Demirtaş: Çözüm sürecinin akıbeti 1 Eylül'de belli olacak
Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) Genel Eş Başkanı Selahattin Demirtaş, çözüm sürecinin akıbetinin 1 Eylül'de belli olacağını söyledi. Hükümetin 1 Eylül'e kadar somut adımlarını içeren projeyi açıklaması gerektiğini ifade eden...
Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) Genel Eş Başkanı Selahattin Demirtaş, çözüm sürecinin akıbetinin 1 Eylül'de belli olacağını söyledi. Hükümetin 1 Eylül'e kadar somut adımlarını içeren projeyi açıklaması gerektiğini ifade eden Demirtaş, Abdullah Öcalan’ın '15 Ekim'e kadar da bütün bunlar parlamentonun desteğiyle gerçekleştirilebilirse biz 2. ve 3. aşamaya, normalleşmeye geçebiliriz’ dediğini ifade etti. Ayda iki milletvekilinin İmralı adasına gitmesiyle çözümün gerçekleşmeyeceğini belirten Demirtaş, Öcalan’ın İmralı’da gazetecilerle toplantının aksine basın buluşması gerçekleştirerek düşüncelerini anlatmak istediğini kaydetti.
Selahattin Demirtaş, gündeme dair değerlendirmelerde bulunmak üzere Cigerxwin Kültür Merkezi’nde gazetecilerle bir araya geldi. Demirtaş, çözüm sürecinde hükümetin somut adımlar atmadığından yakındı. Hükümetin hala ‘yapacağız, edeceğiz’ söylemi içersinde olduğunu ifade eden Demirtaş, “Halen gelecek zaman kipiyle konuşuyor. ‘Yapıyorum, yaptım’ dediği tek bir cümle duymadık. Bu bizde kaygı uyandırıyor. Pratiklere baktığımızda Başbakan halen ‘karakolları yapacağız’ diyor. Bu kadar tepkiye rağmen, gereksizliğe rağmen karakolları yapacağız demek ‘ben kalıcı barışa inanmıyorum’ demektir. Kalıcı barışa inana bir Başbakan'ın 130 yeni karakola para yatırmaması lazım.” dedi.
Çözüm sürecinin ikinci aşamasıyla ilgili olarak hükümetin Eylül ayının başına kadar bir paket hazırlaması gerektiğini belirten Demirtaş, Öcalan’ın da son görüşmelerinde hükümetin 1 Eylül'e kadar atacağı somut adımları görmek istediğini söylediğini dile getirdi. Demirtaş, “Öcalan 'onu ortaya koyarsa ve 15 Ekim'e kadar da bütün bunlar parlamentonun desteğiyle gerçekleştirilebilirse biz 2. ve 3. aşamaya, normalleşmeye geçebiliriz’ diyor. Fakat bütün bunlar hükümetin atacağı adımlara bağlı. Öcalan bu süreçten vazgeçmiş değil. Umutsuz değil, karamsar değil. ‘3.aşama olmayacak’ diye bir şey söylemiyor ama bütün bunların geçekleşmesi için hükümetin ne yapacağını kamuoyuna açıklaması gerekiyor. Onun da şu andaki tarihi 1 Eylül'dür. 1 Eylül'de en geç o tarihe kadar hükümet çalışmalarını tamamlamalıdır. Bu sadece Kürtler açısından değil. Türkiye’nin yüzde 95’i hükümetin demokratikleşme adımlarını bekliyor. Ne olacağını açıklamadan, bunları harekete geçirmeden ikinci aşama biter bitmez ikinci aşama bitmezse üçüncü aşamaya da geçilmez.” şeklinde konuştu.
