Kanseri Yendi, Şimdi Başkalarına Şifa Arıyor
Kanser hastası şifa bulduğu balı diğer hastalara da öneriyor.
Kastamonu’da, 11 yıldır kanser mücadelesi veren 55 yaşındaki Necati Esiroğlu, sadece Ilgaz Dağında bulunan arıların yaptığı bal sayesinde kanseri yendi. Bu bal sayesinde kendisi şifa bulan Necati Esiroğlu, başka kanserli hastalarında şifa bulması için mücadele ediyor. Esiroğlu, şifa bulduğu balı, diğer kanserli hastalarına göndererek tedavilerinde destek olmaya çalışıyor.
Kastamonu Belediyesi İtfaiye Müdürlüğü’nden emekli olan Necati Esiroğlu (55), 2004 yılında ishal, iştahsızlık ve halsizlik nedeniyle hastaneye müracaatta bulundu. Burada yapılan kontrol ve tetkikler sonucu Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesine sevki uygun görüldü. Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesinde yapılan tetkik ve tedavilerde teşhis konulamayan Necati Esiroğlu, ilk aşamada hastalık saptanamadığı için Atatürk Sanatoryumuna gönderildi. Burada da bir müddet tedavi altında tutulan Esiroğlu, bir arkadaşının İstanbul Üniversitesi Çapa Tıp Fakültesi Hastanesini önermesi üzerine buraya gitti. Bu zaman zarfından 8 ay boyunca şifa arayan Necati Esiroğlu, hastalığın etkisiyle toplam 25 kilo kaybetti. Her ay gittikçe kendisinin daha da zayıfladığını fark eden Esiroğlu, son olarak Çapa Tıp Fakültesi Hastanesinde 21 günlük tedavi süresi sonunda Prof. Dr. Cemil Taşçıoğlu tarafından hastalığı tespit edildi. Daha sonra hastanede Onkoloji Bölümü doktoru Prof. Dr. Erkan Topuz’a sevk edilen Esiroğlu’nda, ne tür hastalıkların olduğu saptandı.
11 YILDIR KANSER HASTALIĞIYLA MÜCADELE EDİYOR
Yapılan tedavi sonrasında Çapa Tıp Fakültesi Hastanesinde, mide ve bağırsak kanseri hastalığı teşhisi konulan Esiroğlu, burada tedavi altına alındı. Esiroğlu’na ilk olarak burada ilaç tedavisi başlatıldı ve aynı tedavi 8 yıldan fazla sürdü. Ayrıca Esiroğlu, her ay düzenli olarak iki defa Çapa Tıp Fakültesi Hastanesine kontrollere gitti. Bir yandan ilaç tedavisi gören Esiroğlu’na kemoterapi önerilmesi üzerine bunu kabul etmeyerek bir teyzenin tavsiye ile Ilgaz Dağında yetişen baldan tüketmeye başladı. Bu baldan 2007 yılından itibaren kullanmaya başlayan Esiroğlu, 2011 yılına gelindiğinde kanser hastalığından eser kalmadı. Bal sayesinde kanseri yenen Esiroğlu, kendisine şifa olan bu balı, diğer kanserli hastalarında şifa bulması için yoğun bir mücadele içerisine girdi. Yaşadıklarından yola çıkan Esiroğlu, basın aracılığıyla veya ağızdan ağza yayılan şifalı balı, temin etmek isteyen kanserli hastalara da göndermeye başladı. Türkiye’nin neredeyse bütün illerine bu şifalı balı göndermeye devam eden Esiroğlu, bu sayede çok sayıda kanserli hastanın şifa bulduğunu söyledi.
KEMOTERAPİ ALMASI GEREKİRKEN BAL TÜKETTİ
Hastalığına teşhis konulması üzerine kemoterapi yerine Ilgaz Dağı'nda arıların yaptığı balı tüketmeye başladığını söyleyen Necati Esiroğlu, “2004 yılında bir halsizlik, iştahsızlık, kilo kaybı yani 25 kiloya kadar kilo kaybı oldu. Bu şikayetlerle başvurduğum Kastamonu’dan beni, Ankara’ya Hacettepe Tıp Fakültesi Hastanesine gönderdiler. Hacettepe Tıp Fakültesi Hastanesinde, belli bir tetkik koyamadılar. Bu yüzden 8 ay boyunca ayda birkaç kez Ankara’ya gidip geldim. En sonra sevk edildiğim Çapa Tıp Fakültesinde, 21 gün tedavi uyguladılar. 21 günlük tedavinin sonucunda akciğer, bağırsak ve midede belli ödemler oluştuğunu tespit ettiler. Hastaneden, bana kemoterapi almam için tavsiyede bulunmuşlardı. Bu esnada hastaneye gelip giderken bir teyze ile tanıştım. Teyze, ‘kemoterapi almana gerek yok, sen maden Kastamonulusun. Kastamonu’nun Ilgaz Dağı'nda normal bal üretip satan birisi var. Sen ondan aldığın bal ile kemoterapi görebilirsin’ dedi. Bunun üzerine bende, Kastamonu’ya gelince bu arkadaşı bulup iki kilo bal satın aldım. Bu balın şifasını kendimde görünce sürekli almaya başladım. 2004 ve 2015 yılları arasında kullanmaya başladığım bu bal sayesinde çok şükür olsun sağlığıma kavuştum” dedi.
