Demirtaş'tan Gündeme İlişkin Açıklamalar
Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) Eş Başkanı Selahattin Demirtaş, İmralı'da Abdullah Öcalan ile görüşmek için Adalet Bakanlığı'na bugün başvurduklarını, 10 gün içerisinde ziyaretin gerçekleşmesini beklediklerini söyledi.
Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) Eş Başkanı Selahattin Demirtaş, İmralı’da Abdullah Öcalan ile görüşmek için Adalet Bakanlığı'na bugün başvurduklarını, 10 gün içerisinde ziyaretin gerçekleşmesini beklediklerini söyledi.
Diyarbakır’da bulunan BDP Eş Başkanı Selahattin Demirtaş, Demokratik Toplum Kongresi (DTK) binasında gazetecilerin sorularını yanıtladı. Demirtaş, 15 Eylül'de yapılması planlanan Kürt konferansının dün alınan bir kararla 25 Kasım'a ertelenmesini değerlendirerek, konferansın bir an önce yapılması gerektiğini dile getirdi. Konferansın ertelenmesini Irak Kürt Yönetim Bölgesi’nde 21 Eylül'de yapılacak parlamento seçimlerinden dolayı ertelendiğini belirten Demirtaş, belirlenen tarihte konferansın yapılaması için gerekli çabanın yapılması gerektiğini anlattı. Demirtaş, “Kürt konferansının BDP olarak beklentimiz, bir an önce gerçekleşmesiydi. Ama maalesef yeterli hazırlık yapılamadığı için ertelendi. Konferans, Kürdistan Federal Bölgesel seçimleri nedeniyle bir kez daha ertelenmeyle karşı karşıya kaldık. Artık belirlenen tarihte en güçlü şekilde yapılması için herkesin çaba sarf etmesi lazım. Bütün partilerin şunu bilmesi lazım, her partinin ulusal kongrenin yapılması konusunda halka verdiği sözle karşı karşıyadır. Bu kongrenin daha fazla ertelenmesi ve yapılmaması yönünde uluslararası bazı kesimlerden ve bölgesel güçlerden müdahaleler olduğunu da biliyoruz. Asıl olan halkın beklentisidir. Bütün bu doğrultuda hareket ederse güçlü bir ulusal kongrenin gerçekleşeceğine inanıyoruz. Delege sayılarıyla tartışma var ama bu çözülmeyecek mesele değil. Kongrenin ertelenmesi Kürdistan bölgesel seçimleriyle ilgilidir" dedi.
"HÜKÜMET ADIM ATMADIĞI HER DAKİKA SÜRECİ ZORA SOKUYOR"
Bir gazetecinin, 'Bingöl'de otomobilde yakalanan patlayıcıların sürecin provoke edilmesine yönelik midir?' soruna yanıt veren Demirtaş, sürecin provoke edilmesi için 200 kilogram bombaya gerek olmadığını, hükümetin bu süreci bitirmişse, herkesin bildiğini yapacağını dile getirdi. Demirtaş, "Bingöl’de yakalanan bombalı araçla ilgili detayları bilmiyoruz, biz de basından takip ediyoruz. Aydınlandıktan sonra ancak bu konuda görüş belirtmemiz doğru olur. Ama hükümetin adım atması gereken bir dönemin en kritik aşamasındayız. Hükümet adım atmadığı her dakika süreci zora sokmuş oluyor. Bu ülkenin Başbakanı çıkmış, süreç falan yok, parti olarak biz demokratik açılım yürütüyoruz, ortada bir süreç yok diyor. Süreç yoksa hükümetin bugüne kadar yaptığı görüşmeler, İmralı'da, Kandil'de yürütülen temaslar, çalışmalar bunlar hükümet açısından anlam ifade etmiyorsa hükümet süreci zaten bitirmiş demektir. 200 kilogram bombaya falan gerek yok hükümet bu süreci bitirmişse herkes bildiğini yapar. Bu da aylardır büyük çabayla oluşturulan bu atmosferin tuzla buz olması demektir. Şu anda biz hükümetten bu çözüm anlayışına yakışır çalışma görmedik. Üsluba ve söyleme bile yansımadı. Düşünün 100 yıllık bir sorunu çözüyoruz hükümetin halen bir söylemi bile değişmedi. Halen baskıcı dil kullanılıyor. Kürt siyasi iradesini küçük görme hor görme bir anlayış var. Kürtler bunu kabul etmez" diye konuştu.
