Kanseri Yenen Ünlüler
Dünya Kanser Günü, akıllara amansız hastalığı yenen ünlü isimlerin mücadelesini getirdi.
Dünya Kanser Günü, akıllara amansız hastalığı yenen ünlü isimlerin mücadelesini getirdi. Yılmaz Morgül’den Nilüfer’e kadar uzanan ‘kanseri yenen ünlüler’ listesinde yer alanların hepsi tanınmış, hepsi mesleklerinde başarılı, şöhretli kişiler. Ancak tüm bunların dışında, kanser hastalığı onların arasında ortak bir özelliği ortaya çıkardı. Hepsi kanser ile mücadele etti. Bu savaşta onların en büyük yardımcıları ise, yüksek moralleriydi. Onların savaştan galip çıkması, bu hastalığa yakalananlara da umut ışığı oldu.
“HER ŞEY RABBİMDEN GELDİ”
Ünlü ses sanatçısı Yılmaz Morgül, yaşadıklarını bu cümle ile özetliyor. Uzun yıllar cilt kanseri ile mücadele eden Morgül, bir ara kemoterapi tedavisi gördüğünü de söyledi. Saçlarının bir bölümü ve derisinin döküldüğü günler durumunun çok ciddi olduğunu ifade eden Morgül, “Hastalığa şifa olan ayetler var, beş yıl boyunca onları okudum. Herkes ibadet etmeli. Allah’a yakınlık, huzurun kendisidir. Her günümü şükür ve niyazla geçirdim. Allah’tan başkasından şifa dilemedim ve çok şükür sağlığıma kavuştum” dedi.
KANSER OLDUĞUNU ÖĞRENDİKTEN SONRA ŞARKI YAPMAK İSTEDİ
Kanserle savaşan diğer bir ünlü de Kayahan. Ünlü sanatçı kanser olduğunu 2 Haziran 1990'da öğrenmiş. Stüdyoda çalışırken ayağında bir yağ bezesi olduğunu gören Kayahan doktorunu aramış. Doktor yağ bezesini almış ancak iki gün sonra tekrar aramış ve yumuşak doku kanseri olduğunu söylemiş. Tedavi için istenilen parayı “O güne kadar biriktirdiğim para bile o kadar değildi” sözleriyle nitelendiren sanatçı en büyük desteği eşi İpek Hanım'dan almış. On sene sürdürdüğü tedavinin tam bittiğini düşünürken hastalık tekrar baş göstermiş. Bu sıkıntılı zamanlarında 'Gönül Sayfam', 'Kağıttan Kayıklar', 'Söz Güzelim' ve 'Ninni' şarkıları ortaya çıkmış. Normalde bir parçayı altı ayda yazarken bu parçaların hepsini bir ayda yazmış.
"HER ZAMAN ŞÜKREDERİM"
Bir buçuk yıl önce tiroit kanseri tedavisi gören Arzum Onan’ı en çok etkileyen oğlundan ayrı kalmak olmuş. Bir ay boyunca evde kimseyi görmeden ve hiç dışarı çıkmadan yaşayan Arzum Onan “Her şeyin beteri olduğunu, onun için her daim halimize şükretmemiz gerektiğini düşünen bir yapım var” diyor. Tiroit kanseri tedavisi gören Onan, tiroit kanserini Çernobil'in tetiklediğini düşünüyor ve erken teşhisin çok önemli olduğunu vurguluyor.
"LÜTFEN DUALARINIZI EKSİK ETMEYİN"
Eşinin yaptırdığı kan tahlili sonucu kan kanseri olduğunu öğrenen Murat Göğebakan’ın hastanedeki odasına ziyaretçi girmesi yasakmış. Bu yüzden, sevenlerinin mesajlarını eşi Sema Hanım ona iletiyor. Murat Göğebakan odasının kapısına kendi elleriyle, "Lütfen dualarınızı eksik etmeyin" yazıp asmış. İyileşeceğine yürekten inanan Göğebakan, "Grip oldum, uzun bir grip bu ama 3-5 ay sonra bu hastaneden iyileşerek çıkacağım" diyerek kendisini teselli ediyormuş. Odasındaki dolabının üzerinde de "Allah'ın izniyle 15 Temmuz’da buradan çıkacağım" yazıyormuş.
"SAĞLIĞIMIZ YERİNDE OLSUN GERİSİ ÖNEMLİ DEĞİL"
Meme kanserine yakalanan Oya Başar’ın sol göğsünün yarısı ve lenfleri alındı. "Saçlarımın dökülmesi hiç önemli değil. Çocuklarımın, benim, sevdiklerimin sağlığı yerinde olsun, başka hiçbir şey umurumda değil" diyor ünlü sanatçı. Sağlık durumu iyi olan Oya Başar, bugüne kadar kendine hiç dikkat etmemiş, sağlığını hep ihmal etmiş, göğsündeki tümör de iki yıl önce oluşmuş. Göğüs kanseri teşhisi 3'üncü derecedeyken konulmuş. "Düzenli olarak kontrole gitseydim her şey farklı olabilirdi. Şimdi radyoterapi ve kemoterapi görmek zorunda kalıyorum. Buradan tüm kadınlara çağrıda bulunuyorum. Erken teşhis çok önemli. Lütfen doktora gidin, kontrollerini yaptırın" diye ekliyor ünlü oyuncu.