2004 YILINDAN BERİ AYNI BALI TÜKETMEYE DEVAM EDİYOR
Esiroğlu, Ilgaz Dağında yetişen arıların yaptığı bu balı 2004 yılından beri tükettiğini belirterek, “bu balı hala tüketmeye devam ediyorum. Şu ana kadar hiçbir hastalığımda sorun yaşamadım. Çok şükür, çok iyiyim, sıhhatliyim, sağlığım yerinde, yürüyemez dediler, gayet güzelde yürüyorum. Halende bu balı kullanıyorum. Normal sıkışık anlarımda sabahları 2-3 kaşık bu baldan yiyorum. Hala bu baldan ağaç kaşıkla yiyerek tedavime devam ediyorum. Haricinde bir ilaç kullanmıyorum” diye konuştu.
“BAŞKA KANSERLİ HASTALARINDA ŞİFA BULMASI İÇİN MÜCADELE EDİYORUM”
“Ben, bu balın çok faydasını gördüm” diyen Esiroğlu, “Hatta bu balın, kanser için çok ideal bir bal olduğunu yaptırdığımız analizler sonucunda tespit ettim. Bu esnada, benim hastalığımı yendiğim basında çıkan haberler sonucunda veya ağızdan ağza konula konuşula duyuldu. Kanser hastalığıyla mücadele eden kişiler bana ulaşıp bu baldan tedarik etmek istediklerini söylediler. Benden bilgi isteyenlere, durumumu anlatıp yardımcı olmaya çalışıyorum. Şimdiye kadar bu balı, benden hariç bazı hastalar kullandı. Bu balı kullanan hastalar, memnun kaldıklarını söylediler. Şu anda Türkiye’nin her iline neredeyse bu baldan gönderiyorum. Göndermedim il çok azdır. Yurt dışına dahi giden yerler var. Bu bilgiler kargoda mevcuttur. Fransa, Kazakistan gibi ülkelere de gönderdiğim oldu. Şimdiye kadar çok şükür bu bal yüzünden hiçbirinden hiçbir şikayet duymadım. Şimdiye kadarda kendim kullandım ve kullanmaya da devam ediyorum” ifadelerini kullandı.
Ilgaz Dağında yetişen bu balın kanserli hastalara cenabı Allah’ın bir lütfu olduğunu ileri süren Esiroğlu, “Ben, bu balı her hastanın kullanmasını istiyorum. Ben, şu anda gayet sağlıklıyım, bu balı kullanan kişilerinde memnun olduğunu duydum. Herkese Allah acil şifalar versin” şeklinde konuştu.
“ARILAR, 3 BİN RAKIMDA VE SOĞUK HAVADA BU BALI YAPIYOR”
Ilgaz Dağında arıların yaptığı ve kendisine şifa olan bu balı üreticinin sahibine merak edip sorduğunu ifade eden Esiroğlu, şöyle konuştu:
“Bu bal, Ilgaz Dağı’nın bir yamacında üretiliyor. Burası soğuk ve çok yüksek bir tepe, yaklaşık 3 bin rakımı bulunuyor. Burada bulunan otlardan, köknar ağaçlarından, meşe ağaçlarından, çok sayıda çiçekten arıların bal aldığını söyledi. Bunun üzerine ben, merak edip bu balın Samsun’da analizini yaptırdım. Raporda, bu balın kanser hücrelerinin yenilenmesine çok faydalı olduğu belirtildi. Balın içerisinde bulunan bir özel maddeden kaynaklandığı belirtildi. Raporda, arının gezerken aldığı bir maddenin kanser hücreleri için çok iyi geldiği tespit edildi”
Ilgaz’da özenle yetiştirilen bu balı kanserli hastalara önerdiğini ve kendisinin bu bal sayesinde şifa bulduğunu vurgulayan Esiroğlu, şunları kaydetti:
“Şu ana kadar kendim derman bulduğum gibi, onlarında derman bulup bir Allah razı olsun demelerini istiyorum. Ben, bu işin rantçısı değil, Allah rızası için yapıyorum. Tüm hastalara acil şifalar diyorum.”
ŞİFA BULDUĞU BALI YURT İÇİ VE YURT DIŞINDAKİ KANSERLİ HASTALARA GÖNDERİYOR
Şifa bulduğu balı, Allah rızası için talep eden diğer kanserli hastalara da gönderdiğini belirten Esiroğlu, bu kapsamda yurt içinde ve yurtdışında çok sayıda kanserli hastaya kanserli hücrelere iyi geldiğini düşündüğü balı gönderdiğini kaydetti.
Esiroğlu, bu kapsamda Aydın’dan iki tane kanserli hastayı telefonla arayarak hastalıklarının son durumunu sordu. Telefonda hastaların son durumu hakkında bilgi alan Esiroğlu, telefonunun hoparlörünü açarak, şunları dinledi: “Aydın’dan bu balı alıp, kullanıyoruz. İki tane hastamız var, bunların ikisine de bu baldan aldık. Tanıdığımız birisine aldığımız bu bal sayesinde, hastalığı tamamen durmuş durumda çok şükür, kemoterapi kullanmayı bıraktı. Diğer hastamızda, hastalığı durdu fakat kemoterapi almaya devam ediyor. Çok şükür ilk hastamız, bu balı kullandı ve hastalığı gerçekten durmuş durumda, kemoterapiyi bıraktı. Zannedersem 11 kilo bu baldan tüketmiş. Hastamız, çok şükür şu anda eski haline döndü. Son hastamızda, kullanmak için biraz geç kaldık. Ama en azından hastalığının ilerlemesi durdu, bekliyoruz. İlk baldan yemeye başlayan rahim kanseri hastası, hastalık bağırsaklarına kadar sarmış, son baldan kullananda, akciğer kanseri hastasıdır. Akciğer kanseri hastası olanda koah hastalığı da var, bal yedikten sonra nefesinin açıldığını fark ediyoruz”
(İHA)