"MEZARLARA YÖNELİK BİR TUTUM, HALKI İSYANA YÖNELTMEKTEN BAŞKA BİR ŞEY DEĞİL"
Kato Dağı’nda PKK'lıların halk tarafından oluşturulmuş mezarlarının tahrip edilmesi olayına tepki gösteren Demirtaş, şunları söyledi:
"Dünyanın hiç bir yerinde mezarlara yönelik saldırı bugüne kadar kabul görmedi. Hangi din ve inançta olursa mezar kutsaldır. Bir halkın evlatlarının mezarlarını tahrip etmek o halkın isyan etmesi için yeterli bir gerekçesidir. Süreç olsun olmasın mezarlara yönelik bir tutum tek başına halkı isyana yöneltmekten başka bir şey değil. Bu mezarları tahrip edenleri hükümet soruşturacak mı, İçişleri Bakanı, Valilik, mezarları tahrip eden askerler hakkında soruşturma açacak mı? Yoksa normal mi davranacak. Bunları hepsini izleyeceğiz. Buradan halkımıza açık çağrı yapıyorum, hatta partililerimize talimat olarak belirtiyorum, mezarlar kutsaldır, mezarları kıranın gerekirse kafasını kırarız. Çok açık söylüyorum mezarlara yönelik kimin olursa olsun bir PKK'lının bir Müslüman’ın bir Ermenin, bir gayri Müslim’in olur kim saldırırsa, partimiz halkımız bu konuda en net tavrı göstersin. Müsaade edilmesin en sert en net tepki de bu konuda ortaya konulsun. Açık çağrımızdır. Bir kez daha yapılırsa kim yaparsa yapsın bu suçu işleyene karşı halk orada net tavrını koysun. Böyle bir şeyi asla kabul etmeyiz. Bunu yapanlar insan olamaz. Eğer bunu yapanlar devlet yetkilileri yapmışsa sorumlularını ortaya çıkarılıp yargılaması lazım. Bunlar süreci sıkıntıya sokan meselelerdir."
"KÜRTLER ANADİLDE EĞİTİM YAPACAKTIR"
Bir gazetecinin 'Anadolu Ajansı'nın bir süre önce Kürtçe yayına başladı diğer taraftan Anayasa Komisyonu’nun Kürtçe dilini kabul etmiyor' sorusuna yanıt veren Demirtaş, Kürtlerin anadilde eğitim yapacaklarını belirterek, "Türkiye Cumhuriyeti Devleti Kürtçe’ye şu şekilde yaklaşıyor, Kürtçe, Türkiye devletin malıdır, Kürtlerin malı değildir. Biz devlet olarak istediğimiz şekilde konuşuruz, istediğimiz şekilde kullanırız, ama Kürtler kullanamaz. Dolayısıyla Kürtçe Türkiye'de devletin dilidir, Kürtlerin dilidir. Kürt sorununun çözümü için Kürtçe'nin Kürtlerin dili olduğunun kabul edilmesi lazım. Anadolu Ajansı'na serbest Kürt çocuğuna yasak. Bu bir çelişkidir. Anadolu Ajansı'nın Kürtçe yayın yapmasını küçümsemiyorum yapsın mutlaka önemlidir. Bütün haber kanalları özgürce bütün dillerde yayın yapsın Bu değerlidir. Ama devlete serbest olan Kürtlere yasaksa bunun altında başka şeyler aramaz lazım. Bu çok samimi bir yaklaşım olmaz. Devletin şunu kafasına koyması lazım, Kürtler anadilde eğitim yapacaktır. Bir gün bunu göreceğiz. Bunu engelleyecek hiçbir siyasi güç yoktur. Su akacak yatağını bulacaktır. Başbakan bile kendi söylediğine bile inanmıyor. Anadilde eğitim olmayacak bu ülkeyi böler diyor ama kendisinde söylediği şeyin gerçek olmadığını biliyor. Parlamentoda başka, anayasa tartışmasında başka Anadolu Ajansı'nda başka siyaset devletin çelişkisinden kaynaklıdır" ifadelerini kullandı.
"İMRALI’YA GİTMEK İÇİN BUGÜN ADALET BAKANLIĞI’NA BAŞVURDUK"
Bir gazetecinin İmralı ziyaretiyle ilgili sorusuna yanıt veren Demirtaş, Adalet Bakanlığı'na başvuru yaptıklarını ifade ederek, görüşmenin 10 içinde gerçekleşeceğini beklediklerini söyledi. Demirtaş, "Hükümetin beklentileri gerçekleşti. Neydi beklentisi ateşkes olsun geri çekilme olsun. Onlarda gerçekleşti. Şimdi halkın beklentisi var. Hükümetin bunu yapması gerekiyor ki halkın içi rahat etsin. Hükümet bunu yapmadığı sürece süreç risk ile karşı karşıyadır. Bunu ben söyledim diye demiyorum. Bu realitedir siyasetin doğası gereğidir. Müzakerenin diyalogun kopmaması için herkes elinden geleni yapmalıdır. Biz de bu doğrultu da çaba sarf edeceğiz. Özel büyük umutların güçlü heyecanların yaşandığı müzakere aşamasında değiliz. Hükümet artık hazırlık içinde olduğu paketi güçlü hale getirir ve tatmin edici bir adıma dönüştürse yeniden umutlar canlanır ve süreç çok daha hızlı şekilde ilerler. İmralı'da Öcalan ile görüşme gerçekleşirse bu konular bir daha orada masaya yatırılmış olacak. Bu konudaki son yaklaşımlarını görmüş olacağız" dedi.