'Kadına yönelik şiddet toplumsal boyutuyla bir problemdir'

8 Mart Dünya Kadınlar Günü nedeniyle Kastamonu Barosu Başkanlığı tarafından basın açıklaması yapıldı.

  • 2035
'Kadına yönelik şiddet toplumsal boyutuyla bir problemdir'
TAKİP ET Google News ile Takip Et

Kastamonu Barosu Başkanlığı tarafından yapılan açıklamada; "Kadınların tüm dünya toplumlarında üstlendiği rolün tartışılmasına olanak tanıyan Dünya Kadınlar Günü’ne ülkemize emek veren, buna karşın toplumdan dışlanan, şiddete uğrayan ve ev içinde birtakım eşitsizliklere maruz kalan kadınlar penceresinden bakmaktayız.

Kadının karakteri gereği kendisinden çok; bağlı olduğu değerleri düşündüğü, bunlar için mücadele verdiği ve bu bağlamda içinde bulunduğu koşulları her zaman olumluya döndürdüğü annelerimizden, kız kardeşlerimizden bildiğimiz olgulardır. Bunun gerek ailelerimiz gerekse ülkemiz bakımından ne denli önemli olduğunu biliyoruz. Ülkemizin kurtuluş mücadelesinde gözünü kırpmadan yer alan ve son derece önemli görevler üstlenen kadının tartışmasız insani liderliği sayesinde mücadelede muvaffak olunmuştur. Şerife Bacı, Halide Onbaşı, Halime Çavuş, Nezahat Onbaşı ve ismi değil kahramanlığı kalan birçok kadın sayesinde bu günkü kazanımlarımızı elde ettik.

Atatürk tarafından sarf edilen 'Büyük varlık ve faziletleri unutulmuş olan Türk kadınlığına ayağa kalkarak hürmetlerimizi göstermeliyiz' sözlerine temel teşkil eden Türk kadınının faziletleri, fiilen Türk ordusuna katılmanın ardından siyasal ve sosyal hayatta da yer alma biçiminde kendisini göstermiştir. Kadının muntazamlığından yararlanan toplumların her zaman bir adım daha önde olduğunu bilen ve Cumhuriyetimizin temellerini bu anlayışla atan Atatürk, bu manada da bizlere yol göstermektedir.

Cumhuriyetin getirdiklerinin kadınlarımız için eşit biçimde kullanılması da en önemli şiarımız olmalıdır. Günümüzde halen kadınlar; erkeklerle aynı işi, aynı saat dilimleri içerisinde, aynı özveriyle ve hatta daha fazlasıyla yaparken eşit işe eşit ücret alamama daha da kötüsü iş yerinde mobinge maruz kalma konularını konuşuyoruz. İstatistiklere göre Türkiye’deki kadınların %42’si halen kayıt dışı olarak sosyal güvenceden yoksun bir şekilde çalışmalarını sürdürmektedir. Sadece 2020 yılında 408, 2021 yılının 3. Ayına henüz girmişken 48 kadın eşi, eski eşi, arkadaşı ve hatta tanımadığı hayatında belki de hiç görmediği erkekler tarafından öldürüldü. Bir kişinin daha aramızdan eksilmesine tahammülümüz kalmamışken bir kez daha söylemek isteriz ki İstanbul Sözleşmesi ve 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesi Kanunu çerçevesinde yürütülen tartışmayı da kabul edemeyiz.

Kadınlara yönelik her tür şiddete karşı hukuki çerçevede detaylı bir koruma sağlayan ilk uluslararası belge olan İstanbul Sözleşmesi’nde kadınları her türlü şiddete karşı korumak ve kadına karşı şiddeti ve aile içi şiddeti önlemek, kovuşturmak ve ortadan kaldırmak, kadına karşı her türlü ayrımcılığın ortadan kaldırılmasına katkıda bulunmak ve kadınları güçlendirmek de dâhil olmak üzere, kadınlarla erkekler arasında önemli ölçüde eşitliği yaygınlaştırmak, kadına karşı şiddet ve aile içi şiddetin tüm mağdurlarının korunması ve bunlara yardım edilmesi için kapsamlı bir çerçeve, politika ve tedbirler tasarlamak, kadına karşı şiddeti ve aile içi şiddeti ortadan kaldırma amacıyla uluslararası işbirliğini yaygınlaştırmak, kadına karşı şiddet ve aile içi şiddetin ortadan kaldırılması için bütüncül bir yaklaşımın benimsenmesi maksadıyla kuruluşların ve kolluk kuvvetleri birimlerinin birbiriyle etkili bir biçimde işbirliği yapmalarına destek ve yardım sağlamak, sözleşmenin tarafların sözleşmenin hükümlerini etkili bir biçimde uygulamalarını sağlama amacıyla izleme mekanizması oluşturulmuştur. Bu mekanizmanın içinde yer alan kurumlardan birisi de Barolardır. Bu çerçevede mevzuatımıza giren 6284 Sayılı Ailenin Korunması Ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun’a işlerlik kazandıran da avukatlardır.

Kadına yönelik şiddet sadece kadınların problemi değil toplumsal boyutuyla bir problem olduğundan önleyici ve koruyucu tedbirlerin doğru şekilde tespit edilip uygulamaya geçirilmesi biz hukukçuların asli görevidir. Kastamonu Barosu, Kadın ve Çocuk Hakları Komisyonu kanalıyla kadın dayanışması ruhunu hissederek mahkeme salonlarında üstüne düşen görevi hakkıyla yerine getirmeye çalışıyor.

8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nün kadınların siyasal ve sosyal hayatta hak ettiği yere gelebilmesi için kilometre taşı olması ve günün her alanda eşitlik içinde kutlanması arzusuyla tüm insanlığın günü kutlu olsun.

Yine Atatürk’ün dediği gibi 'Dünyada her şey kadının eseridir.'"