Hizmetliydi öğretmen oldu
Kastamonu'da, sınıfta kalınca okulu bırakan bir hizmetli, azmederek dışarıdan okudu ve Sosyal Bilgiler öğretmeni olmayı başardı.
Sinop’un Türkeli ilçesinde hizmetli olarak çalışırken önce açık liseyi daha sonra Kastamonu Eğitim Fakültesi’ni bitirerek öğretmen olan Hasan Fehmi Öztürk, hem öğrencilere hem de okullarını tamamlayamayan gençlere örnek oluyor.
Sinop’un Türkeli ilçesinde yatılı okuduğu okulu, 1987 yılında lise birinci sınıfta kalınca bırakan ardından iş hayatına atılarak çeşitli işlerde çalışan Hasan Fehmi Öztürk (40), 1998 yılında Milli Eğitim Bakanlığı’nın taşra teşkilatına hizmetli alımı için açtığı sınavı kazanmasıyla değişti. Helaldı İlköğretim Okulunda hizmetli kadrosuyla göreve başlayan Öztürk, okumamış olmanın üzüntüsünden önce açık liseyi iki yılda bitirdi sonra 2002 yılında Öğrenci Seçme Sınavı’na (ÖSS) girerek, Gazi Üniversitesi Kastamonu Eğitim Fakültesi Sosyal Bilgiler Öğretmenliği bölümünü kazanmayı başardı. Bir yandan üniversite okuyup diğer yandan da lisede bekçilik yapan Öztürk, fakülteyi dört yılın sonunda başarıyla bitirdi. Öztürk, dikey geçiş sınavıyla da çok istediği öğretmenlik mesleğine başladı. Hizmetliyken öğretmen olmayı başaran Öztürk, okulunda ve çevresindeki herkese örnek olurken, hikayesini duyanları şaşırtmaya devam ediyor.
Kuzeykent Ortaokulu Sosyal Bilgiler Öğretmeni Hasan Fehmi Öztürk, 1987 yılında lise birinci sınıfta kaldıktan sonra okulu bıraktığını ifade ederek, “Bu arada birçok işte çalıştım. İnşaatlarda çalıştım, babam dükkan açtı İstanbul’a gittim, bir süre sonra babam dükkanı kapattı, ardından çeşitli fabrikalara girdim ve buralarda çalıştım. Bu esnada İstanbul’da iken Milli Eğitim Bakanlığının taşra teşkilatına hizmetli alımı için açtı. Bu sınava girmek için Sinop’a geldim. Sınavı Sinop’ta il birincisi olarak kazandım. 1998 yılında Milli Eğitim Bakanlığının taşra teşkilatında hizmetli olarak göreve başladım” dedi.
AZMİYLE ÖĞRENCİLERİNE ÖRNEK OLUYOR
Okulu bırakmış olmanın verdiği üzüntüyle 1999 yılında tekrar okumaya karar verdiğini anlatan Öztürk, şöyle konuştu: “Önce liseyi 2001 yılında dışarıdan okuyarak iki yıl içerisinde bitirdim. Liseyi bitirdikten sonra 2002 yılında üniversite sınavlarına hazırlanmaya başladım. Aynı yıl üniversite sınavına girdim. Üniversite sınavından da oldukça yüksek bir puanla sınavı kazandım. Gazi üniversitesi Kastamonu Eğitim Fakültesi Sosyal Bilgiler Öğretmenliği bölümünü tercih ettim. Aslında puanım yüksekti ve Türkiye’deki birçok okula ve bölüme girebiliyordum. Ama ben, özellikle Sosyal Bilgiler öğretmeni olmak istedim. Sinop’tan tayinimi Kastamonu’ya aldırdım. Kastamonu Endüstri Meslek Lisesi’nde gece bekçisi olarak görevlendirildim. Dört yıl geceleri okulda bekçi olarak görev yaptım, gündüzleri okula gittim. Oldukça zorlu bir dönemde okudum. Çünkü