- Haberler
- Kültür-Sanat
- Dr. Eriş, 'Bir yerin işgali sadece asgari güçle değil sosyo-politik yolla da oluyor'
Dr. Eriş, 'Bir yerin işgali sadece asgari güçle değil sosyo-politik yolla da oluyor'
Kültür Konseyi Başkanı Dr. Metin Eriş, belli yerlerin işgallerinin sadece asgari güçle olmadığını aynı zamanda sosyo-politik yollarla ve sosyolojik yapıyla da olduğunu kaydetti.
Kastamonu Valiliği ve Kültür Konseyi tarafından Rıfat Ilgaz Kültür Merkezinde ‘Halk Kültürü, Ahilik ve Kastamonu’ konulu sempozyum gerçekleştirildi.
Sempozyumda konuşan Kültür Konseyi Başkanı Dr. Metin Eriş, “Dün toplumları millet yapan bugün geleceği ışık tutması gerekecek olan asıl sosyal müesseselerinin başında gelen aile ve akrabalık ilişkileridir. Toplumun genel yapısı çerçevesinde siyaset önemli olabilir ama asıl onun alt yapısında olan sosyal dinamizm sağlayacak olan iktisadi ve sosyal politikalardır. Orta Asya’dan getirmiş olduğu manevi değerler ile İslamiyet ile bütünleştiği andan itibaren değerler çatışmasının tamamen tersine değerleri imtiza edecek bir yapı içerisinde Ahilik müessesesinin önemli rol oynadığını tespit ettik. Ahilik müessesesine yakın olansa halk kültürü, halk kültürünün ahilik mekanizmasının devletleşme unsuru olarak gündeme gelmesi bütün Türk topluluklarında olduğu gibi son zamanlarda İslamiyetler arasında Osmanlı’da bir şahika noktasına geldi” dedi.
"Farkında olmayan nesillere sahip olursunuz"
Halk Kültürü, Ahilik ve Kastamonu konusunu işleyeceklerini söyleyen Dr. Eriş, “Böylece ahiliğin genel yapısı içerisinde Türk İslam topluluğundaki varlığına temas ederken aynı zamanda bir başka noktaya daha temas edeceğiz. Kastamonu’da ahilik konusundaki gelişmeler neydi, nasıl bir gelişme getirdi ve geleceğe ışık tutacak olan her ne kadar bir yerde kalmış gibi görünüyorsa da onu değerlendirecek olan başka yapılarla tamamlamak mümkündür. Eğer bir topluluk kendi kültürünü ötesinde davranmaya başlarsa bu zaman diliminde çok açık hepimizin görmekte olduğu bir şey var. Teknoloji ve siyaset dilimi giderek gelişmesi içerisinde artık savaşları birebir haline getirmenin tuzağına düştük. Yani belli yerlerin işgalleri asgari güçle olmuyor sadece, sosyo-politik yollarla da oluyor, sosyolojik yapıyla oluyor. Bunun temelinde kültürel varlıklarınız var. Eğer siz açık ve net olarak söylüyorum kültürel varlığınızı gelecek nesillere de veremezseniz ve gelecek nesiller bunlara birer mihenk taşı gibi, birer mücevher gibi sahiplenmezlerse şeklen değil ama sosyal olarak, psikolojik olarak başka ülkelerin hebası olursunuz ve bunun farkında olmayan nesillere sahip olursunuz. İşte asıl tehlike buradan kaynaklanıyor ve bu tehlikeyi de önlemekte siz gençlere düşüyor, bundan hiç şüphem de yok. Güzel, çok güzel ve geleceğe ışık tutacak olan ilim nesli geliyor” şeklinde konuştu.
“Göçlerde insanlarımız hem köy kültüründen koptular hem de kent kültürüne adapte olamadılar”
Türk Dünyası Kültür Başkenti olduktan sonra Kastamonu dışından çok sayıda proje geldiğini açıklayan Vali Yaşar Karadeniz ise, şöyle konuştu: “Bu projelerin hemen hepsi Kastamonu’ya bir şey katmak değil, Kastamonu’dan ne kadar bir bütçeyi kaparız mantığıyla gelen projelerdi ve bizde hemen hepsine kapımızı kapattık. Toplantıya katılan bir vatandaşımız, aile ilişkilerinin bozulmasından bahsetti ve buna karşı bir şeyler yapılması gerektiğini söyledi. Tabii buna kendi bakış açısıyla çözümler üretmiş ama serzenişinde haklıydı en azından. Dolayısıyla bu konu artık hepimizin belki gündeminde olması gereken ve sahip çıkılmamız gereken bir konuydu. Bu yüzden Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürlüğü ile Valiliğimiz, bu işle ilgili çalışmalara başlaması konusunda bir neticeye varıldı. İnşallah buradan çıkan konularda, önerilen kitapta bizlere bu yolda ışık olacaktır.”
"Ahilik, esnafımızın oto kontrol sistemiyle kurmuş olduğu bir disiplindir"
“Kültür, sadece eğitimle kazanılabilecek bir olay değil. Kültür toplumsal bir birikimdir aynı zamanda ve geçmişi yüzyıllara dayanır. Bizimde bir millet olarak birikmiş bir kent kültürümüz var. Birikmiş bir kır kültürümüz var, köy kültürümüz var. Ama yaşanan göçlerde köyden kalkıp kente gelen insanlarımız hem köy kültüründen koptular hem de kent kültürüne tam adapte olamadılar. O arada kalmışlığı da biz aşmak zorundayız millet olarak. Kentte yaşayan herkesin o kent kültürünün bir parçası haline gelmesi için bir çaba sarf etmemiz gerekiyor. Zaten Ahilik dediğimizde bizim bir esnafımızın kendi içerisinde oto kontrol sistemiyle kurmuş olduğu bir disiplindir. Bu disiplin bizdeki esnaf kültürünün gelişmesini bu günlere kadar taşınmasını sağlamıştır. Bu kültürü de biz kurmak zorundayız.”
Sempozyum, Kastamonu’da iki gün boyunca devam edecek.