'Kastamonu'nun itibarını yeniden tesis etmek istiyoruz'

'Sarayın değil halkın vekili olacağım demiştim, sözümün arkasındayım' diyen Milletvekili Hasan Baltacı Cide'de konuştu.

  • 602
'Kastamonu'nun itibarını yeniden tesis etmek istiyoruz'
TAKİP ET Google News ile Takip Et

Cumhuriyet Halk Partisi’nin (CHP) 7’ncisini Cide’de düzenlediği Halk Buluşmaları toplantısına katılan Milletvekili Hasan Baltacı, Kastamonu’nun itibarını yeniden tesis etmek istediklerini söyledi.

Kastamonu’nun sorunlarını, ilçelerin taleplerini Meclis’te sık sık gündeme taşımaya devam edeceğini özellikle sağlık ve eğitimde yaşanan problemlerin üzerine eğileceğini belirten Milletvekili Baltacı, ülkenin bugün hem ekonomik, hem de demokrasi krizi yaşamasının tek sebebinin saray rejimi olduğunu kaydetti.

Yerel seçimlerin bu düzeni kabul etmeyen yurttaşlar için önemli bir fırsat olduğunu ifade eden Milletvekili Baltacı, “2018 yılının Ocak ayından bu yana ilçe başkanları toplantımızı düzenli olarak her ay farklı bir ilçemizde gerçekleştiriyoruz. 20 ilçe başkanlığımızla birlikte her ay ilçelerimizin sorunlarını masaya yatırıyor, çözüm yollarını konuşuyor ve nasıl müdahale edeceğimize karar veriyoruz. Bu toplantılarda en acil sorunlardan başlayarak memlekete dair her konuya değiniyoruz. Başta sağlık ve eğitim olmak üzere; altyapı sorunlarından kentin yönetimine, esnaflarımızın sorunlarından köylülere, ekonomik krizden demokrasi krizine kadar her şeyi konuşuyoruz. Bunlardan en acil olanlarını özellikle de sağlık, eğitim ve ekonomiyi her zaman gündemde tutuyoruz. Örneğin; Cide Devlet Hastanesi’nde eksik olan hekim açığını sürekli konuşuyoruz. Eksik olan kadın hastalıkları ve doğum uzmanı, göğüs hastalıkları uzmanı ve zaman zaman ataması yapılsa bile çocuk hastalıkları uzmanı eksiğini sağlık bakanı dahil tüm yetkililere yüksek sesle iletiyoruz. 112 istasyonumuz yok, yeterli personelimiz yok, diyaliz ünitesinin kapasitesi yeterli olmadığı gibi doktoru da yok. Hastalarımız sürekli Kastamonu’ya gitmek zorunda kalıyor. Mesela eğitimde; 45 yıllık Cide Lisesi’nin öğrenci eksikliği nedeniyle kapatılması, yine yatılı bölge okulunun, yatılı bölümünün kapatılarak sabahın köründe 6 yaşındaki çocukların taşımalı eğitime mahkûm edilmesini her fırsatta dile getiriyoruz. Sorunlar çözülene dek de dile getirmeye devam edeceğiz. Özellikle Güren ve Loç yöresindeki köy yollarını düşündüğünüzde küçük çocuklar için okula gelmek tam bir eziyete dönüşmüş durumda. Yine güzelim Loç Vadisi’nin kalbine saplanan HES hançeri halen kanayan bir yaradır. Yöre halkının direnmesine ve de yargı kararına rağmen iktidar ve inşaat firması talan ısrarına devam ediyor. Ayrıca Cideli balıkçıların barınak sorunu henüz çözülmüş değil. Esnaf, yaz sezonu bittiğinde kaderine terk edilmiş durumda. Hem kışın çetin şartları ile mücadele ediyor, hem de zincir marketler karşısında ayakta kalmaya çalışıyor. Tüm bunların dışında gerek