gece sabaha kadar çalışıp, ardından sabah dinlenmeden okula gitmek, daha sonra okuldan gelip kısa bir süre dinlenip tekrar işe gitmek çok yorucu oluyordu. Zaman zaman okuldan çıkıp da işe yetişmem arasındaki süre o kadar az olabiliyor ki tam zamanında yetiştiğim zaman çok olmuştu. Bu yüzden istediğin yere gelebilmek kolay olmuyor. Çalışmak ve emek vermek gerekiyor. Bu şekilde dört yıl boyunca eğitimimi tamamladıktan sonra üniversiteyi bitirdim. Milli eğitim personeli olduğum için Milli Eğitim Bakanlığına, okulu bitirdiğime dair başvuruda bulundum. Dikey geçişle öğretmen olarak atandım. Herhangi bir KPSS sınavına girmedim. İlk önce üç yıl Kastamonu’nun Azdavay ilçesindeki Atatürk İlköğretim Okulunda çalıştım. Burada üç yıl görev yaptıktan sonra Azdavay’dan Kastamonu merkeze geldim. Burada üç yıl boyunca Orhan Şaik Gökyay İlköğretim Okulunda çalıştıktan sonra Kuzeykent Ortaokulu’na tayinim çıktı. Bu okulda da hâla öğretmenliğe devam ediyorum.”
“ÖĞRENCİLERE VATAN SEVGİSİ VEREBİLMEK İÇİN SOSYAL BİLGİLERİ TERCİH ETTİM”
ÖSS sınavından yüksek puan almasına rağmen Sosyal Bilgiler öğretmenliğini tercih etmesi yönünde çok fazla soru sorulduğunu aktaran Öztürk, şunları söyledi: “Çünkü yüksek puan almıştım, Türkiye’deki birçok okula çok rahatlıkla girebiliyordum. Ben, tarihi ve coğrafyayı çok seviyorum. Ben, öğrencilerime tarih ve coğrafya bilincini, millet sevgisini, vatan sevgisini yerleştirebilmek için sosyal bilgiler öğretmenliğini tercih ettim. Bu yüzden kendime bu hedefi koydum, özellikle bu mesleği seçtim.”
Küçük yaşlardan itibaren okumayı sevdiğini ve bu alışkanlığını hiç bırakmadığını ifade eden Öztürk, bu alışkanlığının başarısında büyük etken taşıdığını belirterek şunları kaydetti: “Ayrıca başarılı olabilmek için insanın kendisine hedef koyabilmesi gerekiyor. Önünüze koyduğunuz hedefle kapasitenizi bilmeniz gerekiyor. Ben, kendime bu hedefi koydum. Sadece hedef koymak kendi başına yetmiyor. İyi çalışmak gerekiyor, bu kapsamda ben, üniversitesi sınavlarına hazırlanırken okuldaki öğrencilerle birlikte hazırlık kurslarına gittim. Öğrencilerle birlikte çalıştım, bu kursların bana büyük faydası oldu. Önüne hedef koyacaksın ve bu hedefe ulaşabilmek içinde iyi çalışacaksın. Bunları yaptığımız zaman hedefinize ulaşabiliyorsunuz. Sadece tek başına hedef koymakta yetmiyor. Çevrenizde de sizi destekleyecek birilerinin olması gerekiyor. Bu konuda benim ailem bana, büyük destek verdi. Bana güvendiler. Bu işi başarabileceğime inandılar. Bu konuda beni fazlasıyla desteklediler. Bunlarda başarılı olmakta büyük etken oldu.”
1987 yılından 1998’e kadar olan 11 yıllık dönemin boşa geçtiğini söyleyen Öztürk, sözlerine şöyle devam etti: “2006 yılında öğretmenliğe başladım, bu yıl 9’uncu yılım benim. Bundan önce 8 yıl hizmetli olarak çalıştım. Mesleğimi severek yapıyorum.”