"İKİNCİ KEZ ANNE OLAMAMA İHTİMALİNDEN KORKTUM"
1991 yılında Türkiye üçüncü güzeli olan ve şu an haber spikerliği yapan Defne Samyeli, 2000'de rahim kanserine yakalandığını öğrenmiş. New York'ta ameliyat geçiren Samyeli uzun bir tedavi süresinden sonra Türkiye'ye tamamen iyileşmiş olarak dönmüş. Tedavisi sürecinde eşinin çok büyük desteği olduğunu ifade eden Samyeli o günlerde yaşadığı olayı şöyle anlattı: "Kanser riskini öğrendiğimde aklımdan ilk geçen şey; ikinci çocuk istiyordum ve tekrar anne olamama ihtimalim bulunuyordu. Ayrıca o dönem 3 yaşında olan kızım Deren'in bensiz kalma düşüncesi de çok sarsıcıydı. Ama kısa sürede korkularımı yendim ve iyileşmeye odaklandım."
"KARANLIK TÜNELİN SONUNDA IŞIĞA ÇIKTIK"
Türk sinemasının efsanevi oyuncusu Filiz Akın ise, 2002'de kanserle tanıştı. Kendisine konulan nazofarenks kanseri (burun ve ağız arkasındaki bir tür kanser) teşhisinden sonra uzun sure tedavi gördü ve hastalığı alt etti. Hastalığıyla mücadelesinde eşinden çok büyük destek gördüğünü söyleyen Akın, "Pozitif düşünün, moralinizi yüksek tutun, bağışıklık sisteminizi zayıflatacak stres, sigara ve diğer etmenlere izin vermeyin" diyor. Eşiyle çok zor bir süreçten el ele geçtiklerini belirten Akın, “Karanlık tünelin sonunda ışığa çıktık” dedi. Yapılan her tetkikten neşeli çıkmaya çalışan Filiz Akın, moralini sürekli yüksek tutarak hastalığı komik tarafından almaya çalışmış.
"GEREKSİZ ŞEYLERE ÜZÜLMEYİN"
Rahim kanserine yakalanan bir diğer ünlü sanatçı da Yıldız Tilbe. Sanatçı, hastalığı ile ilgili şunları söylüyor: “Rahatsızlanıp doktora gittiğimde rahim kanseri olduğumu öğrendim. Doktorlar durumun çok ciddi olduğunu ve hemen müdahale edilmesi gerektiğini söylediler. Ve sonunda rahmimi aldılar.”
Hastalığı döneminde büyük bir aşk yaşadığını söyleyen Tilbe, “Sadece onu düşünüyordum. Sürekli aklımdaydı. İnsanın bir derdi olunca o vücudunda bir sorun olarak çıkabiliyor” diyor. Hastalandıktan sonra kendisini tamamen unuttuğunu söyleyen sanatçı, her şeyin o kadar kafaya takılmaya değer olmadığını, gereksiz şeylerle üzülmemesi gerektiğini söylüyor.
Meme kanserine yakalandıktan sonra “Annemle Biz Kanseri Yeneriz” kampanyasının yüzü olan, ünlü oyuncu Serra Yılmaz, 36 yaşında çıktığı yolculukta kendisini en çok insanların zorladığını söylüyor. “Mide bulantılarını, halsizliği, ağrıları ve acıları çabuk unutuyorsunuz ama insanların hissettirdiklerini unutamıyorsunuz. Önceden etrafınızda olanların bir anda uzaklaştığını görüyorsunuz. Bu, sanki üzerinizde ölümü taşıyormuşsunuz gibi bir duygu” diyen Yılmaz, “Annemle Biz Kanseri Yeneriz” kampanyasıyla bir taraftan meme kanserine dikkati çekiyor, diğer taraftan da başkalarının hastalığına tanık olanlara, yani kanserle birebir yüzleşmeyip ona dışarıdan bakanlara çarpıcı mesajlar veriyor. "Kendinizi mutlu ve enerji dolu hissederken aniden karşınıza böyle bir şey çıktığı anda hayatınız değişiyor ve birdenbire hasta statüsüne giriyorsunuz" diyen ünlü oyuncu, hastalığın psikolojisini bu sözlerle özetliyor. Serra Yılmaz, iyice yorulup ümitsizliğe kapıldığı o kırılma noktasında sürecin ucunu görebilmek için kendisine bir hedef koyduğunu söylüyor. Kanser hastalığında erken teşhisin önemine vurgu yapan tiyatro oyuncusu kansere yakalandığında daha önce bu hastalıkla tanışmış arkadaşlarından yardım gördüğünü ifade etti. O dönemde kendisini ziyaret eden bir arkadaşının getirdiği, “İyi Olmayı İstemek” adlı bir kitabı okuyan Serra Yılmaz, kitabın önerdiği yöntemleri uyguladığını söyledi.