bana, gerek ilçe başkanlığımıza sizlerin doğrudan ilettiği tüm konulara titizlikle yaklaşıyor, gerekli mücadeleyi sürdürüyoruz. Tüm bunları size verdiğimiz sözün gereği olarak yapıyoruz. Seçim zamanında şu meydanda sarayın değil halkın vekili olacağız demiştim. Sözümüzün arkasındayız. Sözümüz özümüzdür. Çünkü bizler Cide’nin, Araç’ın, İnebolu’nun, Tosya’nın kısaca Kastamonu’nun bu ülkedeki itibarını yeniden tesis etmek istiyoruz. Bu güzelim memlekette; eşit, adil, barış içinde ve huzurla birlikte yaşamak istiyoruz. Bu amacın karşısındaki en büyük engel siyasi iktidardır. Tek adamın kendisidir. Onun yandaşlarıdır. Arkasındaki büyük sermayedir. Tek adamın eşi, dostu, akrabasıdır. Tek adamın arkasındaki eski Türkiye’nin karanlık güçleridir. Rant çevreleridir. Saray rejiminin belediyeleridir. Sarayın bürokrasisidir. Bugünkü ekonomik krizinde, demokrasi ve hukuk krizinin de tek sebebi bilerek ve isteyerek kurdukları bu ranta dayalı rejimi ayakta tutma arzusudur. Önümüzde duran soru nedir? Tek adam rejimi alt edilebilir mi? Bu düzen değişebilir mi? Bu krizden bir çıkış yolu var mı? Evet. Tek adam rejimi yıkılabilir. Yerine eşit, adil, demokratik parlamenter bir sistem kurulabilir. Evet, bu düzen değişebilir. Yerine halkçı ve hakça bir düzen tesis edebiliriz. Evet, bu kriz aşılabilir. Yerine barış içinde, huzurlu ve kalkınmış bir ülke yeniden inşa edilebilir. Bunu yapabiliriz, başarabiliriz. Her şeyden önce yerel sorunlarımız ülkenin sorunlarından bağımsız değildir. Nasıl bir Cide’de yaşamak istiyorsak, öyle bir Türkiye’de yaşamak istiyoruz. Bunun için öncelikle ne istediğimizi, nasıl bir Cide istediğimizi, nasıl bir Kastamonu istediğimizi ortaya koymalıyız. Cide ve Kastamonu’yu nasıl yöneteceğiz bunu anlatmalıyız. Siyaset bir öncelik meselesidir. Aynı zamanda siyaset bir tercih meselesidir. Önceliklerimiz ne olacak bunu net bir şekilde ortaya koymalıyız. Tercihlerimiz kimden yana olacak? Bunu herkes bilmeli. Bizim önceliğimiz halk olacak, Cide olacak. Rant olmayacak! Önceliğimiz yeşil bir kent olacak. Bizim önceliğimiz kadınlar ve gençler olacak. Onların enerjisiyle, üretimiyle mutlu bir kent olacağız. Bizim önceliğimiz toplumsal barış, huzur ve uzlaşma olacak. Kutuplaşmadan yana olmayacağız. Çocuklarımız her şeyden önce gelecek. Her mahallede kreşlerimiz olacak. Festivallerimiz olacak ama para kazanmak için değil. Buluşmak, kenetlenmek, bir birimizi anlamak için. Emek dostu bir kent olacağız. Hesap vereceğiz, şeffaf olacağız. Dileyen herkes harcamalarımızı denetleyebilecek. Cide’yi geleceğe taşıyacak planı birlikte yapacağız. Üstünde yaşadığımız toprağa, doğaya saygı duyacağız. Bunun için bir tercihte bulunacağız. Peki belediyenin bütçesini nasıl planlayacağız? Bütçeyi sonuna kadar Cidelilerden yana kullanacağız. Seçime girmeden önce bir sözleşme ortaya koyacağız. Cide Kent Sözleşmesi. Bu sözleşmeye 5 yıl boyunca sadık kalacağız.” İfadelerini kullandı.