturdu. Ankara’nın kimlere parsel parsel satıldığıyla ilgili tespitlerini yaptı. Hatta bizim partimizin milletvekili ile ilgili Togo Kuleleri ile ilgili 'mahkeme kararı var, mühürlüyorum' dedi. Ama siz sizden önce yapılanları eleştirerek iktidara gelip, yapılacak işi yapacakların vicdanına emanet ederseniz topu taca atmış olursunuz. Esasında bir düzen değişikliğine ihtiyaç vardı ama ben şunu görüyorum; Yönetim değişmiş ama plak değişmemiş, sesler yine cızırtılı geliyor. Bir an önce bu konuda ciddi ve somut adımlar atılır, bu konunun üzerine gidilir. Bir şehri, bir ülkeyi kimin yönettiği önemli ama hangi düzenle yönetildiğimiz de çok önemli. Ahmet gidip yerine Recep gelip düzen değişmeyecekse yandı gülüm keten helva diyorum. Kastamonu’nun bunu hak etmediğini düşünüyorum” İfadelerini kullandı.
"IFAD KAYNAĞI İLE ARAÇ KİRALAMAK MÜJDE Mİ?"
Kastamonu tarımının gelişmesi, üreticinin rahat nefes alabilmesi için elinden gelen mücadeleyi gösterdiğini belirten Milletvekili Hasan Baltacı, IFAD tarafından Kastamonu’da desteklenecek projelerle ilgili de gündem yaratacak açıklamalarda bulundu.
IFAD kaynağı ile Tarım ve Orman İl Müdürlüğü’ne araç kiralanacak olmasını doğru bulmadığını belirten Hasan Baltacı; “Uluslararası Tarımsal Kalkınma Fonu yani IFAD tarafından Kastamonu İli Kırsal Dezavantajlı Alanlar Kalkınma Projesi kapsamında desteklenecek projeler açıklandı. 16 projenin destekleneceği belirtildi. Ben projelere bakıyorum. Özel İdare’nin projeleri var, Devrekâni ve Taşköprü Belediyelerinin projeleri var, Tarım İl Müdürlüğü’nün 4 adet projesi var. Mesela Tarım ve Orman İl Müdürlüğü araç kiralayabilmek için proje hazırlamış ve Birleşmiş Milletlerin göndereceği bu kaynaktan 576 bin TL alacak. Bunu müjde diye açıklayınca bende sormak istiyorum; Devletin parası yok mu da sen BM’den gelecek kaynaktan araç kiralıyorsun? Bu kaynak nereye gitmesi lazım? Doğrudan üreticiye gitmesi lazım, doğrudan üreticinin birliklerine gitmesi lazım. Proje sahiplerinin büyü bölümü merkezi idarenin parçası. Merkezi idarenin parçası olan kurumlar gitsin bizden alınan 382 çeşit vergiden yapılan bütçeden payını alsın. O bütçeyle bu projeleri yapsın. Zaten çiftçi bu kaynaklara zor ulaşırken birde Birleşmiş Milletlerden kendisine harcanması için gönderilen kaynakla araç kiralanmasına müjde demek aklımızla dalga geçmektir. Bir konu daha var. Desteklenen projelerden 2’si Devrekani Belediyesi’ne 2’si ise Taşköprü Belediyesi’ne ait. Daday Belediyemizin projesine kaynak verilmemiş. Araç kiralamak yerine Daday Belediyesi’ne destek verilebilirdi. Bunu kamuoyunun takdirine bırakıyorum. Algı başka gerçek başka. Kastamonu gerçeğini yaşıyor ama artık mızrak çuvala sığmıyor.” ifadelerini kullandı.
Hasan Baltacı programda şunları söyledi;
"SALGINLA MÜCADELEDE ATILACAK EN ÖNEMLİ ADIM ŞEFFAFLIK"
"Kovid 19 salgınıyla mücadeleyi doğru temelde yürütmek istiyorsak öncelikle yapacağımız, atacağımız her adımı gerçek bir bilginin üzerine temellendirmemiz lazım. Önce şu soruyu sormalıyız; Dünya ülkeleri aldığı tedbirleri arttırarak mücadeleye devam ederken, bazı ülkeler sınırlı sayıda kısıtlamaları gevşetirken Türkiye ne oldu da normalleşmeye gidiyor bunu merak ediyorum. Kastamonu’da vaka sayıları hızla artıyor. Bu durum atılan adımların yetersiz olduğunu gösteriyor. Biz sürecin başından itibaren çeşitli önerilerde bulunduk. Tosya’nın konumu itibariyle riskli olduğunu, Tosya Devlet Hastanesi’nin pandemi hastanesine dönüştürülebilecek şart ve imkânlara muhakkak kavuşturması gerektiğini söyledik. Dikkate alınmadı ve Tosya’da vaka sayıları öngördüğümüz doğrultu da artış gösterdi. Zaten aksak ilerleyen şehirdeki sağlık hizmetlerinin bir çöküşle karşı karşıya kalmaması için atıl durumda olan Özel Uğurlu Hastanesi’ne kamucu bir anlayışla işlevsellik kazandırılmasını, Ballıdağ Hastanesi’nin doğal bir karantina hastanesine dönüştürülmesinin zor olmadığı seçeneği üzerinde de durulmasını gündeme getirdik. Ama iktidar her konuda olduğu gibi bu önerilerimizi de 'her tedbir alındı' denilerek geçiştirdi. Bu süreçte filyasyon yani takip çalışmaları çok önemli. Kamuoyunu şeffaf bir şekilde bilgilendiren ve filyasyon sistemini doğru bir çizgide götüren ülkelerin salgınla mücadelede ne kadar başarılı olduklarını gördük. Bu nedenle salgınla mücadelede atılacak en önemli adımın şeffaflık olduğunu düşünüyorum."
