Hükümetten Suriye'ye operasyonla ilgili açıklama!
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Mahir Ünal "Kimyasal silah kullanımından sonra böyle bir tepkinin gösterileceği hem İngiltere'nin hem Fransa'nın hem de Amerika'nın açıklamalarında görülüyordu. Bizimle bu konuda bir bilgi paylaşımı oldu" dedi.
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Mahir Ünal, ABD, İngiltere ve Fransa'nın Suriye'ye düzenlediği operasyona ilişkin "Esed’in kendi halkına dönük kullandığı kimyasal silahın engellenmesi için ciddi bir uyarı olarak görüyoruz. Kimyasal silah kullanımından sonra böyle bir tepkinin gösterileceği hem İngiltere’nin hem Fransa’nın hem de Amerika’nın açıklamalarında görülüyordu. Bizimle bu konuda bir bilgi paylaşımı oldu" dedi.
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Mahir Ünal, katıldığı bir televizyon kanalında gündeme ilişkin soruları cevapladı. ABD, İngiltere ve Fransa'nın Suriye'ye düzenlediği operasyona ilişkin Ünal, "Türkiye bu noktada bölgede herhangi bir şey olduğunda bu olan şeyin çözüme katkısı nedir sorusunu soruyor. Çünkü biz hemen yanı başımızda 7 yıldan beri devam eden Suriye iç savaşında bir an önce çözüm, Suriye’nin barışı, istikrarı, toprak bütünlüğünden yanayız. Orada şeye dikkat etmek gerekiyor. Bu saldırı Suriye’ye karşı yapılmış bir saldırı değil. Bu saldırı rejime dönük bir saldırıdır. Özellikle kimyasal silah kullanımına dönük ilgili noktaların tespit edilen noktaların vurulmasına ilişkin bir saldırı. Burada Dışişleri Bakanlığının yaptığı açıklamada da altı çizilerek bunu ifade ettik. Rejimin daha önce defalarca kullandığı kimyasal silaha dönük uluslararası toplumun NATO’nun desteğiyle kimyasal silahlara dönük bir yaptırım şeklinde biz bu saldırıyı görüyoruz ve değerlendiriyoruz. Bu saldırının da çözüme katkısı ne olur ve Esed’in kendi halkına dönük kullandığı kimyasal silahın engellenmesi için ciddi bir uyarı olarak görüyoruz. Masum insanların öldürülmesinin kimyasal silahla ya da konvansiyonel silahlarla yapılmasını da bir ayrım olarak görmek yanlış. Yani insanlar ölürken insanların ölüm biçimi üzerinden bir tepki göstermek değil masum insanların katledilmesine dönük tepkisini Türkiye her zaman koydu. Bundan sonra da uluslararası toplumun bu konudaki hassasiyeti noktasında diplomatik çalışmalarını yürütüyor Türkiye" ifadelerini kullandı.
"Bizimle bu konuda bir bilgi paylaşımı oldu"
"Bu saldırıyı yapacaklarını Türkiye‘ye bilgi verdiler mi?" sorusu üzerine Ünal, "Zamanı dışında zaten son bir haftadır Doğu Guta’da Duma bölgesinde kimyasal silah kullanımından sonra böyle bir tepkinin gösterileceği hem İngiltere’nin hem Fransa’nın hem de Amerika’nın açıklamalarında görülüyordu. Bizimle bu konuda bir bilgi paylaşımı oldu" açıklamasında bulundu.
"Amerika’nın Fransa’nın ve İngiltere’nin Suriye’de kalıcı olmak gibi bir isteğinin de olduğu izlenimini bizde uyandırıyor"
Ünal, konuşmasına şöyle devam etti:
"Bugün bu son hava saldırısına dönük Esed’in gitmesi için yapılmış bir saldırı mıdır diye baktığımızda, bu Esed’in gitmesini sağlayacak bir saldırı gibi gözükmüyor. Açıkçası saldırının bizim desteklediğimiz ve kimyasal silah kullanımına dönük bir tepki olmasının dışında aslında bu saldırının hemen yanı başında Amerika’nın Fransa’nın ve İngiltere’nin Suriye’de kalıcı olmak gibi bir isteğinin de olduğu izlenimini bizde uyandırıyor."
