'Örgütte şu, şu kadar evrak getirdi diye aylık, haftalık hedefler vardı'
Aralarında örgütün "arama tarama mesulü" olduğu iddia edilen kişinin de yer aldığı 3 sanık, ilk kez hakim karşısına çıktı.
Kastamonu'da, Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması'na (FETÖ/PDY) yönelik soruşturma kapsamında haklarında dava açılan 3 sanığın yargılanmasına başlandı.
Kastamonu Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya, "silahlı terör örgütü kurma veya yönetme", "silahlı terör örgütü üyesi olma" ve "terör örgütü propagandası yapma" iddiasıyla tutuksuz yargılanan, açığa alınan zabıt katipleri F.G. ve H.S. ile meslekten ihraç edilen devlet memuru O.Y. katıldı.
Etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanmak isteyen F.G, savunmasında, örgütün şifreli haberleşme programı ByLock'u kullandığını kabul etti.
"Bize seçimlerde, 'AK Parti'nin karşısında kim güçlüyse ona oy verin.' denildi. Bunu kabul etmedim." diyen F.G, "Bana daha sonra 'Ayet ve hadis gönderilen program var.' dediler. Ben de inandım. ByLock'un gizlilik içeren bir program olduğunu 15 Temmuz'dan sonra anladım. Bu yapıda dini duygular amacıyla bulundum. Bu yapıyla yan yana geldiğim için pişmanım." ifadelerini kullandı.
Etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanmak isteyen O.Y. ise 17-25 Aralık sürecinden sonra akıllı telefon kullanmalarının istendiğini anlattı.
Bu dönemde ByLock da kullanmaya başladıklarını belirten O.Y, "(Eşinize dostunuza söyleyin yüklesin. Bizim kullandığımız belli olmasın.) dediler. Daha sonra biz bu programı kullanmadık. Sonradan kullandığımız program ByLock değildi. 'ByLock kullanılmayacak.' denildi. Programın ara yüzü sürekli değişiyordu. Programı 15 Temmuz'dan sonra da kullandık. En son Twitter görünümlü olanı kullandık." dedi.
Kastamonu'ya geldiğinde örgütün "mühendis yapılanması" ile çalıştığını dile getiren O.Y, şunları kaydetti:
"Daha sonra adliye kısmına geçtim. Bana 'Adliyede gençler var, sohbet düzenleyeceksin.' dediler. Adliyede gizlilik çok önemliydi. Adliye yapılanmasında zamanla gizlilik arttı. 5A diye bir mesele çıktı. Bununla ilgili Ankara'da bir seminer oldu. Savcı olduğunu düşündüğüm bir kişi de bu seminere katıldı. Duyduğumuz şeyleri abilere anlatmamızı istediler. 5A dediğimiz şey de adliyeden bilgi, belge ve doküman taranıp Ankara'ya gönderiliyordu. 5A diye bir mesele olduğunu normal sohbetlere gelen biri bilmez. Şu, şu kadar evrak getirdi diye aylık, haftalık hedefler vardı. Hakim örgütle ilgili olumsuz bir şey dediğinde bunu not ediyorlardı. 5A örgüte tam bağlıdır. Gerektiğinde bilgi sızdıran kişidir."
Örgütün hakim ve savcılar hakkında 5N1K kuralına göre bilgi verilmesini istediklerine dikkati çeken O.Y, "Örgütün 'dar bölge' diye adlandırdığı bir yapılanması vardı. İç Anadolu dar bölgesinde Ankara, Konya, Kayseri, Samsun ve Kastamonu vardı. 17-25 Aralık sürecinden sonra örgütte yaprak dökümü başladı. Ben örgütte en son ATM (arama tarama mesulü) olarak çalıştım. Örgütün hiyerarşisinde bulundum ancak örgütte yöneticilik yapmadım. 2014 yılından bu tarafa örgütün arama tarama mesulü olarak çalıştım." diye konuştu.
Sanıklardan H.S. ise hakkındaki suçlamaları kabul etmedi.
Mahkeme heyeti, eksiklerin giderilmesi amacıyla duruşmayı 26 Haziran'a erteledi.