"KASTAMONU’NUN ANKARA’DA SAHİPSİZ OLMADIĞINI TÜM TÜRKİYE’YE HATIRLATMAYA ÇALIŞIYORUM"
"Ben bana bu görevi verenlerle birlikte aynı caddede, aynı sokakta olmaktan çok mutluyum. Meclis’te kürsüye çıktığım her an Kastamonu’yu konuşmaya önem veriyorum. Bazen doğrudan Kastamonu’nun sorunlarını Meclis kürsüsüne taşıyorum. Bazen de Türkiye ile ilgili bir konuda konuşuyorsam Kastamonu’dan örnek vererek ilimizi gündem de tutmak gibi bir gayretim var. Kastamonu’nun sorunlarına ilişkin kanun teklifleri veriyorum, soru önergeleri veriyorum, Meclis araştırma önergeleri veriyorum, basın açıklamaları yapıyorum ve Kastamonu’nun Ankara’da sahipsiz olmadığını tüm Türkiye’ye hatırlatmaya çalışıyorum. Kastamonu’nun bir yol haritası yok, hedefi yok. Her alanda bir yol haritasına planlamaya ihtiyaç var. Ben Meclis’e kanun teklifi vermişim BAKAP kurulsun demişim, ben kanun teklifi vermişim, Şeker Fabrikası özelleştirme kapsamından çıkarılsın demişim, ben kanun teklifi vermişim, ahşap üretiminde KDV yüzde 8’e düşürülsün Tosyalı kapı üreticilerimiz nefes alsın demişim, ben kanun teklifi vermişim Kastamonu Kenevir Araştırma Enstitüsü kurulsun demişim, ben kanun teklifi vermişim Taşköprü sarımsağı, Tosya pirinci ve Kastamonu siyez buğdayına alan bazlı gelir desteği verilsin demişim. İktidarın temsilcileri ya bu teklifleri eleştirecek eksik olmuş diyecek ya da kendileri verecek bende Meclis’te el kaldıracağım. Bunları tartışmamız, Kastamonu’nun temsilcileri olarak kutuplaşmadan biran önce sıyrılmamız gerekiyor."
"KASTAMONU’NUN ÇIKARINA NE VARSA BEN HERKESLE GÖRÜŞMEYE HAZIRIM, DİYALOĞA HAZIRIM"
"Tarım Bakanı Bekir Pakdemirli’yi ziyaret ettim. Kastamonu tarımının ve çiftçisinin desteklenmesi amacıyla daha önce Meclis’e verdiğim bir kanun teklifim vardı. Bu teklif Taşköprü Sarımsağı, Tosya princi ve Kastamonu Siyez Buğdayına alan bazlı gelir desteği verilmesiyle ilgiliydi. Bu kanun teklifiyle ilgili Bakan Pakdemirli’ye bilgi verdim, önemini anlattım. BAKAP’ın yani Batı Karadeniz Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı’nın kurulmasıyla ilgili Meclis’e verdiğim kanun teklifiyle ilgili bilgi verdim. Yine üretim üssü Kastamonu olan Kendirin yani kenevir için Kastamonu’da bir araştırma enstitüsü kurulması için verdiğim kanun teklifiyle ilgili bilgiler aktardım. Mesela Taşköprü Sarımsağı, Tosya princi ve Kastamonu Siyez Buğdayına alan bazlı gelir desteği verilmesiyle ilgili kanun teklifimiz yasalaşmış olsaydı 2020 yılında Taşköprü Sarımsağı eken bir çiftçimiz dönüm başına 140 TL destek alacaktı. Pirinç üreticimiz dönüm başına 120 TL, siyez üreticimiz ise dönüm başına 100 TL destek alacaktı. Yani Kastamonu’da Taşköprü sarımsağı üreten çiftçimize ortalama 3 milyon TL, Tosya pirinci üreten çiftçimize ise yaklaşık 1.5 milyon TL ek destek sağlanmış olacaktı. Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli’nin yaklaşımı oldukça olumluydu. Ziyaretimde Bakan Pakdemirli yanında bulunan Bitkisel Üretim Genel Müdürüne Kastamonu’nun coğrafi işaretli ürünleri ile ilgili mikro destek paketi üzerine çalışma yapılması talimatı verdi. Kastamonu’nun çıkarına ne varsa ben herkesle görüşmeye hazırım, diyaloğa hazırım. Mesele Kastamonu’nun gelişmesi, büyümesidir.
"BİNDİĞİMİZ OTOBÜS 10 NUMARA YAĞ KULLANIYOR"
İşsizlik hem ülkemizin hem de Kastamonu’nun çok büyük bir sorunu. Son yapılan araştırmalara baktığımızda AKP’ye oy vermiş genç seçmenin yüzde 48’i, MHP’ye oy vermiş genç seçmenin ise yüzde 65’i imkân olursa yurt dışında yaşamak istiyor. Bu şu anlama geliyor; Otobüse binmiş gidiyoruz. Otobüs yolda alev almış ve gençler bu otobüsün içinden inmek istiyor. Açıkça söylemek gerekirse bu otobüste mazot kullanılmıyor, 10 numara yağ kullanılıyor. Birileri daha fazla kar edebilsin diye mazot yerine 10 numara yağ kullanılıyor."