Düzenli süt tüketimi tansiyonu dengeliyor
Her yaşta içilmesi önerilen ve vücuda birçok faydası bulunan sütün, kalp sağlığını yakından ilgilendiren hipertansiyonu önlediği biliniyor. Uzmanlar hipertansiyonu kontrol altında tutmak için günde iki bardak süt içilmesi gerektiğini…
Her yaşta içilmesi önerilen ve vücuda birçok faydası bulunan sütün, kalp sağlığını yakından ilgilendiren hipertansiyonu önlediği biliniyor. Uzmanlar hipertansiyonu kontrol altında tutmak için günde iki bardak süt içilmesi gerektiğini vurguluyor.
Uzmanlar, çocukluktan itibaren düzenli olarak tüketilmesi önerilen sütün, ilerleyen yaşlarda ortaya çıkan kalp hastalıklarının önlenmesinde de etkili olduğunu ifade ediyor. Sütün içerisinde kan basıncının düşürülmesinde etkili olan protein, kalsiyum, fosfor gibi besin öğelerinin bulunduğu vurgulanıyor. Sütün bu özelliği ile hipertansiyonu dengede tutarak olası kalp hastalıkları riskini de azalttığı belirtiliyor.
Nuh Naci Yazgan Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Beslenme ve Diyetetik Bölüm Başkanı Prof. Dr. Neriman İnanç, süt tüketiminin hipertansiyonu ve kalp sağlığını doğrudan olumlu etkilediğini söyledi. İnanç, “Her gün yeterli miktarda süt içerek kalbin iş yükünü artıran ve atar damarlara zarar veren hipertansiyondan korunmak mümkün. Hipertansiyon zaman içinde özellikle kalp, böbrek, göz ve beyine kan götüren atar damarlarda hasar oluşmasına neden olmaktadır. Özellikle tansiyon hastaları başta olmak üzere, yaşı ne olursa olsun herkesin düzenli olarak 2 bardak sağlıklı süt içerek tansiyonlarını dengelemesi mümkün.” şeklinde konuştu.
Hipertansiyonun inme, kalp krizi ve böbrek yetersizliğinin önemli kilit nedenlerinden biri olduğunu da kaydeden İnanç, “Süt ve süt ürünlerinde bulunan kalsiyumun alımı azaldıkça arteriyel kan basıncı artarak hipertansiyona neden olmaktadır. Bu nedenle kalsiyum tüketiminin artırılması gerekmektedir. Kalsiyum ve fosfor açısından en zengin besin de süt ve süt ürünleridir.” dedi. Kan basıncındaki yükselmenin yıllarca belirti vermeden sinsice ilerleyebileceğine de dikkat çeken İnanç, bu durumun uzun vadede kalp, böbrek, göz ve beyin damarlarına kalıcı hasarlar verebileceğinin altını çizdi.