TÜRKİYE, PKK’NIN SINIR DIŞINA ÇIKIP ÇIKMADIĞINI TARTIŞMAMALI
"Hükümet artık 'PKK silahlı güçleri Türkiye sınırları dışına çıktı mı çıkmadı mı', bu tartışmaları bitirmelidir." diyen Demirtaş, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Şu anda Türkiye’nin önündeki temel soru şudur: Öcalan da bu şekilde ifade etmiştir. PKK’lılar nasıl çıkacak değil PKK’lılar nasıl dönecek? Dağdan nasıl inecek? Avrupa’dan nasıl gelecek? Bu soruların cevabının verilmesi lazım. Şu anda PKK’lıların çıktı mı çıkmadı mı tartışması son derece gereksiz ve abes bir tartışmadır. Türkiye temel soruya cevap vermeden süreci nasıl ilerletecek? Bu insanlar nasıl geri dönecek? Hangi yasayla nasıl bir hukukla geri dönecekler? “
ÖCALAN BASIN TOPLANTISI DEĞİL, BASIN BULUŞMASI İSTİYOR
Öcalan'ın İmralı adasında basın toplantısının aksine bir basın bululması istediğine değinen Selahattin Demirtaş, şöyle konuştu: “Öcalan basın buluşması istiyor. Basınla orada görüşmek istiyor. Basının birkaç temsilcisiyle orada buluşmak istiyor. Onlarca, yüzlerce kameranın toplandığı mikrofonların masaya kurulduğu bir basın toplantısı istemiyor. Kendisi düşüncelerini basınla, belki birkaç kişi bu meseleden anlayan, meseleye hakim, gerçekten süreci doğru yorumlayacak, katkı sağlayacak bir grup gazeteciyle orada buluşmak istiyor. Bu basın toplantısı talebi değil. Hükümet de bunu biliyor olmasına rağmen ‘orada basın toplantısı olmaz’ demesinin hiçbir anlamı yok. Orada bir basın toplantısı talebi yok. Bunun biz önümüzdeki günlerde gerçekleşeceğini umut ediyoruz. Biz Adalet Bakanı'yla da bu meseleyi görüşmek üzere arkadaşlarımızı görevlendirdik. Adalet Bakanı'yla bir araya gelecekler. Mutlaka bir grup gazetecinin oraya gitmesi gerekiyor. Bunlar gerçekleşmezse süreç nasıl ilerleyecek biz de anlamakta zorlanıyoruz. Hükümet biliyorsa hükümet açıklasın bakalım. Ayda bir iki tane milletvekilli gidip adada Öcalanla görüşecek, bu süreci ilerletemez yürütemez mümkün değil.”
PKK’NIN ASAYİŞ BİRİMİ
Bir gazetecinin Diyarbakır ve bölgede kimlik kontrolleri yapan yüzü maskeli şahısların kim olduğunu sorması üzerine Demirtaş, şunları söyledi: “KCK’nın yaptığı 'bizim de güvenlik birimlerimiz, polisimiz olacak' şeklindeki açıklama bununla alakalı değil. Bağlantılandırmamak lazım. Kastettikleri bir çözüm gerçekleştiğinde Kürtlerin de yasal, meşru hukuk çerçevesinde güvenlik birimleri olacak. Bugün belediyelere bağlı zabıta birimleri gibi. Bunun benzeri yerel güvenlik birimleri illegal olamayacak, yasa dışı olmayacak. Yasal dayanağı olan güvenlik birimleri olacak. KCK’nın yaptığı açıklama budur. ‘Bizim de güvenlik birimleri olmalı’ dediği husus budur. Şimdi bu durumlarla ilgili daha önce de kendiler açıklamalar yaptılar. Kendilerinin de meseleyi araştırdıklarını belirtiyorlar. Hani bazı tutumları çocukça bulduklarını kendileri de belirttiler. Fakat doğrusu biz de tam olarak hangi amaçla hangi saikle bunlar yapılıyor tam anlayabilmiş değiliz. Gençlik örgütlenmeleri kendi içinde bu tür faaliyetleri yürütüyorlar. Dikkatli olunması lazım. Yanlış anlaşılmalara mahal verecek işlerin kimsenin yapmaması lazım. Belki bu gençleri tanımıyoruz ama art niyetle bunları gerçekleştirmiyorlar. Ama kaş yapalım derken göz de çıkarmamak lazım.”
GENÇLER DAĞA SAVAŞMAK İÇİN ÇIKMIYOR
Son günlerde dağa çıkışlarla ilgili yapılan açıklamalara değinen Demirtaş, valilerin görevinin ‘şu kadar kişi dağa çıktı’ şeklide çetele tutma olmadığını söyledi. "Valiler bunun çetelesini tutacağına Başbakanlarına rapor yazsınlar." diyen Demirtaş, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Sayın Başbakan sizin bu söylemleriniz gençleri dağa itiyor. Bunları düzeltin desinler. Valilerin işi çetele tutmak, istatistikleri açıklamak değildir. Mevcut durumu merkeze rapor etmeleri gerekir. Doğru neyse objektif olarak onu bildirmeleri gerekir. Kaldı ki gençlerin tamamı da dağa gidiyorsa hepsi de savaşmak için gitmiyor herhalde. Barış süreci ise ve hükümet gerçekten bu insanları 3-5 ay içinde dağdan indirmeyi düşünüyorsa o zaman bu gençlerin dağa gidişinden korkmamalı. 5-6 ay sonra nasıl olsa devlet dağın iniş yollarını açacak, inecekler, o yüzden valilerin de korkmaması lazım, 5-6 ay sonra inecekler. Korkuyorlarsa o zaman gençlerin dağdan ineceğini inanmıyordur. Hazırlığı olan hükümet korkmaz bundan.”