Dut ağacından yaptığı bağlamaları 16 ülkeye gönderiyor

Kastamonulu saz ustası Mehmet Tekeli "Saz kültürünü yaymak, Dede Korkut'tan bu tarafa süregelmiş olan kültürümüzün devamlılığı açısından çok önemli" dedi.

  • 2865
Dut ağacından yaptığı bağlamaları 16 ülkeye gönderiyor
TAKİP ET Google News ile Takip Et

Kastamonulu saz ustası Mehmet Tekeli, Türk halk çalgısı bağlamanın tınısını dünyanın dört bir yanına ulaştırıyor.

Babasından devraldığı mesleğini yine babasına ait atölyede sürdüren Tekeli, dut ağacından yaptığı bağlamaların eşiğinde, manda boynuzu kullanıyor. Tamamen el işçiliği ile üretilen bağlamalar Kastamonu sınırlarını aşıp Avrupa, Asya, Amerika ve Okyanusya'daki 16 ülkeye gönderiliyor.

Mehmet Tekeli yaptığı açıklamada, aile mesleği olan bağlama yapımına ilk olarak amcası Ahmet Tekeli'nin yanında başladığını belirtti.

Tekeli, "Babam Bekir Tekeli 1957'de amcamın yanına gelmiş ve Tekeli Kardeşler sazı doğmuş. Yaklaşık 66 senedir bu sazlar yapılmaya devam ediyor." dedi.

Bağlamalarının doğallığı ve ses kalitesi nedeniyle ilgili gördüğünü ifade eden Tekeli, "Bağlamalarımızın eşiklerinde kullandığımız manda boynuzu ağaca göre daha dayanıklı oluyor. Çelik tel ağacı kesiyor ve zamanla oyuklar oluşuyor. O yüzden biz manda boynuzu kullanıyoruz. Bizim sazlarımız akustik bir ses veriyor." diye konuştu.

Yaptığı bağlamaların Japonya, İngiltere, Almanya, Fransa, İsveç, Norveç, Avusturya, Bulgaristan, New York, Avustralya, İran, Irak, Özbekistan, Nahçıvan, İsrail ve Kanada'da tellerine vurulmasının kendisini mutlu ettiğini aktaran Tekeli, "Yaptımız bağlamalar 4 kıtaya gidiyor. Bu bizim için büyük gurur kaynağıdır. Sazımız, sözümüz, kültürümüz illaki oradaki kişilere aks edecektir. Saz kültürünü yaymak, Dede Korkut'tan bu tarafa süregelmiş olan kültürümüzün devamlılığı açısından da çok önemlidir." ifadelerini kullandı.

"Bu işi bir bayrak yarışı gibi görüyorum"

Babasının UNESCO ödülünü Neşet Ertaş ile birlikte aldığını hatırlatan Tekeli, sözlerini şöyle tamamladı:

"Bu bizim için ayrı bir gururdur. Ben de 2013'te babam vefat ettikten sonra bu işi ondan devraldım. Bu işi bir bayrak yarışı gibi görüyorum. Bayrak şu anda bende. Ben de başkalarını yetiştirmek, bu işin devamını sağlamak istiyorum. Çalışmadan hiçbir şey olmuyor. Gençlerin yaptıkları işi sevmelerini istiyorum. İşini ne kadar seversen, sevgini katarsan o derece de güzel ürünler ortaya çıkıyor. Bunu da müşteriler görüyor."