Karadeniz Bölgesi'nde Tükenmişlik Sendromu
Tükenmişlik Sendromu'nun kişinin iş ve duygusal hayatını önemli ölçüde etkilediği belirtildi.
Trabzon Medicalpark Karadeniz Hastanesi Psikiyatri Bölümü doktorlarından Uzman Dr. Fatma Yıldırım, Doğu Karadeniz Bölgesi’nde son yıllarda psikiyatrik rahatsızlıkların arttığına dikkat çekerek, “Doğu Karadeniz Bölgesi’nde son yıllarda dikkat çekici şekilde artan psikiyatrik rahatsızlıkların ve antidepresan kullanımının en önemli sebeplerinde biri de bu bölgede tükenmişlik sendromu yaşayanlardaki artıştır” dedi.
Dr. Yıldırım, travmaya maruz kalan, şiddete uğrayanlar, yardıma muhtaç engelli ve yaşlıların bakımı ile uğraşanlar, kendini baskı altında hisseden öğrenciler, sağlık - eğitim gibi insanla birebir uğraşanlar, meslek sebepleri, kronik hastalığı olanların risk altında olan gruplar olduğunu belirtti.
Psikolojik sorunu olanların sağlık kurumuna başvurma sayısının arttığını belirten Dr. Yıldırım, “Bölgemizde psikolojik sorunların olduğunu düşünerek, bir sağlık kurumuna başvuranların sayısı giderek artıyor. Sağlık Bakanlığı’nın 2009 - 2013 yılları arasında ki verilerine bakıldığında başvuru yapılan sayısında 4 yılda 2,5 kat artış olduğu görülmektedir. Doğu Karadeniz Bölgesi’nde son yıllarda dikkat çekici şekilde artan psikiyatrik rahatsızlıkların ve antidepresan kullanımının en önemli sebeplerinde biri de bu bölgede tükenmişlik sendromu yaşayanlardaki artıştır. Tükenmişlik Sendromu yaşayan kişi kendini enerjisiz ve aşırı yorgun hisseder; kronik yorgunluğunun dışında birtakım bedensel şikâyetler de mevcuttur. Tükenmişlik tablosunda kişi çeşitli dönemlerden geçer. İlk önce kişi zorlandığını fark eder ama bu durumdan kurtulma umuduyla kapasitesini aşacak şekilde; aşırı enerji harcayarak, uyumayarak, kendine zaman ayırmadan çalışma ortamına katlanır. Sonraki dönemde umudu ve isteği giderek azalır ve duygusal çöküş başlar. Takip eden bir diğer dönemde ise; şartların değişmediğini görünce, kendini engellenmiş hisseder ve öfke, tepkisellik, endişe, uyku, iştah bozuklukları ve özellikle mide ve bağırsak sistemiyle ilgili bedensel belirtiler yaşamaya başlar. Son dönemde ise inancını ve umudunu büyük ölçüde kaybederek duyarsızlaşma dediğimiz tepkisizlik hali ortaya çıkar ve artık sorumluluklarını yerine getirmez ”dedi.
Tükenmişlik Sendromu’nun kişinin iş ve duygusal hayatını önemli ölçüde etkilediğini kaydeden Dr. Yıldırım, “Tükenmişlik Sendromu kişinin iş ve duygusal hayatını önemli ölçüde etkiler. Aşırı sorumluluk olan, sosyal desteği olmayan, işini sevmeyen veya işinin zorluklarıyla baş edemeyen, iş yerinde haksızlığa uğradığını düşünenlerde daha çok ortaya çıkar. Tükenmişlik yönünden risk altında olan gruplar ise; travmaya maruz kalan, şiddete uğrayanlar, yardıma muhtaç engelli ve yaşlıların bakımı ile uğraşanlar, kendini baskı altında hisseden öğrenciler, sağlık - eğitim gibi insanla birebir uğraşanlar, meslek sebepleri, kronik hastalığı olanlardır. Bölgemizde kadınların, erkeklere oranla çok daha fazla oranda tükenmişlik sendromuna maruz kaldıkları bilinen bir gerçektir. Kadınların fedakar, verici ve anaç tutumları ve kültürel sebepler fazla sorumluluk almalarına sebep olmakta, diğer aile bireylerinden yeterli destek görmeme, takdir edilmeme, anlaşılmaması gibi nedenlerle sonuçta yaptığı işe olan bağlılığını ve inancını kaybetme noktasına gelmektedir. Tükenmişlik Sendromu olunması; iş kaybı, aile ilişkilerinde kopukluk gibi sosyal problemler yanında tedavi gerektiren Depresyon, Bedenselleştirme bozukluğu, alkol ve diğer madde kullanım bozuklukları gibi ruhsal rahatsızlıklara yol açtığından önemsenmesi gereken bir konudur” ifadelerini kullandı.
“Tükenmişlik Sendromu’nda temel yaklaşım koruyucu ruh sağlığı önlemleridir” diyen Dr. Yıldırım, “ Zira tükenmişliği fark ederek zamanında önlem alınabilirse, bir psikiyatrik rahatsızlık gelişim riskini büyük oranda azaltabiliriz. Tükenmiş hissettiğimizde, ilk adım koruyucu ruh sağlığı hizmeti olarak danışmanlık yapabilecek bir uzmana başvurmak olmalıdır. Zorlanmakta olduğu durumlarla ilgili başa çıkma stratejileri, kendini doğru ifade etmesi, kendine zaman ayırarak iş dışı faaliyetler de bulunması, yardım istemesi gibi önlemler yanında çalışma üzerine düşeni yapması gerekir. Adil bir yaklaşım benimsenmesi, sorunların görmezden gelinmemesi ve motivasyonunu artırıcı çeşitli tedbirler alması gerekir. Psikiyatrik bir tablo yaşayanların ise vakit geçirmeden yardım almaları rahatsızlıkların, kronikleşme eğilimini azaltacaktır” şeklinde konuştu.
(İHA)