28 Şubat davası kararları
28 Şubat davası kararlarına ilişkin Ünal, "28 Şubat bir darbeydi. Bir kısım insanlar postmodern darbe dediler. Bir kısım insanlar diğer darbelerden farklı olarak 28 Şubat bizzat milletin bizzat kendisine yapılmış bir darbeydi dediler. Diğer darbeler siyasete karşı yapılmıştı. Siyasete müdahaleyle siyasetin aktörlerinin temizlenip siyasetin yeniden dizayn edilmesine dönük darbelerdi ama 28 Şubat bizzat milletin kendisine, değerlerine, inançlarına dönük bir toplum mühendisliği niteliğindeydi 28 Şubat. 2010 referandumunun bir sonucu olarak Türkiye 12 Eylül’le hesaplaştı. Dünkü kararlarla birlikte Türkiye 28 Şubatla hesaplaştı. Türkiye aynı zamanda bir taraftan da 15 Temmuz işgal girişimiyle de şu anda hesaplaşıyor. Artık Türkiye’ye darbelerle hesaplaşan darbecileri yargılayan ve demokrasi kültürünün siyasal kültürünün güçlendiği bir ülke olması hesabıyla dünkü kararları önemsiyorum. 28 Şubatla ilgili verilen hukuki kararların siyasi değerlendirmelerini yapmak için biraz erken. Ama verilen bu kararlar o gün darbe girişiminde bulunun siyaseti rehin alan, millet iradesini rehin alan ve kendisini millet iradesinin üzerinde görenlere dönük bu hukukun bir cevabıydı. Bu açıdan önemli buluyorum" değerlendirmesinde bulundu.
"Bizim kendi içimizde yaptığımız temizlik tamamlandı"
FETÖ ile mücadeleye yönelik eleştirilere cevap veren Ünal, şunları kaydetti:
"Kılıçdaroğlu ve CHP’si kendisine bir baksın. Kendisiyle ilgili bir temizlik yapsın. Kendi içindeki siyasi ayağa ilişkin bence ciddi bir çalışma yürütsün. Biz 17-25 Aralık 2013’ten sonra daha önce de hassasiyetimiz vardı. Ama bu hassasiyetimizi daha yüksek bir oranda gerektiği şekilde yaptık. Bizim kendi içimizde yaptığımız temizlik tamamlandı. 17-25 Aralık 2013’ten sonra biz kendi içimizde mahalle başkanlarımıza varıncaya kadar ilçe yönetimlerimize gençlik, kadın kollarımıza hepsine varıncaya kadar biz çok titiz çalışma yaptık ve çok titiz bir ayıklama gerçekleştirdik. Bu konuda bizim herhangi bir rahatsızlığımız söz konusu değil."
Cumhurbaşkanı adayı olan kişinin milletvekili adayı olmamasına yönelik soru üzerine Ünal, dün Başbakan Binali Yıldırım'ın başkanlığında Cumhurbaşkanlığı Hükümet sistemi uyum üst komisyonu toplantısının gerçekleştirdiklerini aktararak, son değerlendirmeleri yaptıklarını ve 19 Nisan'da Cumhurbaşkanı Erdoğan'a bu çalışmaların sunulacağını bildirdi. Ünal, Cumhurbaşkanı adayı olan kişinin milletvekili adayı olmaması yönündeki eğilimin 19 Nisan'da netlik kazanacağını açıkladı.
AK Parti'nin kongresinin ardından parti yönetiminde ve kabinede nasıl değişiklikler olacağı sorusuna Ünal, "Cumhurbaşkanımızın tekrardan genel başkanlığa dönmesiyle birlikte siyasette eksen tekrar yerine oturdu. Bir siyasi hareketin lideri eğer fiili olarak siyasetin dışında kalırsa kaçınılmaz olarak siyasette bir eksen kayması ortaya çıkıyor. Tekrar genel başkan olduğunda zaten bir ekip oluşturdu. Bundan sonraki kongrede takımda hangi değişiklikleri yapar bu onun tasarrufunda" dedi.