Dünya lezzetlerini buluşturan iftar
Dünyanın farklı coğrafyalarından ve Türkiye'nin her bölgesinden yemekler pişirildi.
Dünyanın 7 kıtası ile Türkiye’nin 7 bölgesinden farklı damak tatlarının yer aldığı Esenler’deki dev bir iftar sofrası, onlarca farklı kültürün yemeklerine ev sahipliği yaptı. Hem göze hem damağa hitap eden onlarca çeşit yemek, iftara katılan binlerce vatandaşa ikram edildi.
Esenler Belediyesi, “7 Kıta, 7 Bölge, Tek Sofra Dünya İftarı” sloganıyla dünyanın ve Türkiye’nin dört bir yanındaki renkleri ve Türkiye kardeşliğini yansıtan farklı bir iftar organizasyonuna imza attı. Adalet Eski Bakanı Bekir Bozdağ’ın da katıldığı iftarda, 7 kıtanın farklı ülkelerine ve Türkiye’nin 81 iline has 150 çeşit damak tadı yer aldı.
DÜNYANIN FARKLI COĞRAFYALARINDAN YEMEKLER YAPILDI
İftar alanında Haiti Sote (Güney Amerika), Somon Füme (Antartika), Soslu Spagetti (Avrupa), Özbek Pilavı, Şusi (Asya), Mangolu Bamya (Afrika), Amerikan Salatası (Kuzey Amerika), Meyveli Güveç (Avustralya) gibi 7 kıtadan örnek lezzetler, Anadolu mutfağından 5 bin çeşit yemek yapabilen ünlü gurme Kurtuluş Usta (Çehreli) gözetiminde hazırlandı.
TÜRKİYE’NİN HER BÖLGESİNDEN YEMEKLER DE PİŞİRİLDİ
Farklı coğrafyalardaki yemeklerin yanı sıra, ülkemizin 7 bölgesinden de damak tadları unutulmadı. Yayla Kuymağı (Karadeniz), Kadayıf Dolması (Doğu Anadolu), Mantı, Kır Pidesi (İç Anadolu), Fındık Lahmacun, İçli Köfte (Güney Doğu Anadolu), Zeytinyağlı Yalancı Biber Dolması (Akdeniz), Edirne Ciğeri (Marmara) ve Ala Balık Tava (Ege) meydanda usta ellerce pişirildi. Ayrıca etkinlik alanında stant açan mahalli dernekler de, cağ kebabından erişteye, mantıdan köfteye, keşkekten tantuniye kadar kendi yörelerine has damak tatlarını iftar sofrasına sundu. İftara, dünyanın farklı ülkelerinden 100 hafız da davet edildi.
“BU KARDEŞLİKLERİ BİR DAHA HATIRLAMAK ÜZERE BU SOFRALARI KURUYORUZ”
İftar sonrasında vatandaşlara hitap eden Esenler Belediye Başkanı Mehmet Tevfik Göksu, “Ramazan her şeyi yenilemek, her şeye yeniden başlamak ve her şeye bir daha bakmak anlamına geldiği için dostluğumuza ve kardeşliğimize bir daha bakmak adına bize fırsatını sunmak adına önemlidir. Bizim dilimizin, ırkımızın, renklerimizin, cinsimizin hiçbir şey ifade etmediğini ve sade sadece bizim için bir tanışma aracı olduğunu Ramazan sofrasında, iftar sofrasında bir kez daha yaşamak, bir kez daha görmek adına bu sofrayı birlikte kuruyoruz. Bu sofranın sakinleri arasında Türkiye’nin her bir bölgesinden kardeşimiz var. Diyarbakır’dan da kardeşimiz var, Edirne’nin Ciğeri var, Malatya’nın ve Kastamonu’nun bir başka ürünleri de var. Bu topraklarda yetişen bütün ürünler burada var. Aynı zamanda 7 kıtanın da bu sofrada mutlaka bir tuzu var. Bizler burada bu kardeşlikleri bir daha hatırlamak ve pekiştirmek üzere bu sofraları kuruyoruz” diye konuştu.
“UYGURLARININ BAŞINA GELENLER AYRI BİR İNSANLIK AYIBIDIR”
Son günlerde Çin’in Uygur Türkleri’ne yönelik baskı uyguladığı yönündeki haberlere değinen Bekir Bozdağ, “Çin Halk Cumhuriyetinde Sincan bölgesinde Uygurlarının başına gelenler ayrı bir insanlık ayıbıdır. Müslüman Uygur Türklerine yapılan saldırılar bir insanlık suçudur ve kabul edilemez. İnsanlara ibadetlerini yasaklamak hangi uluslararası belgede insan hakları olarak zikrediliyor. Ama bakın insanlara oruç tutmayı, namazı, cumayı belirli kısıtlar altında tutmaya çalışan bir yönetim var. Peki Birleşmiş Milletler bu konuşla ilgili bir cümle bile kurmazlar. Peki insan hakları diyen bir Avrupa Birliği niye bir cümle kurmazlar. Bu yanlıştır, bu haksızlıktır, bu zulümdür diye niye demezler. Oruç tutuyor musunuz, tutmuyor muzunuz diyerek insanları orucu bozmaya zorlayan haksız ve hukuksuz uygulamalar karşısında bunu yapamazsınız diye niye demezler. Tük sesini yükselten ülke Türkiye onun dışında hiçbir ülkenin sesi çıkmıyor. Maalesef insan hakları deyince sadece kendilerine ve kendi millet ve devletlerinden olanlara yapılan haksızlıkları anlayanlar. Çin de yapılan zulme elbette sessiz kalabiliyorlar. Ama biz sesimizi yükselttik ve yükseltmeye de devam edeceğiz” şeklinde konuştu.