Maskeli sınav için uzmanından nefes egzersizi
Psikiyatrist Doç. Dr. Sevcan Karakoç Demirkaya, sınavların maske kullanılarak gerçekleşmesinin öğrenciler üzerinde kaygıya neden olabileceğine dikkat çekti.
Koronavirüs salgını sonrası, Liselere Giriş Sınavı’nın (LGS) 20 Haziran’da, Yükseköğretim Kurumları Sınavı’nın (YKS) da 27-28 Haziran’da gerçekleşeceği bildirildi. Tarihlerin değişmesi, öğrencilerin kendi okullarında sınava girecek olması ve özellikle sınavların maske kullanılarak gerçekleşmesinin öğrenciler üzerinde kaygıya neden olabileceğine dikkat çeken İstanbul Gelişim Üniversitesi'nden Psikiyatrist Doç. Dr. Sevcan Karakoç Demirkaya, “Bir miktar kaygı her zaman gerekiyor ki sınava otursunlar, çalışsınlar ve bu dönem verimli geçsin. Ancak bir belirsizlik vardı ve bu sınavla ilgili bir belirsizlikti. Bu nedenle çocukların bir kısmı çalışmaya bırakmıştı ya da bazı gençler artık tükenmiş durumdaydı. Tarihin netleşmiş olması bir açıdan iyi oldu ve kaygıyı azaltmış oldu” dedi.
BU NEFES EGZERSİZLERİ UYGULANABİLİR
İnsanların strese girdiği zaman hızlı nefes alıp vermeye başladığını ve bu durumun da maske içerisinde nemlenme ve rahatsızlık hissini artıran bir şey olduğunu söyleyen Doç. Dr. Demirkaya, “Bu nedenle belki son 10 gün bile olabilir nefes alıp verme egzersizleri, gevşeme egzersizleri yapabilirler. Yönetemedikleri çok ciddi bir kaygı varsa, uykularını kaçıran evde onları şu anda bile strese sokan kaygıları varsa da bir ruh sağlığı çalışanından destek almalarını öneriyorum” ifadelerini kullandı. Doç. Dr. Demirkaya, “Nefes egzersizleriyle ilgili farklı yöntemler var ancak genel geçer olan şey şu; içimizden 7’ye kadar sayarak nefes almamız sonra da 6’ya kadar sayıp vermemiz gerekiyor. Bizde genelde derin nefes alınır ama hemen verilir. Avucunuzda bir kelebek olduğunu düşünün. Hızlıca üflediğimizde kelebeğin kanatları dağılır ancak derin nefes alıp derin nefes verirken nazikçe üflersiniz ve kelebeğiniz uçabilir. Kelebeklerin uçtuğunu hayal ederek çalışabilirler” dedi.
KAYGIYI AZALTMAK İÇİN SOSYAL MEDYADAN UZAK DURUN!
Sınav döneminde gençlerin kaygılarının azalması için tavsiyelerde bulunan Demirkaya, “Bu dönemde gençlerin kaygılarını azaltması için sosyal medyadan biraz daha uzak durmalarını, koronavirüs ve sınavla ilgili haberleri daha az dinlemelerini tavsiye ediyorum. Çünkü burada felaketleştirme senaryoları yazılıyor bu da sınav kaygısını artırıyor” diye konuştu.
ESKİ DÜZENLERİNE GERİ DÖNMELERİ GEREKİYOR
Bu vakte kadar gençlerin düzeninin bir hayli bozulduğunu vurgulayan Doç. Dr. Sevcan Karakoç Demirkaya, “Kimisi gece yaşayıp gündüz uyuyan bir ergen grubu da oluştu. Bu düzeni bırakmaları gerekiyor çünkü sınava çok kısa bir zaman kaldı. Gece yatma ve sabah belirli saatte kalkma düzenine geçmeleri gerekiyor. Akıllarına estiği zaman yemek yemekten vazgeçmeli, eskisi gibi beslenmelerine dikkat etmeliler” ifadelerini kullandı.
“MASKELİ DENEME ÇÖZMELİLER”
“Kalan yaklaşık son 1 ayı sınavın olduğu saat aralıklarında maskeli deneme çözerek geçirmeleri gerekiyor” diyen Demirkaya, sözlerini şöyle sürdürdü: “Sınav günündeki rutin gibi oturumları belirleyerek evde o saatlerde yerinden hiç kalkmadan, gözüyle cep telefonuna bakmadan, sürekli bir şeyler yiyip içmeden ve maske takarak sınav denemeleri yapmalarını öneriyorum. Maske, sınava girecek tüm adaylar için olan bir uygulama. Bu durum, öğrencilere yalnız olmadıkları hissini vermeli ve böyle düşünmeliler. Maskenin kendi bildikleri bir maske olması önemli. Bazı maskelerin kokusu ve yapısı farklı olabiliyor. Sınav günü kullanacakları maskeleri daha önceden ayarlamaları daha uygun olacaktır.”
GÖZLÜK TAKANLAR DİKKAT!
Maske ve gözlüğün birlikte kullanımında gözlük camının buğu yapabileceğini belirten Demirkaya, “Gözlük takanlar ne yaparlarsa gözlük daha az buğulanır bunu araştırmalılar. Bunun yolunu evde bulmaları gerekiyor ki sınav sırasında heyecanlanmasınlar ve süreyi düzgün yönetebilsinler” dedi.
AİLELERE UYARI: STRES ARTIRICI TEPKİDE BULUNMAYIN
Aileler için de uyarılarda bulunan Demirkaya, “Aileler çocuklarına stres arttırıcı tepkide bulunmamalılar. Beklentilerini daha gerçekçi ortaya koymalılar. Eğer çocuklarıyla bu vakte kadar çok yakın ilgilenmişlerse son 1 ay kala da yine yakın ilgilenmeye devam etmeleri gerekiyor. Ama çocuklarıyla bu zamana kadar çok da ilgilenmemişlerse son 1 ayda çok ısrar etmelerinin bir anlamı olmayacaktır. O zaman çocuk ne yapacağını şaşırabilir. Ailelerin düzenleyici bir görevi olmalıdır. Yatma-kalkma saatleri, yeme saatleri, gün içinde deneme çözme saatlerini düzenlemeliler ve son ayı çocuğun ritmine göre birlikte evde düzenlemeleri gerekiyor” diyerek sözlerini tamamladı.