Doğu Karadeniz'in "pes etmeyen" kadınları
Zorlu doğa koşullarına aldırış etmeden her mevsim çalışan Doğu Karadenizli kadınlar, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü gibi özel günlerde de aynı tempoyu sürdürüyor.
Doğu Karadeniz'de zorlu doğa koşullarına aldırış etmeden her mevsim çalışan kadınlar, azimleriyle takdir topluyor.
Yaşamın zorluklarını aşmak ve evlerinin geçimine katkıda bulunmak için çalışan kadınlar, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü gibi özel günlerde de hiçbir zaman tempolarını düşürmüyor.
Trabzon'da da Düzköy ilçesine bağlı yaklaşık bin rakımlı Çayırbağı Mahallesi'ndeki kadınlar, bölgenin zorlu koşullarına, dik yamaçlarına aldırış etmeden çalışmaya devam ediyor.
Her akşam bir sonraki günün planını yapan ve günün ilk ışıklarıyla uyanan kadınlar, ilk olarak odun kesiyor, soba yakıyor. Gün daha ağarmadan odun ateşinde yemeklerini de pişiren kadınlar, önce çocuklarının kahvaltısını hazırlıyor, ardından da hayvanlarını besliyor.
Yemek ve temizliğin yanı sıra çocuklarının ödevleriyle de yakından ilgilenen kadınlar, çocuklarını okula gönderdikten sonra ise evini toplayarak bağ, bahçe ve tarla işleri için yola düşüyor.
Her mevsim dışarıda da farklı işlerle uğraşan kadınlar, otları biçiyor, lahana, patates, mısır ve fasulye yetiştiriyor, sırtında gübre ve onlarca yük taşıyor. Bazen sırtında çocuğu ile çalışmak, bazen de bebeğini ağzında biberonu ile tarladaki sepetin içinde uyutmak zorunda da kalan kadınlar, evin alışveriş ihtiyacını da kendileri karşılıyor.
Haftanın bir gününü mahallede kurulan pazarda alışverişe ayıran kadınlar, buraya ulaşmak için de yaklaşık 4 kilometre yol yürüyor. Kadınlar, kimi zaman el arabasıyla tuğla taşıyor, kimi zaman harç karıyor, kimi zaman da beton döküyor.
Güç gerektiren pek çok işin üstesinden tek başına gelen kadınlar, Doğu Karadeniz'in zorlu koşullarında her gün ter döküyor. Yorulmalarına rağmen hiçbir zaman "pes etmeyen" Karadenizli kadınlar, çalışkanlıklarıyla hem örnek oluyor hem de takdir topluyor.
"Gücümüz yettiğince çalışıyoruz"
Üç çocuk annesi Nurten Yılmaz AA muhabirine yaptığı açıklamada, ev dışında birçok işle uğraştıklarını belirterek şöyle devam etti:
"Bizim için her gün aynı. Sabah erkenden kalk, yemek, bulaşık, çamaşır, hayvanlar, tarla, bahçe işleri akşam oluyor. Yeri geldi inşaatta da çalışıyoruz, tuğla da taşıyoruz, çimento da yoğuruyoruz. Gücümüz yettiğince çalışıyoruz. Yorulsak da üzülmüyoruz, çalışmak bizi mutlu ediyor. Onun için 8 Mart Dünya Kadınlar Günü'nde de çalışacağız. Bizim için normal bir gün."
Yılmaz, her işin zorluğu olduğu kadar güzellikleri de olduğunu vurgulayarak Karadeniz'de yaşamanın da kültürünün de farklı olduğunu ifade etti.
Akgül Aslan da 2 çocuğu olduğunu belirterek "Ne yapıyorsam çocuklarım için yapıyorum. Yeter ki onlara daha güzel ve mutlu bir gelecek verebilelim. O yüzden bağ, bahçe, tarla fark etmiyor. Her işi yapıyorum. Bir işi yapmak, bitirmek beni mutlu ediyor. İş çok olsun önemli değil, yeter ki sağlık olsun elimizden geldiğince yavaş yavaş yaparız." diye konuştu.
Çalışmayı sevdiğini de aktaran Aslan, "Ev işleri bizim için ne ise bağ, bahçe ve dışarı işleri de aynı. O yüzden fark etmiyor. İşin zorluğu bizi yıldırmaz. Yeri geldi yağmur çamur çalıştık, yeri geldi çocuklarımızı tarlada bahçede büyüttük ama mutluyuz. Önemli olan da bu." dedi.